Sahibine Mesajlar
Sn. Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de ne varsa KKTC’de de olacak politikanız harfiyen uygulanıyor. Koskoca TC Cumhurbaşkanı ile AKP’yi eleştirme hadsizliğini yapanlar için KKTC’den çıkış için No way out Türkiye’ye giriş için ‘No Entry’ kararınız ‘Mis’ uygulaması nefisti. Tak diye verdiğiniz emirleri şak diye uygulayan, El pençe takımı size layık olmaya çalışıyor. Sanırım sıra, Gençlik Kamplarına götürülen Kıbrıslı Türk çocuklara verilen dini uygulamalara karşı çıkan, eleştirilerini açıkça dile getiren aydın kesim ile sendikaları bu memleketten kovmaya geldi. Yerine kalın barsakta duran Kuma, uyuşturucu, dolandırıcı ve hırsızları göndermede kaldı.
**
Sn. Ünal Üstel, 5 ayda 3 ayrı bakanı değiştirmeniz nedeniyle Guiness rekorlar girmeye hak kazandınız. Görülen lüzüm üzerine diyerek, Kıb-Tek Kare As’ını masaya sürmeniz,.belki size ilk eli kazandırdı. Ama fırına yemek salmadan önce 40 kere düşünüp, ya elektrikler gidersa gaylesi yaşadığımız memlekette, yarın Türkiye kaynaklı elektriğiniz kesilirse yemeğinizin dibi tutabilir. Ayşaba, ceryan işi tehlikeli iştir. Oynanmaz. Ve adamı fena teper. Tepince de adam iflah olmaz. TİPİC sevdalısı, gemiler ile değil, tekerlekli tankerler ile akaryakıt taşıma müdavimlerinden hesap sorma yerine hesabın ödenmesini başkasından istemeye çalışmak doğru değil dedi.
**
Sn. Faiz Sucuoğlu: uzun süredir uykudaydınız. Ve Sunat Atun’un görevinden istifa etmesinden sonra uyandınız. Yemin ediyorum uyku diye bir meslek olsa siz her gün mesaiye kalırdınız Atun’un istifa sonrasında haklılığımız ortaya çıktı. Bir ay zaman kaybettik dediniz. Muhalefet lideri olarak iyi eleştiri yaptınız. Başbakan olarak ise bugün söylediğinizi yarın yalanlarken, mütekabiliyeti unutup sendika başkanları ile protokol pazarlığı yapmanızdan bizde sizin ile zaman kaybetmiştik. Koltuktan tumba olunca, kalp sorunu yaşamamanız için doktor bol bol yürüyün demişti. Sanırım siz muhalefete mi, yoksa partinin vekillerine mi yürüsem acaba.diye ikilemde kaldınız Gaz pahalı oldu. Lütfen kaçırmayın. Ve Uykuya devam edin
**
Sn. Meryem Özkurt, öncelikle geçmiş olsun. Cezanız sona erip cezaevi kapsında yaptığınız açıklama ile gönderdiğiniz taşlardan kafası yarılanlar ‘Acil Servisi’ doldurdu. Yargıya ve meclise sitem ettiniz. Ne yani işlenen bir suç sonrasında yargı göbek dansı sergileyip sirtaki mi oynayacaktı?. Siyasi kazanç sağlamaya çalıştığınız kişilere yönelik siteminizda haklısınız. Çünkü hapislik sonrasında ruhunuzda açılan yaranızı gören o beyefendiler tuzluğu kapıp geldiler.. Tarih yazacak diyorsunuz. Da sanırım tarih nasihat ile uslanmayanın hakkı kötek veya kodestir diye yazacak.
**
Sn. Hüseyin Cahitoğlu - Sn Osman Uzun Cumhurbaşkanlığının bile “Erenköy Mücahitleri” diye EOKA militanlarının kullandığı resmi piyango biletlerinde kullanmanız neredeyse kurşuna dizilmenize neden oluyordu. Yüksek valumdan veryansın edenlerin 'Mikrofonların değil, siyaset ve hata anlayışının bozuk' olduklarını gördük. Madalyonun sadece bir yüzüne bakanlar ‘Eokacıların’ arkasında sallanan Türk Bayrağının herkesi yanıltabileceğini idrak edemediler. Kurban olmak yerine kurban yaratma çabası içine girdiler.Beyler, bizim buralarda ortalığı bir telaş sarmış gidiyor. Batıda Covit, Maymun çiçeği,. Doğuda Göç ve geçim, bizde ise hangimiz daha çok milliyetçidir telaşı, ..
**
Sn. Zorlu Töre, bütün gün milyarlarca parayı saydıktan sonra, eve giderken marketten zamlanan bir yoğurt almaya çalışan banka memurluğunun en zor meslek olduğunu sanırdım. Yanıldım. Kıbrıs’ta doğup büyümelerine karşın, Ortaasya steplerinde ‘Kımız’a talim ederken, apar topar buralara getirilmiş gibi, bir yerlere şirin gözükmek için Kıbrıslıyım diyenlere, Kıbrıslı diye bir millet yoktur diyen ‘Yalakalık’ mesleğinin daha zor olduğunu gördüm. Bu efendiler 20 Temmuz’ların, 1 Ağustos ve 15 Kasım’ların çocuğu, biz ‘Evrodo’. Onlar dava bitmedi, koltuk ve, makam arabaları ile 70 bin maaşın müdavimi, diğerleri ‘Vasıfsız işçi’ Cavvvv
**
Sn. Yalçın Koçyiğit, işe göre adam yerine adama göre iş yaratmaya çalışanlar gözlerindeki ‘FAGO’ya rağmen görme yeteneksizliği yaşıyorlar. Bal yapmaz arı gibi osti yiro dolaşırken, ‘Zirziro’ Cırlavık’ (Ağustos Böceği) gibi sadece cık cık edenlerin Yönetim Kurulu başkanlığı olan son durakta, senin gibi Kıb-Tek yönetim kurulunda yıllarca ömür törpüleyen, deneyimli isimlerin ise,, Kıb-Tek yönetim kurulu üyeliği durağında indirilmesini inan anlayamadım. Sn. Koçyiğit, kalite insana yapılan yatırımdır. Sim kartı bile 3. denemeden sonra kendini kiliterken, 18 kere kendini kilitleyenler yerine kaliteyi bilen iş adamı olarak başkanlığa neden getirilmediğini anlayamadım
**
Sn. Nazım Çavuşoğlu, sayenizde KıbrıslıTürk çocukları gönderildikleri Türkiye’deki kamplarda hem eksik olan dini taraflarını tamamlıyorlar hemde siz fakirsiniz size suyu bile biz gönderiyoruz diyenlerin açıklamaları ile gerçekleri öğreniyorlar. Türkiye’de yapılan kamplara eleştiri getirenlere oturun be oturduğunuz yerde Trip atmak kıza bizleri sınırdan geri gönderilse bile Anamızın gönlünü almak Kıbrıslı Türklere yakışır sözleriniz yerindeydi. Sn. Bakan, evlilikte kadın kilo alır kendini bıraktı olur, erkek kilo alır karısı iyi baktı olur. Kıbrıslı Türk ne kadar biyat ederse etsin ‘Besleme’ olur. Unutmayın.
**
Sn. Fikri Toros, defolu üretilen bir malı ne kadar uğraşsanız değiştiremezsiniz. Defolu malda kalite aramayacaksınız. “biz Kıbrıslı Türkleriz, yurdumuz Kıbrıs’tır!” diyerek bazılarına Madagaskar’dan gelmediğimizi hatırlatmaya çalıştınız.. Ve saygının kimliğimize sahip çıkmaktan geçtiğine vurgu yaptınız. Sn. Toros, kanser ve, Covit’ gibi hastalıkların kısmen çaresi bulundu. Ama koltuk ve Yes Sir hastalığına henüz çare bulunamadı. Dütü ile osurmak yerine, ağzı ile osuranlara inanın ağzım ile sövmüyorum. Ancak ne ile osuracaklarını öğrenmeleri için küfür edercesine onlara dütüm ile gülüyorum..
**
Sn. Aysu Basri Akter suçunuz büyük. Bugüne kadar size verilen ders, seminer ve çalıştaylara karşın bir türlü yağlama ve grasolama ustası diplomasını alamadınız. Bir başka deyişle sınıfta kaldınız. Bu nedenle sınıfta kalanlar değil sınıfa, ‘Biyat edenler’ okuluna alınmazlar. Anamız Çocukluğumuzda kaybolduktan sonra bulununca dayak yiyen bir nesilin devam ettiğini ve bizi dayak ile terbiye edeceğini sanıyor. Ama yanıldığını da kabul etmiyor. Sevgili Aysu, birçoğumuz, hısar altlarında büyüdük. Kaybettiğimiz tek pirili için ‘Göz Yaşları’ döktük..Neron Roma’yı yakmış. Anasını satayım biz o pirili için biyat kültürünü yakarız.
**
Sn. Tahsin Ertuğruloğlu, 1.98 cm sandığımız boyumuzun 1.50 metre olduğunu gözümüze sokan 82 kod adlı meşhur listede adı geçenler,Türkiye kapısından döndürülüyor. Çocuklarımız ile turistik maksatların yanısıra, sağlık nedeniyle, hatta devletimiz bizi tedavi olmak için Türkiye’ye göndermiş bile olsa kardeş dediklerimiz bizi kapıdan çevirip gidin ölün diyor. Çare üretmeyen, sorgulamayan, bakan ama görmeyenler,, Ana’ya soru sormaktan korkuyor. Sn. Bakan Eleştriye demokrasi kültürüne adapte olmayan Milletler dünyadan tecrit edilmeye mahkumdur.
**
Sn. Cengiz Erçağ, atama ve görevden alma şampiyonu, Guiness Rekorlar ktabına girmeye hak kazanan ülkemde bazı şeylere akıl sır erdiremiyorum. Bankacılık derken akla ilk gelen deneyimli isimlerden olmanıza karşın, KKTC Merkez Bankası yönetim kurulu başkanlığı ile yardımcılığına Türkiye’den bankacı getiriliyor. Maliye Bakanlığında Müsteşar olabilecek bilgi ve yeteneğe sahip olmanıza rağmen, miyop ve hipoermetrop göz hastalığından muzdarip olanlar seni göremiyor. Siz ülkeniz için toprak olur, taş olurum, yolunda yoldaş olurum derken, bizi yönettiğini sananlar Whatsapp`ta konuşmaya konuşurum ama makam icraatında offline olurum diyor.
**
Sn. Hüseyin Öztörel, suyun kaldırma kuvvetinden daha güçlü birşey varsa, o da otobüste bakışlarıyla gençleri yerinden kaldıran ninelerin bakışlarıdır. Sanırım seni yerinden kaldırıp, kilitleyen şey ise yıllardır farklı kademelerde görev yaptığın, kalbinin en müstesna bölgesindeki kapsama alanından çıkmayan CTP’dir. Sn. Öztörel, İskele Esnaf ve Zanaatkarlar Birliği Başkanlığı ile İskele İlçesi Kurumsallaşma platformu başkanlığından sonra sanırım sıra CTP İlçe başkanlığına sıra geldi. Sn. Öztörel dünya yuvarlak. İnsan bazıları gibi gökkuşağı olup bir köşeye çekilemiyor.
**
Fıkra
O zaman faturayı kayınperede gönderin
Temel, karısı Fadime'yi bademcik ameliyatı yaptırmıştı.
Hastaneden taburcu edilirken,
doktor Temel'e bazı tavsiyelerde bulunur
ve son olarak der ki;
- Aslında bu ameliyat gecikmiş, daha çocukken yapılmalıydı.
Temel hemen söze girer:
- O zaman faturayı kayınbabama gönder
De, hasabını o ödesun!