Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Sn. Ersin Tatar,  ben soyu sopu belli özbe öz Türküm. Bana saldıranlar umurumda değil. Sövenler ise ya dönme yada beslemedir açıklamanız cibbana ve heşalar  ile karşılık buldu. Bu Kıbrıslıyım diyerek mücahitliğini bile yapmayan. Savaşta sıçan deliği bin altın diyerek ortalıktan kaybolan. Türklüğü ingiltere’lere kadar taşıyan. Mücahitliğini 201’nci Piyade taburunda yaparken, Barış Harekatında kahramanca çarpışan size karşı çok ayıp ettiler. Sn. Tatar, Siz yağmur gibi yağmış olsanız bu arkadaşlar toprak gibi kokacaktı. Ülkem diyerek gökyüzüne gönderdikleri duanın yeryüzündeki cevabı olup, sevabı da olacaktınız.

**

Sn. Nazım Çavuşoğlu, çocuklarımızın dini bilgilerini geliştirmek, dini ön planda tutmaları için özellikle Türkiye’deki  kamplarda, din ulemalarından ders almaları için göstertmiş olduğunuz fedakarlıkları görmeyen öğretmenler, bakanlığınız önünde eylem yaptı. Sn. Bakan laik eğitimden dini eğitime geçme durumu, Ana’nın emri, sizin fedakarane çalışmanız sayesinde gerçekleşecek. Yalnız buradaki kültür ile yaşam tarzını fark etmeyerek Akvaryumu okyanus sanıyorsunuz. Buna kızmıyoruz. Ama köpek balığını kovalamaya çalışan ‘Hamsi’ oluşunuz bizi güldürüyor. Öğretmen karşısında, akıl yoksa neylesin fikir. Çalsın Abduraman oynasın Bekir diyoruz  

Sn. Alişan Şan Maliyenin koltuğuna hoş geldiniz ama boş gelmediniz. Maşallah dağarcığınız zam kazıkları ile dolu geldiniz. Seçimde yer gök UBP’li, ama seçildikten ama zamlar şehirli oldu. Partinizin 2 Şehzadesini aradım konuştum. Zamlardan dolayı kasaya para gireceği için moralleri yüksekti. Makam sevdaları yokmuş,  tek dertleri halka hizmetmiş. Sn. Şan zam kazıkları yarası dikiş tutmaz. Sahip çıkamadığınız her değere bir gün başkası sahip çıktığında yalansın diye yaratıldı avuç içleri.

**

Sn. İbrahim Kalın, Akdeniz’de yapacağımız sondajlar için KKTC’den izin aldık espiriniz, günün espirisi olarak tarih geçti. Bayraklar, Beşparmak dağı ile göklerde. Dağ başını duman almış marşı ile bin gavur kellesi bir kin ödemez marşları ağızlarda, ‘Rum’dan kaçarken, geri gönderildiğimiz Türkiye Sınır duvarına tosladık. Yavruluktan sınır duvarına tosladıktan sonra besleme ve Köle İsaura normaline döndük. Sn. Kalın, espiriniz nedeniyle, BM üst düzey yetkilileri gülme krizine tutulurken, Türkiye yetkilileri gülme fıtığı çıkarttı.

**

Sn. Hasan Taçoy, Çalışma Bakanı olarak termometrelerin bile isyan ettiği sıcakta 12.00 ile 16.00 arasında çalışmak yasak dediniz. Açıklamanızı gülümseme ile karışık Sadri Alışık modeli ile  karşılayan yüksek binada çalışan işçinin aksine olur olur bal gibi olur şarkısını dinleyen iş veren, kaşınan orta parmağını kaşıyordu. Sn. Bakan  İnsanlar birer harf gibidir. Güzel insanlar bir araya geldiklerinde güzel bir cümle kurulur. Kuramayanlar orta parmak kaşıyanlara bakar durur. Başarı bir yolculuktur yol değil. Siz yol sanıp monobadi (Tarla yolu) gitmeye kalkarsanız ne aksona garda nede ön düzen kalır.

**

Sn. Hasan Akyiğit, Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı olarak, hükümet ile el ele gönül gönüle, yatırım yerine, zamdan başka birşey üretemeyenlerin alışkanlığı haline getirdiğiniz elektrik zam kazığını, yine frensiz olarak hart diye geçirdiniz. Yiyemem yok. Yiyeceksiniz. Yiyemeyenlerde bakkaldan mum alsın demeye getirdiniz.Sn. Akyiğit, halk burnundan solumaya başladı. Biraz daha dürterseniz, avroşillo sürülmüş eşek bile sizi yetişemeyecek bilesiniz. Bakın, eğer  iş ceza kesmeye kaldıysa halk olarak hakimde biziz, savcıda biziz..

**

Sn. Emirali Tatlıdil  kazıklı Voyvoda Mihail’in değil, Voyvoda’nın bir başka versiyonu KKTC zam kazık ustalarının zeytin yağına bulandırmadan, kıynıklarını bile temizlemeden, hazırladıkları  elektrik faturası görüntüsündeki zam kazığına birçok yurttaş gibi sende isyan ettin. Anaları susamasın diye ‘ renga’ bile almayan ve hep bana hep cebe diyenler,  Hayatın bazı püf noktaları olduğunu, eğer bunlara dikkat etmezlerse, siyasi hayatlarının geri kalanını, ‘tüh’ noktalarında geçireceklerini unuttular. Sevgili Emirali, gıccacığın sözleşmesini uzatsınlar. Oğlancığı işe alsınlar diyerek elimiz ile ettiğimizi, şimci cebimiz ile çekiyoruz. Ağlamak serbest gardaş

**

Sn. Yusuf Özbil, CTP’den Mağusa Belediye Başkan adayı olarak seçime katılacağını açıkladın. Tabi başka adayların yanısıra eski başkan Oktay Kayalp’ın da yarışa katılacağı öne sürülüyor. CTP’ye uzun yıllar hizmet ettiğin söyleniyor. Ama bu tip yarışlarda siklet ve boy ölçümlerine bakılır. Maaş ödemelerinde tekleyen araba gibi 20 metreyi zor katteden Mağusa belediyesi için 1.98 boy, danada bile olmayan ağırlıkta yürek isteniyor. Ayşaba Yusuf ovlucuğum iyidir hoştur ama 1.58 boyu ve 60 kilo ile ağır siklette güreşmesi zordur. Sonrasında karanlıkta ağlaması ona aydınlığı getirmez diyor.

 **

Sn. Alihan Pehlivan, her insan doğar, büyür gelişir ve sonrasında kaçınılmaz son olan ölümü de yaşar. Bu durum insanın iş hayatı içinde geçerlidir. Bir işe girersin. Senin gibi o işte çokta başarılı olursun. Ne yazık ki her yükselişin bir düşüşü vardır. Ve zaman insanı ve iş kapasitesini törpülediği için bugün Gündem Kıbrıs Genel Yayın Yönetmenliğinde noktayı koyduğun gibi çizgiyi çekersin. Hayırlara vesile olsun diyelim. Sevgili Alihan, ayrılış nedenini bilmiyorum. Ama bozulan dostluktan sonraki nefret, meyvelerin en öldürücüsü olduğunu bilenlerdenim. Dostça ayrıl ve o meyveleri elinin tersi ile çöp tenekesine itiver..

**

Sn Çiğdem Aydın yeni görevin hayırlı olsun. Genel yayın yönetmenliği, yıllardır deneyim ve bilgin ile doldurduğun dağarcığın nedeniyle sana yakışır Çiğdem. Ok gibi doğru durduğunu, bu nedenle yay eğriliğinden dolayı utanıyor biliriz. Bu nedenle Tereciye tere satma gibi bir lüksüm yoktur abim. Ama seni bir kızkardeş olarak gördüğüm için sus küçüğün, söz büyüğün ayaklarında, bir çift lafım olacak. Sorumluluğunu taşıdığın medya güçlüdür. Yaptığı haberler nedeniyle İnsɑnlɑrı kɑybediyorum diye üzülme, ɑmɑ kɑzɑndığın insɑnlɑr düşünerek onların değerini bil.

**

Sn., Mehmetali Ardıç KTEZO Başkanı olarak, odanıza bağlı,  Kuaförler, Güzellik ve Tırnak Teknisyenleri, Berberler, orantısız güç kullanan ve önüne geleni tepen, elektrik belasını başlarına musallat edenlerin bir yerlerde kullanmaları için, sizi seçerek yaptığımız hatadan dolayı özür dileriz. İnşallah, bir dahaki sefer bu durum tekrarlanmayacak diyerek aletlerini Boşbakanlık önüne koyacağını söylüyor. Şu 'inşallah' meselesi suni ve zırva bir şey. Ama gözümüzde büyütüp seçtiklerimizin, meğer kıçımız ile güldüklerimiz ile eşdeğer olduğunu anladık.

**

Sn. Serhan Aktunç, Amiral Gemisi olarak nitelendirilen, Lefkoşa Belediye Başkanlığı için aday olduğunuzu öğrendik. Hayırlı olsun. Ünlü düşünür Drucker, gideceğiniz yeri bilmiyorsanız vardığınız yerin önemi yoktur demişti. Sevgili Serhan, sen gideceğin yeri bildiğin, rotasını çizdiğin için gideceğin yerlerii iyi biliyorsun. Önce Başbakan Yrd. Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanlığı Müsteşarlığı limanına demir attın. Şimdi göz, gez arpacık diyerek yeni rota çizdin. Hayırlı olsun.

**

 

FIKRA

Yıl sonu tatili yaklaşmıştı.

Receb'in vaziyeti pek parlak değildi.

Eve gidip durumu babasına söylemeye korkuyordu.

Belki faydası olur diye telefonla annesini arayarak:

-- Anneciğim, tatil oldu geliyorum. Ama maalesef sınıfta kaldım.

Ne olursun, ben gelinceye kadar babamı hazırla! dedi.

Duruma canı sıkılan ve morali bozulan annesi,

oğluna şu cevabı verdi:

-- Baban hazır, asıl sen kendini hazırla!..