Sahibine Mesajlar
Sn. Recep Tayyip Erdoğan CIA ve Pentagon'un eski psikolojik harp elemanı 15 Temmuz darbe girişimini savunan ve FETÖ'ye açıktan destek veren, Michael Rubin, bir grup ABD’li yöneticiler ile yaptığı toplantıda, sizi işaret ederek, Türklerin ayaklanmaya niyeti yok. Bir suikastçinin mermisi ile gider derken, arkasında Ankara’da Rus Büyükelçisine, koruması tarafından yapılan saldırı videosu gösteriliyordu. Sinekte küçüktür ama mide bulandırır. Göz. Gez arpacık diyerek sizi target yapan Rubin’in yaptığı sanırım hoş değil. Eskiden kanka gözü ile bakarak gözünüzde büyüttükleriniz meğer kıçınız ile güldükleriniz ile eşdeğermiş
**
Sn. Ersin Tatar Cumhurbaşkanınız Erdoğan’ın yolundan giderek, Köy köy ve şehir şehir gezerek partinize destek verdiniz. Tufan başkan ile arkadaşları sizin Cumhurbaşkanlığı bütçesinin 143 milyon 205 bin 100 TL olmasını hazmedemediler. Akıncı zamanında 6 danışman varmış sizin 65 danışmanınız olmuş. Söyle söyle bitiremiyorlar. Hele o Doğuş, Ürün Solyalı ile Erkut Şahali varya sizin üç kuruşluk örtülü ödeneğinize bile göz diktiler. Bu bütçe ve örtülü ödenek olmasa Hakkari’nin, Düzyayla ‘Mezrasında’, Kars’ın ‘Malazgirit’ ovasındaki 100 kişilik köylerde ‘KKTC’yi nasıl tanıtacaktınız?. Sn.Tatar, hayat Tanrı’nın armağanı ama iyi yaşam, insanın düşüncesinin armağanıdır. Bütçeye selam ‘Mezraları’ gezmeye devam edin.
**
Sn. Ünal Üstel sizin kamuda açtığınız münhalleri gören partiye yakın yandaşlar ‘Cibbana’ çalarak bu kararınızı alkışladı. 17 kamuya ait dairede 131 kişilik münhalden sonra dünde Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları’na 5 kişilik münhal duyurusu yapmanız bazı arkadaşların zil çalıp göbek atmasına neden oldu..Sesinizi değil istihdam sayısını yükseltmeniz muhtemel bir erken seçim öncesinde partiniz için yerinde bir karar bumbar olan devlet kadroları için değildi. Tamam çiçekleri büyüten gök gürültüleri değil yağmurlardır. Ama fazla suda köklerin çürümesine ve ne çiçek kök bırakır.
**
Sn. Süleyman Soylu, Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in cinayete kurban gitmesi sonrasında bizim minik kuşlar rahat durmuyor. Cart bir telefon. Cinayet zanlıları İstanbul’dan, Ankara’ya ‘ÇAKARLI’ arabalar ile getirildi diyor. Curt bir telefon daha, usta zanlılar Gölbaşın’da Ankara’nın en ünlü restoran sahibinin çiftliğinde misafir edildi. İki gün orada atış talimleri yaptı deniyor. Yahu beni meşgul etmeyin diyorum. Dinlemiyorlar ve abi cinayete kurban giden Sinan Ateş’in yanında omuzundan yaralanan arkadaşı Ankara Şehir hastanesinde yatırken, kapısında bir polis bile beklemiyor. Onun da cinayete kurban gitmesi mi bekleniyor diye soruyor. Sn. Soylu Türkiye Cumhuriyeti bir tanığını korur öyle şey olmaz dedim. Ama elin ağzı torba değilki büzesin. Ben ağlarken yanımda olmayanlar yarın gülerken gölge yapmasınlar diyor.
**
Sn. Erkut Şahali, Cumhurbaşkanı Tatar tarasız değil, Anayasayı da ihlal ediyor ve kaynakları tükediyor dediniz. Allah aşkına Anayasa’nın bir milyon defa ırzına geçilirken laf üreten kulübü üyeleri neden tedbir üreten kulübü ile işbirliği yapmadı söylermisiniz. Sn. Şahali, Abbas’ın Şerif’inin kulak deliği dahil ellenmedik yeri kalmadığı gibi Anayasa’da kevgire döndü. İsraf dediniz de Cumhurbaşkanı makarna bulliye mi talim edecek. KKTC’yi 20 kişilik mezralarda nasıl tanıtacak dersiniz? Mevzu derin. Adam iyi yüzme bildiği için emme basma tulumba gibi kafayı bir öne bir havaya sallayıp yüzeysel değil derinsel yüzüyor.
**
Sn. Cemal Yıldırım, SİM TV’nin yayının durdurulmasına atıfta bulunarak KKTC’de yayın yapan televizyon kanallarını yazdıktan sonra ne yani bu kanallar, 30 bin dolar teminat ve ayda 150 bin TL uydu kira ücreti ödeyip Türksat’ta kalmaya devam mı ediyorlar diye sordun. Cemal bak abim, büyük otellere gittiğin zaman bir büyük havuz, yanında ‘Yavru’lar için küçük havuzlar var. Anada ne varsa yavruda da olacak denildiğinde pilavdan dönenin kaşığı kırılsın diyenler oldu ve bizde bu yolu takip ettik. Ancak takibe başlamadan keşke önce senaryoyu bir okusaydık. Çünkü sonrasında sandıkta mühürü nereye basacağını gösteren işaret parmağını gördü gariban. Üstüne üstlük sesi çıkmaz oldu karşısında hakim kalem kıran
**
Sn. Doğuş Derya, Çöreğin büyüğünün unun çoğundan olduğunu ve çanağa ne doğranırsa kaşığa da da onun çıkacağını bilenler önlerindeki eti istedikleri gibi doğruyorlar. Etin bonfile kısmını yavru havuz başında doğrama düşüncesinde olanların kafalarındaki düşünceyi söylerken,havaya mühür basmayın hepsimiz biteriz. Sefiller tiyatrosunun sahnesine düşeriz. Sonra da boşa geçene ömür deriz dedik dinletemedik. Ah be kız, çok değerli şaraplar eskiden üzümler ayaklar altında ezilerek yapılırdı. Günümüzde de dütümüzün altındaki değerli koltuklar kafalar emme basma tulumba gibi sallanarak alınır. Kanal T’yi soruyorsun. Yeşil ışığı geçtim o kırmızıda bile hiç durmadı ki.
**
Sn. Hakan Tanıttıran, Bağımsızlık Yolu Üyesi ve geçtiğimiz dönem Milletvekili adayılarından birisi olarak CTP Genel Sekreteri ve Milletvekili Asım Akansoy‘un, “‘Sol Güçler’ dediğimiz arkadaşlar, neredeyse bütün bölgelerde karşımıza rakip çıkardılar” sözlerine karşın “Peki Gönyeli’yi karşınıza kimse aday çıkarmadığı halde niye kaybettiniz?’ diye sordunuz. Gönyeli’de Hüseyin Amcaoğlu şaka yaptı. Sayılmaz. Sn. Tanıttıran, İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir. Cenneti yarattım sanır. Ama yarattım sandığı cennetin aslında cehennem olduğunu görmezden gelir. Nedense bazılarının ağzı Temmuz sıcağı, bakışları sonbahar.
**
Sn. Sami Özuslu - Sn. Serhat İncirli be çocuklar. Ana erkil bir toplumda yaşadığınızı herhalde unuttunuz. Ana ne derse o. Kalk der kalkarız. Otur der otururuz. Siz, Ana için, sen aşkmısın cezamısın belamısın bana. Beklenmedik kazamısın girdin hayatımıza şarkısını besteleyince onu kızdırdınız. Dumanın olduğu yerde ateşte var. Dumanı gördük. Ama ateşe benzin dükülerek büyütüldüğünü fark edene kadar ateş bizi kısmen de olsa yaktı. Benim ile lingiri oynayamazsınız diyen Ana işaret parmağını sallayarak sizi susturdu. Sevgili Sami, sevgili Serhat unutmayın aydın ışık taşır sahte aydınsa karanlık. Siz ışığınız ile halkı aydınlatmaya devam edin.
**
Sn. Tekin Arhun, senin şirketlerin deposuna ‘Uçak yakıtı’mı yoksa roket yakıtı koyup koymadığın merak ediliyor. Arasta’da konfeksiyon işini geçtim. Ama finans sektöründe Cruse füzesi gibi uçarak gidiyorsun. Sigorta-reasürans dalında da şirketin Trust Capital Reinsurance Ltd. İle uzun atlama ve yüksek atlama dallarında rekor kırdın. Uzun Vadeli Ulusal Kredi Notu ‘A-‘, Kısa Vadeli Ulusal Kredi Derecelendirme Notu ‘A-2’ ve görünümünü ‘Pozitif’ olarak rekorunu güncelledin. Ve sayılı reasürans şirketleri arasına girdin. Sevgili Tekin, başarı tesadüf değildir. Bilinçli olarak ne istediğini bilerek çok çalışmaktır.
**
Sn. Fikret Civisilli bir ömür olarak nitelendirilen 32 yıl öğretmenlik mesleğini icra ettin. Ve hayatın değişmez kanunu olan emekliye çıktın. Da dertlerin sanırım şimdi başlayacak. Birinci ayakların okula gitmek için yola çıkmayacak. İkincisi . Öğrencilerine, okuldaki msetekdaşlarına günaydın diyemeyecek hatırlarını soramayacaksın. Emekliliğin ikinci günü yataktan kalkarken Allah Kerim bugün belki arkadaşlarımı, öğrencilerimi göreceğim dediğin noktada ‘Kerim’in kuyusunun derin olduğunu ve indiğin o kuyudan ip çürük ve kısa geldiği için çıkamayacaksın...Tanrı eğri çizgiler ile doğru yazarken senin doğru çizgin sıkıntıdan emeklilikte eğrilecek. Fikret hocam gel sen bu emekliliği bir daha düşün.
Fıkra
Nasreddin Hoca Fıkrası 4: Vasiyet Etmiş
Nasreddin Hoca bir gün evde otururlarken karısına:
– Hanım iyi dinle, size vasiyetimdir. Ben öldüğümde beni baş aşağı gömün, demiş.
Karısı şaşırmış:
– Hoca o ne demek? Neden böyle bir şey istiyorsun, demiş.
Hoca ciddi bir şekilde:
– Yarın öbür gün kıyamet koparsa her şey ters düz olacak.
O zaman ben de düz olarak ayağa kalkabilirim, demiş.