Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar (3 Nisan 2023 Pazartesi)

Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar (3 Nisan 2023 Pazartesi)

Sahibine Mesajlar

Sn. Ünal Üstel, bu günlerde Başbakanlık yapmak zor zanaat. Fuat Oktay ile bir protokol imzalayacaksınız, Kredi olarak verilecek parayı ‘Hibe’ örtüsünün altına nasıll saklayacağınızı düşünmekten ölürsünüz. Mağusa’ya İlahiyat Kolleji yapılacak emrini sus olarak geçiştirmek istersiniz, adam çıkıp gümbür gümbür açıklarken siz apışıp kalırsınız. Elektrik ‘Aksa’ ile halledilecek. ‘Mamma’ ona ikram edilecek emri sonrasında Göneyli’de Aksa’nın sahibi Cemil Kazancı ile lokantada yenen şiş köfte bile boğazınızda kalır. Sn. Başbakan Şu hayatta en çok güldüğüm insan modeli kendi fotoğrafını kendisi çekerken uzaklara bakarak,  haberi yokmuş gibi poz verendi. Model değişti. Şimdi Meclisin kapatılan ışıkları altında verilen emri yerine getirirken burnundan kıl aldırmayanlardır

**

Sn. Bakanlar Kurulu Üyeleri, parasızlıktan grak grak eden ve çalışanların maaşlarına el atılan KKTC’de, gıdım gıdım  toplanan paraların,  “Turizm Geliştirme Fonu”ndan karşılanarak, Londra’da Westfield adlı bir “alışveriş merkezinin” içinde ‘KKTC‘nin tanıtımı için harcanacak olmasını 1 Nisan şakası sanmıştım. Gerçek olunca, millete uuvv Banayiyamu dedirtmedi ama ‘Yok artık’ dedirtti. 50 yıldır tanıtmak için dütümüzü başımıza giydik. Ama Nato kafa Nato mermer modunda olanlar ile bu iş olmadı. Şimdi cebi delik, cepkeni delik KKTC’nin, Londra’da bir markette dağıtacağı 98 bin 100 sterlinlik (2 milyon 354 bin TL) parası ile mi olacak? Allah aşkına bu parayı fakir fukaranın bir deliğini kapatmakta kullanın. Mevzu derin yaptıklarınıza aşığım.

**

Sn. Nazım Çavuşoğlu sizin gibi bende Hababam filmlerinin hayranıyım. Konu Hababam filmleri olunca ciddiyet hep esas duruşa geçiyor. Hababam Sınıfı okulları elden gidince ormanda çadır kurmuş ve orada eğitimlerini tamamlamaya çalışmıştı. Ama senaryoyu herhalde iyi okumadıız. Namık Kemal Lisesi öğrencilerinin eğitim gördüğü çadırlar orada rüzgardan uçmamış, yağmurun oluşturduğu gölette öğrenciler yüzmemişti. Haaa bu arada, Öğretmen Akademisi yönetimi sizden habersiz nasıl başkan atar. Mağusa’ya İlahiyat koleji kurulacağı ve bu sayede dualar ile eğitimi  yüceltip bu mutlu olacağınız günlerde arkanızdan ‘Brütüsvari’ hançeri neden saplar? Vallahi bugünlerde herhalde bir zamda mutluluk yedi. Zamdan pahalı olan alamadığınız mutluluğu ağız tadı ile size yaşatmadılar.

**

Sn. Kasım Kuni, bazı polislerin yontulmamış odunu andıran tavırları sanırım polisi halk nezdinde yaşanmakta olan anın rayında giden trenin altında bırakıyor. Çamlıbel Polis Karakolunda görevli bir polis çavuşunun, Cuma günü Trafik kontolü için ekibi ile çıktıkları yolda vatandaşa yönelik ego içeren tavırları ve bir van aracı durdurduktan sonra sürücüye ver be o evraklarını hadde be seni bekleyemem tavrı sanırım kabul edilmez. Geçtim. Karakola şikayete gidildiği zaman dinlemek yerine kafasını kaldırmadığı telefonu ile oynaması kabul görmez. Aksine işini severek yapan, sizin ve 2. Yardımcı Hüseyin bey gibi, halktan takdir toplayan ve defalarca takdirname alan  Mehmet Özatılgan ve işini yapan diğer saygın polislerin saygınlığına gölge düşürmemeli. Güveneceğimiz polisimiz var şükür diyoruz. Ama şükür, Tefekküre duran derviş gibi narin olmalı. Sızısı ince yarası derin olmamalı..

**

Sn. Tahsin Ertuğruloğlu, Maşallah KKTC sınırları yetmedi İngiltere’ye de el attınız. Newcastle Üniversitesi, “Siyasal Coğrafya Bölümü”nden bir grup öğrenciyle bir araya gelerek onlara, 2 saat süreyle brifing verdiniz. Kıbrıs davasını anlatmışsınız. Brifingte sanırım KKTC çilehanesinde zamlardan bunalttığınız halkın nasıl sıkıntılar içinde boğulduğunu anlatmadınız. Herhalde diriliği hiç tozlanmayan sesinizle, piyade tüfeği ile Beşparmak dağlarını nasıl fetih ettiğinizi de söylediniz. Sanırım Öğrencileri Vatan millet sakarya Nurlu ufukların Milliyetçi ufkunda gezdirirken, 1000 Gavur Kellesi bir kin ödemez şiirini de ezberlettiniz..Sn. Ertuğruloğlu siyasi hayat bir nefestir aldığın kadar. siyasi hayat bir kafestir, kaldığın kadar. Siyasi hayat bir hevestir, daldığın kadar. Ama daldığın zaman destekçilerin verdikleri tüplerdeki hava biterse boğulursun. Aman diyelim

**

Sn. Çağlayan Cesurer, Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın, Aksa’nın Kıb-Tek’ten daha ucuza üretim yaptığını açıklarken, işkembe-i kübradan sallayarak rakamlar verdiği imasında bulundun. Ama hepsinin de atmasyon olduğunu, kuru sıkı kurşun gibi kalarak, boş tencere gibi boşa gürültü çıkarttığını söylemedin. Sn. Cesurer, an itibariyle tüm bölgelerde süresiz grev başlattığınızı duyurdunuz. Ama ilginçtir  Tutacak el bulamazsak bizde elimizi cebimize koyar yürürüz. Sıkıntı yok dediğiniz noktada, Teknecik’te 4 santral birden boğazlarına pasadembo kabuğu kaçtığı için sustu. Bakın savaşta zafer için herşey mübahtır diye düşünmeyin.  Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus’ta Roma’ya saldırırken, ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda etmişti. Savaşı kazanmış ama 15 kişi kalan ordusunu da kaybetmişti. Aman kaş yaparken göz çıkartarak sizde halkı kaybetmeyin  

**

Sn. Asım Akansoy, CTP olarak maşallah ‘Ana Muhalefet ‘ olarak muhalefet görevinizi sadece konuşarak  layıkı ile yapıyorsunuz. Atatürk Öğretmen Akademisi Yönetim Kurulu’nun görevden alınıyor cek caklı açıklama. Aksa’ya garantili alım sözleşmesini hemde 20 yıl uzatma çabalarına suskunluktan bir demet, nemelazımcılıtan bir buket takdim ediyorsunuz. T.T%nin Ercan’daki durumunu, yağmur gibi yağan zamlar ile hükümetin yanlış icraatlarını fiili icraat dışında halı altına süpürerek  sadece konuşuyorsunuz.  Ağaçtan meyve bekliyorsanız dalını, insandan sevgi bekliyorsanız güvenini kırmamalısınız. Sadece konuşarak muhalefet yaptığınızı zannederek ne kazandığınızı bilmiyorum. Ama umarım halkı kaybetmeye başlamanıza değmiştir.

**

Sn. Ebuzittin Hacıbulgur Efendi, Nazır olmayı bekleyen zat-ı muhteremin birisinin duydun mu gomşu?” diyerek , yurttaşlara çağrıda bulunarak, sanki zamlardan dolayı milletin cebinde para kalmış gibi “Meyhanelere harcadıkları paraları, çocukların geleceği için kullansınlar dediğini söyledin. Ayşaba, önceleri bu zat-ı muhterem, bakarken, gözleri saf bir çocuğun gözleri gibiydi. Belki de bu  yüzden her masalına inandık dedi. Sn. Hacıbulgur Efendi Gatriyaba’da neredeyse tüm sektörler imdat çağrısı yaparken, kasasında tek kuruşu olmayan hükümet oldukça bunalmış ve maaşlara el atmaya başlamışken, softa şaşırtması yapılması doğaldır diyor.

**

Sn.  Hasan Esendağlı, Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı olarak, kadere değil Adıyaman’da insan elbisesi giymiş yaratıkların cinayetine kurban giden ‘Şampiyon Meleklerimizin’ hesabının sorulması noktasında elinden geleni değil fazlasını yapmaya çalışıyorsun. Sn. Esendağlı,  İnsanlar alışkanlıklarının esiridir. Türkiye’de bu hastalığa genellikle siyasiler yakalanır. Ve olayların üstünü örtmek için kül ithal ederler. Bu hastalığa yakalananların alışkanlık hastalığından kurtulması ve onun esiri olmaması için Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ile ciddi ataklar yapıyorsunuz.  Çocuklarının sevdalarını bulutların üzerine yazan ailelerin, sevdalarını yağmur olarak gözlerinden düşüren yaratıklardan inşallah sayenizde hesap soracağız.

**

Sn. Serdinç Maypa TC Elçiliğine seslenerek kuzuyu kurda teslim ettiklerini söyledin. Ve  yapılan yardım müracaatlarını Vakıfların Şaibeli bu işlerde uzman, aslında yok hükmünde olan, emekli olup hala görevden alınmayan  İbrahim Benter’e  yaptırıldığını belirttin. Ve  aferin, bir dağıtsın on göstertsin ifadesinde bulundun. Yok be abim. İbrahim bey dini bütün, eli temiz. Harama ‘’bir defa’’ el uzatmayan, bu nedenle Türkiye’de bile böyük böyük efendilerin takdirini kazanan bir zattır. Ve bu nedenle oradan gelen emir, burada hükümetlerin oluşturduğu demiri bir türlü kesemiyor. Sevgili Serdinç, biz çocukluğunda kaybolduktan sonra bulununca dayak yiyen bir nesildik. İşte o nesil büyüdü ve başına vurulup cebinden alındıkça ohhh hafifledik diyen, deveyi avurdu ile götürenleri baş tacı yapan bir nesile dönüştük.

**

Bifteği Nasıl Buldunuz?

Garson bifteği güçlükle kesmeye çalışan müşteriye pişkin pişkin gülerek, sorar:

- "Nasıl buldunuz?"

Müşteri yarı kızgın, yarı alaylı:

- "Bizim meslekte buna birinci kalite denir."

- "O halde siz kasap olmalısınız."

- "Hayır, kösele tüccarıyım"