Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Sahibine Mesajlar

Sn. Mevlut Çavuşoğlu, KKTC’ye bir geldiniz ‘Pir’ geldiniz. Aba altından sopa gösterterek, Vatandaş yapacaksınız. Protokol istediğimiz gibi geçecek talimatı verdiniz.. Cemil Çiçek Kıbrıs Türkü’nü Rumcu, sizde bazı vekillerimizi PKK’lı ilan ettiniz. Eller göbekte, emme basma tulumba gibi kafa sallayanlar kulübü üyeleri orta parmaklarını kaşımadı. Vezir yargısının hukuksuz orağı, protokol adı altında güzelim yapımızı  biçerken, ciğercik mis yut da gorkma vesayetçileri, emir eri alayı sustu.

**

Sn. Doğuş Derya, Çocukluğunda kaybolduktan sonra bulununca veya bir kabahat yaptıktan sonra dayak yiyen bir nesildik biz. Dünyanın değiştiğini miyop gözleri ile göremeyenler hala daha o eski geleneği sürdürdürmek istiyor. Bu nedenle, ortaya  karışık PKK kebabını koyuyorlar. Mangal niyetine konan taşları da kafana fırlatıyorlar. Sevgili Doğuş, havalar gibi siyasette şaşırdı. Kız senin canın sağolun. Allah’a şükür sadece atılan taşlardan moralin bozuldu, karakterin değil.

**

Sn. Hürrem Tulga, TC Dışişleri bakanı Mevlut Çavuşoğlu geldi. Yıllarca nöbet tuttuğumuz ama bırak içerisine girmeyi uzaktan andilla koyarak bakabildiğimiz ‘Beyaz Ev’de, dikkat denilince birerli kolda hizaya geçmediğiniz için 22 kurum ve kuruluş arasına girip misafir edilmediniz. Esnaf ve Sanatkarlara ait arabanın biyat etmeyen makinesi mangos etmiş. Verilen direktiflere uymayan Latiği ekris yaptı. Kısacası sagulli’de kalarak davet edilmemişsiniz. Sevgili Hürrem, boş ver bir ülkede kısa boylu insanlar uzun gölgeler veriyorlarsa orada güneş batıyor demektir.

**

Sn. Burak Maviş, Çavuşoğlu‘nun adaya ziyaretinin masum olmadığını belirttin. Ve “uygun gördüğü” “sivil toplum örgütleriyle” buluştuğunu  “iki devlet” masalına devam ettiğini vurguladın. Burak hocam, askerlikte sanırım  tezkere yaklaşınca mezkurü sende kesmeye başlamışsındır. Biliyorsun bizim buralarda adettendir, kahve falına bakılır. Ayşaba kahve falında bakarken 3 vakte kadar bir yol gözüküyor dedi. Birileri Toros’larda çiçek böcek resmi çekerken basan sis nedeni ile deniz aşırı yerde bazılarının gideceği  bu yolu görmeyebilir. Ancak zamanı gelince bizler iki tükür bir şükür çekerek bazılarının mahalleye gidişini izleyebiliriz

**

Sn. Bülent Dizdarlı, bu zamları Alah kahretsin. Başhekimlik yapmış koskoca doktoru bile bisiklete düşürdü. Yakında çoğumuz tenzili rütbe yapılarak bisikletten ‘Tabanvaya’ geçiş yaparsak şaşmamak gerekir.  Doktorum keşke bir alo deseydin. Vallahi Belesbiti kaptığım gibi bir galon benzin alır gelirdim. Hoş, o bir galon benzin ile eve anca giderdin. Tabi senin de dediğin gibi o benzini almak için çantayı doldurmak gerekir. Eh o iş içinde bankada uzun süre sırada beklemekte var.

**

Sn. Erhan Arıklı, şu bizim meşhur ‘Hoşnutsuzluk’ Yasası taslağında hukukçularımız bizi kandırdı dediniz. Vallahi sizlerde daha maçın henüz başında bizleri kandırarak golü atmıştınız. Hukukçularınız durumu 1-1 yaparak eşitledi. Teknik bir hata” diyerek gol off-side durumuna girme. Sn. Arıklı bu dünyada, bir ölümün bir de kaybolan güvenin telafisi yoktur. Güvenin, paraşütü açılmadığı için ‘Ozon Tabakasından ‘ burun üstü yere çakıldı. Bu nedenle  hiç ayrılamam derken, bundan sonra sandıklarda kavuşmak hayal olacak.

**

Sn. Ziya Öztürkler, çavuşoğlu geldi ve Rask makamından güfte düzenleyerek gözünüzün içine baka baka, vatandaş yapın bestesini önünüze koydu. Siz ise o anda Suzinak makamından güfte hazırlayarak ‘Nolamaz ‘ bestesini önüne koymadınız. Ancak Garga’ gukunu yedikten sonra,  mesleğe yeni adım atmış bir muhabir heyecanı ile kimsenin ‘vatandaşlık verin’ demediğini vurguladınız. A bakanım. A benim canım ciğerim hocam. Tereciye tere satmayayım derim. Vatandaş yapın sözünü Allah aşkına bana heceleyin. Gatriyaba, bakanımızın varlığımı hatırlatan tek şey bakanlık önünde renkten renge giren sensörlü lamba dedi.

**

Sn. Ulaş Barış, ailesiyle bilgi yarışması izleyip doğru cevabı bulduğunda  Profesörlük duygusu yaşayanlar gibi, ustalarına şirin gözükmek için yağlama, grasolama ustası olanların, barış yanlısı, Federasyon ve çözüm müdavimi senin gibileri işinden etmek onları ordinaryüz profösör yaptığını sanır. Sevgili Ulaş, hayat şartları küfürsüz yaşamak için hiç elverişli değil.  Bazılarının gölgesine lafım yok. Çünkü O da bunları adam sanıp peşlerinden gidiyor.

**

Sn. Yonca Özdemir, söylemlerinizde sokak kedisi gibi hür olmak yerine keşke tekme yemesine karşın, camdaki ciğere salya dökerek bakan ciğercinin kedisi gibi davransaydınız. Hak hukuk vicdan, insanlık kitapları yerine keşke bazıları gibi yalan da olsa din iman, vatan millet sakarya nurlu ufuklar kitabı yazarları arasında yer alsaydınız. Tamam, aynı şeylere gülmediğiniz insanlarla mutlu olmanın mümkün olmadığını bilenlerdensiniz. Ama birileri birilerine yalakalık yapmak için size ‘Hadde Mahalleye’ demez baş tacı yapılırdınız.

**

Sn.Hasan Esendağlı, Semailer gibi dönen bazıları Adalet savunucusu siz Avukatları yaptıkları ile deliye döndürüyor. Koltuklarınızda, makam arabalarınızda başınızdan bin beytam galsın demediniz ama gökkuşağı gibi renk cümbüşü yaratanlara devletçilik oynayarak devletin temeline dinamit koyuyorsunuz dediniz. Anayasa’yı kevgire çevirmeye çalışırken vicdan ablada bile vicdan bırakmadıklarını ima ettiniz. Sn. Esendağlı,  banka kredi kartları şifresini 3 defa yanlış girdiğiniz zaman kendini kilitliyor. Ama bizimkilerin bin beş yüz defa yanlış yapmasına karşın nedense halk olarak biz onları kilitlemiyoruz.

**

Sn. Devrim Barçın, Teslimiyet Protokolünün imzalanması sonrası Mayıs ayı verilerine göre Türkiye'den Yatırım+Reel Sektörün Desteklenmesi+Askeri Harcamalar için ki  gelen para 0 (SIFIR) TL. Dedin. Bunun nedenin ise dinsizin hakkından imansız gelir düşüncesi ile  İfade Özgürlüğümüzü kısıtlayan ve Basın Özgürlüğünü kısıtlayan yasaların geçmemesidir ifadesinde bulundun.. 4’lü koalisyon döneminde şimdiki gibi gelir gider dengemiz artı verdi. Sevgili Devrim geçen yıl Anamız 3 Milyar destek ve hibe vereceğim denilmişti. Üçün birini bile nasip görmemişti. Sevgili Devrim, doğrudan gidilir Yanlış zaten götürür. Mavro yerimo galsın bunların yanlışları bizim hep doğrularımızı götürdü.

Fıkra

Birde sen annesini gör!..

Kızın biri okulda çok geveze idi.

Herkes şikâyetçiydi. Müdür bir gün kızın babasına telgraf çekti:

-Kızınız çok geveze, diliyle ortalığı karıştırıyor. Lütfen çaresine bakınız.

Telgrafın cevabı gelir:

-Siz gelin bir de annesini görün. Geveze nasıl olurmuş!