Taner Ulutaş'tan Taşlamalar

Taner Ulutaş'tan Taşlamalar

TAŞLAMALAR

 

Genç TV’de bizim Nazar rahat durmayarak, soruları ile Saner’i sıkıştırıp durdu

Acı acı gülümseyen Saner sinirini belli etmeden istifa edeyim mi diye sordu

 

Fil ile yatağa girip de ezilenlere bakan Saner, sırada kimin olduğuna baktı

Başkanlar hep kendine yontanlara bakıp orta parmağını kaşımaya başladı

 

Tomofili tumba ettin kaporta darmadağın ‘bırak’ artık denilince istifayı bastı

Millet yaramızı gördükçe tuzluğu kapıp gelen zamtonlardan kurtulduk göbeği attı

 

Şu bizim Nazar rahat durmuyor dedim ya, bukez Arıklı’yı dürtükleyip durdu

Millet, Arıklı’nın açıklamalarını duydukça vay be dedikten sonra kudurdu

 

Meğer Arıklı’nın yapmak istediği olumlu işler meşhur bürokrasimize takılıyormuş

Bürokrasi kadayının üstüne Dursun Oğuz da ‘Para yok’ dondurması koyuyormuş

 

UBP’li Bakana Zümrüdü Anka kuşu gibi gak-guk deyince parayı basıyormuş

Ortaklara gelince, Ana bize, bizde size nakaratını tekrarlayıp Nayır diyormuş

 

Alınan ancak hayata geçirilmeyen kararlar kabağı Arıklı’nın başında patlatıldı

Saner ise ellerini ovuşturarak uzaktan kıs kıs gülerek beter ol mesajı yolladı  

 

Ünlü düşünür İhering, Adaletin hedef ve gayesi eşitliği sağlamaktır demişti

Adalet abla, ben böyle adaletin diyerek evinin  önünde müşteri beklediğini belirtti

 

Genç TV’de Nazarı dinleyen, Hakkı dayı ile Vicdan abla sinirden hastanelik oldu

Adil bir düzen diyen Adil amca ise kendini son yolculuk için hocanın karşısında buldu   

 

Arıklı, akaryakıtta alangirli oyunlar dönüyor iki şirket 100 milyonu hüplüyor dedi

İki şirketin cebine giren 100 milyonun, Maliyenin kasasına girmesi gerektiğini söyledi

 

Dünyadan haberi bile olmayan bazı Murkolar, luggolarından bakarken Mannoslaştı

Aynı nehirde iki kere yıkanılmayacağını bir türlü öğrenemedikleri için soysuzlaştı

 

Tufan hoca seçim noktasında, iş ceza kesmeye kaldıysa, hakimde biz, savcıda biziz dedi.

25 krş.’a balık ekmek eskidendi, Bor’un pazarı geçti bugünün Pazartesi olduğunu söyledi

Hala bazı partilerin çok özel olduğunu değdikleri hayatı cennete çevirdiğini öğrenemedik

Gıccaccık ve oğlancığa sağlanan menfaatlerle bu yolların aşılamayacağını belirleyemedik

 

Cemal Hoca, UBP’nin 4 parçaya, parti başkanını seçmede de ikiye bölündüğünü söyledi

Yolcudur Abbas olandan hayırlı iş beklemek ölü gözünden yaş beklemek demektir dedi

 

Batıda kovit belası, Ortadoğuda yaşama telaşı, bizde ise seçim ve kurultay sancısı sürüyor

Bazı partilerimiz ise istifa sonrasında acaba  ‘Anamız’ beni de görürmü sendromu yaşıyor

Kudret oğlum UBP ile yatağa girmeden pijamalarını büyük giy seneye de demişti annesi

Bu yüzden hep bir beden büyük geldi koalisyon ona siga siga çıktı bu ortaklığın ceremesi

Ruleması bozuk tekerlek gibi laşga olan Meclisin boş masaları Cin ile top oynamakta

Cin gol attıkça boş masalara bakarak, bunları anladık ama vatandaş nerede diye sormakta

 

Halis Zeytinyağına bulandırılmış Zam kazığı yemekten koltuğa bile oturamıyoruz

Zamtonların armağanı Kıymıksız ‘Zam Kazığını’ girdiği yerden nedense çıkartamıyoruz

 

Güven Bengihan, hükümetin istifa ettiği gün ‘apar topar’ yaptığı istihdamı eleştirdi

 Kendini dev aynasında gören Narsist’lere ‘Yok artık’ salvo atışlar ile verdi veriştirdi

 

Memleketin dingili koptu ünlü Avukatlarımızdan Serhan Çınar bile mahkemede teminata bağlandı

Kraldan kralcı olmanın faturasını, gösterişli kariyerine çizik atıldığını mahkemeye çıkınca anladı

 

Brave Hard’larımızdan Ahmet Serdaroğlu, Yahu iktidara gelenler hep bizi öpecek mi diyor

Hep anamızı soracağınıza birazda babamızı sorsanız çok memnun kalacağımızı söylüyor

 

Manavoğlu, Yemin etmişler, koltuk oradayken kimse onları biricik aşklarından edemezmiş dedi

Dört tambura beş ogga Hayatı "HD" kalitesinde yaşayanların koltuktan vaz geçmeyeceğini söyledi

 

Özdenefe yaşanan hukuksuzluklardan bahsederek, hukukun ‘Guguk’ yapıldığından dem vurdu

Mecliste, bazılarının gözünün içine bakarken onları yerden yere vurarak luggolarında boğdu

 

Nami, Mehter takımının arkasından kahramanlık marşları ile gidenlerden badyayı yedik diyor

Osmanlının torunlarıyız nidaları ile sonrasında Anastasiadis’i baskılardan kurtardığımızı söylüyor

 

Kendisini göz boyası ile süsleyen Körlerle gece yattık ama sabaha şaşı çıktık yataktan

Zamtonların hart diye geçirdiği kazıklardan bakışımız bile değişti göremez olduk essahtan 

 

Gece yatarken emret Anam diyenler tarafından Kültürümüz, benliğimiz herşeyimiz, değişti

Sabah yataktan kalkarken bu ne diyenlere beğenmiyorsanız çekip gidin buralardan denildi

 

Yazık ki ne yazık, bizler o Sokak Kedisinin özgürlük felsefesini bir türlü öğrenemedik

Camdaki ciğere bakıp salya akıtırken, Ciğercinin tekmesini alışkanlık haline getirdik

 

Türkiye’ye girişte, elinde değnek soruyor girdiğimiz sırada Anamız, senmisin Roma’yı yakan?

Hık mık ederek Neron suçsuzdur evet bendim demek zorunda bırakılıyor Kıbrıslı gariban

 

Ali, Ahmetlere siz Türkiye için tehlikelisiniz, sizin girmeniz halinde güvenlik zafiyeti olur denildi

Cumhur, başbakan ve bilumum lilliyetçi takımı ile yaşa Varol harbiye marşı eşliğinde heşa çekildi

 

Şimdi moda Din iman telalığına soyunmak ve Erdoğan beni daha çok seviyor edebiyatı yapmak

Elleri ovuşturarak gelecek destek ile koltukta HD kalitesinde boş gezenin boş kalfası olmak

 

Erken seçimde çoğu pandoranın kutusundan çıkamayacak ve gidecek angoniciklerin yanına

Tarihin siyasi çöplüğünde, gözden düştükleri için yüz süremeyecekler padişahın kaftanına

 

 

 

Fıkra

Bir albay, bir er, bir yaşlı kadın ve bir de genç kız trende aynı kompartımanda yolculuk etmektedir.
Tren bir tünele girip kompartıman karardığı zaman, MUCUK bir öpücük sesi ve ardından ŞIIIRRAKK ! diye bir tokat sesi
duyulur.
Tünelden çıktıktan sonra yaşlı kadın
"Aferin genç kıza. Nasıl yapıştırdı tokadı" diye düşünmekte ve kafasını sallamaktadır.
Genç kız da "Zevksiz herif, bu morukta ne buldu ki, bi de öpmeye kalktı ama kadın da iyi yapıştırdı." diye düşünmektedir.
Albay ise "Ulan bizim eşoğlusu er, kızı öptü, tokadı biz yedik." diye yanarken er de içinden şöyle düşünmektedir:
"Hehee aferin lan bana elimi öpüp nasıl yapıştırdım tokadı albaya..."