Sahibine Mesajlar
Sn. Ersin Tatar, sizin bir ayağınızın uçakta, diğer ayağınızın Türkiye’de olduğunu gören bazı araştırmacılar, bağımsız, egemen, ‘Yavru’ devletimizin bazı kamu çalışanlarının rüşveti döner kebabı sandığını. Yolsuzluğu da şeftali kebabı anladıklarını ve dürüm yapıp afiyetle mideye indirdiklerini dile getirdi. Ülke dışına çıkmaktan fırsat bulursanız, bu araştırmacılara KKTC’de rüşvetin bir defa alınmadığını, yolsuzluğun buralarda yol bulamadığını söyleseniz diyoruz. Sn. Tatar, Mesele rüşveti döner veya şeftali kebabı niyetine mideye indirmek değil asıl mesele akaryakıtta olduğu gibi ceplerin darmadağın edilerek iz bırakmasıdır.
**
Sn. Ünal Üstel, mevzu derin. Zam kazıklarına alışmak şöyle dursun, çarpık yapılaşma gibi sırıttığı için halk olarak ona aşık bile olduk. KKTC’yi Hükümet olarak uçuracağız dediniz. Sayenizde benzin istasyonları önünde araba kuyruklarını oluşturup, Yumurtayı zamlanmasına karşın marketlerde silip süpürmeyi öğrendik. Et, ekmek zamları sonrasında ‘Sus’ küçüğün, ‘Söz’ büyüklerin sözüne uymaya alıştık. Elektrik faturası teperken, Auvvv deme yerine ohhh dedikten sonra, sosyal medyada kahraman olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyoruz. Sn. Başbakan Yanlış trene bindiysen, koridorda ters yöne koşmanın bir faydası yoktur. Biz yanlış trende ters tarafa koşup duruyoruz. Ama nafile.
**
Sn. Ömer Gökçekuş Sn. Sertaç Sonan, Friedrich-Ebert-Stiftung (FES) Kıbrıs Ofis ile birlikte Uluslararası Şeffaflık Örgütü kriterlerine göre hazırladığınız “Kuzey Kıbrıs’ta Yolsuzluk Algısı 2021 Raporu”nda, anasının kuzusu ‘Yavru’yu, az gelişmiş ülkelerle aynı ligde gösterdiniz. Yolsuzluk ve rüşvetin tavan yaptığını yazdınız. Devlet arazi kiralamalarında, akaryakıt ve benzer ihalelerde bir çorbalık parası almanları rüşvetçi ilan ettiniz. 10 iş insanından dördü, can hıraş işlerini halletmeye çalışanlara birkaç milyon Eurocuk fazladan ödeme yapmışsa o rüşvet sayılmaz. 180 ülke sıralamasında 140’ncı sırada gösterttiğiniz ‘Yavru’nun bilgisayarında, rüşvet Zeki Müren’in bitmeyen şarkısı gibidir. Silmeye kıyamamıyoruz..
**
Sn. Katip Demir Yeniboğaziçi’ne, Yıldırım’a yaptığın parklar, halen büyük beğeni topluyor. Şehitliklerde yaptığın düzenleme büyük takdir topluyor. Akova’da yaptığın Kır düğün alanı alkış toplamaştıı. Hizmetlerin ‘Efsane başkan’ yakıştırması yapılmasına neden olmuştu. Ancak tüm bunlara karşın, seçimi çok az farkla kaybetimiştin. Moral bozukluğundan, gönlün kırgın ve yorgun düştüğünden, yüreğinde dilsiz kalmıştı. ‘Hizmet’ evde kalmış kız gibiyim gel artık deyip, seni çağırınca, bölgenin güzel insanlarının yüzünü düşürtüysem lütfen beni affedin. hizmet için adayım dediniz. Hayırlı olsun.
**
Sn. Halil Talaykurt Denetleme Kurulu başkanı olarak senin ekibini alarak bazılarına da mobing uygulayarak her Çarşamba günü ‘Din dersi’ için Hala Sultan Camii’ne gittiğin yazılıp çiziliyor. Okullarda din dersi imamlar eşliğinde verilsin derken, sanırım bu dersi vermeye en layık kişi sensin. Yalnız sarığın ile cübben eksik. Hak ile batılın savaşı ahirete kadar sürecek. Ben ve personelim islam sünnetini yaşıyoruz derken bir kısım personelin, Arif hoca nerdesin diyor. Toplum ecdadına yakışır gibi yaşaması için mücadele edeceğiz derken, Osman hariç bütün padişahların karıları hıristiyandı. Ecdat derken bunu unutma. Ana’sına sadakatini göstertmek için ‘Gökkuşağı ‘ olanlar, yağmursuz günlerin hesabını da yapmalı. Gün gelip düştüğünde, seni kimin ittiğini ve seni kimin tutmadığı iki şeyi asla unutma.
**
Sn. Hüseyin Paşa, Kıb-Tek yönetim kurulu başkanı olarak henüz koltuğu ısıtmadan, ellerinizi ovuşturarak ‘Allah bismillah diyerek’ elektrik zam kazığını, kıynıklarını yontmadan, zeytin yağına bile bulandırmadan hart diye geçirdin. İçkale, TIPIC aşkınız bize ucuza mal oluyor. İhalesiz gelen akaryakıt halka neredeyse ‘Beleş’e geliyor. Mesela ben ayda 2600 ile 2800 öderken İlk gelişinize mi yoksa ilk zam kazığını geçirirken ilk gülüşünüze mi? Alkış tutayım bilemiyorum. Lütfen şu faturaları ‘Beleş’ olmaktan çıkartıp ‘Tepme’ moduna çıkartsanız millet sizler için daha güzel beste ve güfte hazırlayacak. Sm. Paşa, Boğazımızda ne aksırsak nede tıksırsak sökemediğimiz hıçkırık olanları, mutluluğa dönüştürdünüz. O Mutluluğu sırtımıza vura vura cebimizden çıkartıyorsunuz..
**
Sn. Kudret Özersay, son günlerdeki çıkışlarınız ile bazı ‘Emir Erlerine’ Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu göstertmeye başladınız. Külliye yapımında olduğu gibi Memura zorunlu din dersine de bu iş öyle ‘Cıncırak’ çalarak, bando mızıka ile ‘Tilki’ avına çıkılmaz diyerek, memur mesai saatinde yanlış avlara gönderiliyor dediniz. Herkesin din, iman, cami denilerek, gönüllerine din adına yanlış ‘ tehel’ atıldığını ima ettiniz.,Sn. Özersay, Ayşaba bazılarının dili sustu. Dil susarsa bi çare. Lakin yürek susarsa ne çare. İyiki Kudret ovlucuğum gibi yürekleri susmayanlarda var ve çare oluyorlar dedi..
**
Sn. Mehmet Şenol, bir doktor olarak İskele Bölgesindeki hastalığa teşhisi koydunuz. Elinize neşteri alarak hastalığı iyileştirmek için İskele Belediyesi başkan adayı olduğunuzu dile getirdiniz. Seçilmeniz halinde, yasa hiçe sayılarak denizin içine kadar yapılan binaları, yüksek anıt sayılan ve 3 kuruş paraya kiralanan, içinde Tapınak Şövalyelerinin kalesi bulunan araziler ile ilgili yapacağınız ameliyat zor geçecek. Ayrıca çarpık yapılaşma nedeniyle Pamuk Prenses 7 Cüceler filmindeki ‘Cadı’ya dönüşen bölgenin, estetik ameliyatını nasıl yapabileceksiniz? Sn. Şenol, umut gazı ile doldurduğumuz balonlar uçup giderken, nasıl olsa havaları sönünce yere inecekler diyerek el sallayıp durduk. Yanıldık. Yarışı kazanırsanız İnşallah sizde yanılmayız.
**
Sn. Ahmet Soyalan, Yetenek sizi zirveye taşıyabilir. Fakat zirvede kalmanızı sağlayacak olan şey karakterinizdir. Eh sizde de o karakter fazlası ile olduktan sonra gerisi laf-ı güzaftır. Hükümet bir yanlışlığa imza atarak görev sürenizi bir yıl daha uzatmadı. Olsun, sizin güzel düşünceleriniz, güçlü karakteriniz ile birleşince ortaya çıkan harikaları görmemiş olabilirler. Siz kendinize ve yaptıklarınıza inanın. O zaman başkaları da size inanacaktır Sn. Soyalan, başarınızı görenler, görevinizi uzatma konusunda size birçok masallar anlatabilirler. Bu dünyada mutlu biten tek şey ordadır. Masal yaşanmamışlardan hikaye yaşanmış olaylardan derlenir. İnşallah mutlu son hikaye ile son bulur.
**
Sn. Hamit Bakırcı, UBP’nin, Dipkarpaz-Yenierenköy Belediyesi için hah bölge için mısmıl bir aday bulduk diyerek sizi aday gösterecekmiş. UBP adaylarını aday tanıtım şöleni ile kamuoyuna duyurduğu gün sizin adaylığınızı da açıklayacakmış. Karpaz bölgesinde isminizin heyecan yarattığı ve partililerin etrafınızda kenetlenmeye başladığı öne sürüldü. Sn. Bakırcı, tarih, Ankara savaşında Yıldırım Beyazit’in etrafında kenetlenen, ancak savaş başladıktan sonra Timur’un saflarına geçen Türkmen Beyleri ile Alp’lerini de de yazar. Vallahi sırtını duvara dayayan mı? Yoksa etrafımda kenetlenen çok deyip arkasına dikkat etmeyen mi yarış kazanır bilmem.
**
Sn. Halis Üresin, KKTC’de teşkilat yasası geçmemiş, kadroları oluşmamış, hatta bir hukukçusu bile olmayan ve bütün ihaleleri kılı kırk yararak yapmaya çalışan MİK’in, temiz pınarına ‘Akaryakıt’ akıtılarak bulandırılmaya çalışılıyor. Nokta koyduğunuz yüzlerce ihaleye karşın nokta yerine, virgül atılan akaryakıt ihalesi için bir iki firma için aşk söylentileri ayuka çıktı.Barış Harekatı gecesi, uyumaları için yatağa gönderilen askerler ile ilgili komutana tekmil veren asker, askerlerimiz uyuyorlar derken aslında kimse uyumuyordu dediniz.Akaryakıt ihalesinde de kimse uyumuyor. Ancak senin gibi dürüst ve temiz insanları ogganın altında bırakanlar herkesi uyuttuğunu sanıyor. Bunları insanlığa davet etsek, eminim yol tarifi isteyecekler.
**
Sn. Fırat Ataser UBP’nin seçimde bağımsız olmanıza karşın, sizi destekleyeceği açıklandı. Bu karar sonrasında UBP fincancı katırlarını ürküttü. Ürken katırlar züccaciye dükkanının kapısını zorluyor. Dükkana girerlerse ne cam nede camcık bırakacak. Lapta-Çamlıbel –Akdeniz köyü üçgeninde oldukça güçlü olan Mustafa Aktuğ'un bu ‘Bermuda Şeytan Üçgeninde boğulabilirsiniz. Geçtim, belediye başkanı olduğunuz Alsancak’ta, güçlü ve etkin bir aileye sahip olan ayrıldığınız eski eşiniz Ata’larını yollara ‘Ser’erek ‘Gurvada’ sizi bekliyormuş. Dikkat edin hayat çok gariptir. Belediye Başkanı olarak ellerinden tutmadıklarınız, seçimde yerinan yeksan olup ‘Mevta’ olunca sizi taput içinde omuzlarda taşıyabilirler
Fıkra
Ocak, Şubat, Mart
Gümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız,
bir Türk geçmek için bekliyorlarmış.
Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış.
Önce İngiliz'in valizine bakmışlar.
İçinden 7 adet don çıkmış.
"Niye 7 tane?" diye İngiliz'e sormuşlar.
O da "Haftanın yedi gün var.
Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba..." demiş.
"Vay be! Helal olsun medeniyete,
temizliğe bak adamlardaki
." Sıra Fransız'ın valizine gelmiş.
açmışlar bakmışlar 8 tane don.
"7'yi anladık da niye 8?" diye sormuşlar.
Fransız "Pazartesi, Salı, Çarşamba...
Hergün için bir tane,
bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım" demiş.
"Vay be! Adamlardaki temizliğe medeniyete bak!" demiş görevliler.
Sıra Temel'e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don.
"Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var.
Şu medeniyete, şu temizliğe bak!"
Sormuşlar "Neden 12 adet?" Bizimki cevap vermiş "Ocak, Şubat, Mart,......"