Cumhuriyet Meclisi’nin 16 Haziran 2000 tarihli 66’ncı birleşiminde 35/2/2000 sayılı kararla açılmasına karar verilen ve 3 Temmuz 2000 tarihinde oluşturulan Araştırma Komitesi, sonuçlarını yaklaşık 10 ay sonra açıklar. Konu; 15 Nisan 2000 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ile ilgili olarak, seçim dönemi içerisinde, devlet olanaklarının seçim amaçları için dağıtılıp dağıtılmadığını, seçim amaçlı harcamaların devlet bütçesinden karşılanıp karşılanmadığı, yasa dışı usulsüz uygulamaların ve yasalara aykırı seçim propagandası yapılıp yapılmadığını araştırmaktı. Araştırma önerisi Cumhuriyetçi Türk Partisi tarafından verildi ve kabul edildi. Komite 5 toplantıda çalışmalarını sonuçlandırdı. Hatırlatalım, bu seçimlere; UBP adayı Dr. Derviş Eroğlu, TKP adayı Mustafa Akıncı, CTP adayı Mehmet Ali Talat, YBH adayı Arif Hasan Tahsin ve bağımsız adaylar; Rauf Raif Denktaş, Şener Levent, Turgut Avşaroğlu ve Ayhan Kaymak katılmıştı. Araştırma Komitesinin vardığı kararı sanırım merak etmemişsinizdir. Çünkü maalesef komiteden beklenen sonuç çıkacaktı. Komite şu vekillerden oluşmuştu: Süha Türköz(Başkan), Derviş Akter, Hasan Hasipoğlu, Osman İmre ve Ferdi Sabit Soyer. Komitenin beklenen sonucu yanında üyelerden Ferdi Sabit Soyer’in beklenen itirazı da rapora şerh olarak düşüldü. Soyer özetle; Komitenin kapsamlı ve derinlemesine çalışma yapmadığından, kamu kaynaklarının Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kullanılmadığının, bizzat aday olan Sayın Derviş Eroğlu ve Sayın Denktaş’ın seçim kampanyası içerisinde birbirlerine yaptığı suçlamalardan ötürü gerçeği yansıtmadığını söylemektedir. Bu çerçevede Komitenin Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Bütçesinde bulunan “BEKLENMEYEN GİDERLER KALEMİNİN” o dönemdeki harcamaların faturalı ve döküm halinde Komite tarafından talep edilmesine rağmen YOLLANMAMIŞTIR. Ayrıca o dönem, söz konusu iki adayın, Sayın Eroğlu ve Sayın Denktaş’ın seçmene ve pek çok kuruluşa verdiği YEMEKLER ve yaptığı BAĞIŞLAR basında yer almış olmasına karşın, bu alanda herhangi bir belge Komiteye, resmi evraklar yani bütçe harcamalarının dökümü verilmemiştir. Meşhur EXOTİC HOTEL YEMEĞİ ve bu yemek üzerine Sayın Denktaş’ın, Eroğlu’na yönelik eleştirisi üzerine Sayın Eroğlu’nun aynısını “BEKLENMEYEN GİDERLER KALEMİNDEN O DA YAPMIŞTIR” ifadesine rağmen bu konu Komiteye gelmemiştir. Biri Cumhurbaşkanı, öteki Başbakan olan iki adayın birbirlerinin telefonlarının dinlendiğine yönelik açık beyanlarına rağmen Komiteye herhangi bir bilgi getirilmemiştir. Ayni şekilde ikinci turda Sayın Eroğlu'nun adaylıktan niye çekildiği açıklanmamıştır. Ferdi Sabit Soyer çok haklı olduğu yukarıdaki özet gerekçelerle rapora RED oyu kullanmıştır. Bu gerekçelerini Genel Kurulun 1 Haziran 201 tarihli ve 64ncü birleşiminde de detaylı olarak tarihe not düşmüştür. Seçim sonucunu da hatırlatalım. Sayın Denktaş’ın aldığı oy oranı %43.67 iken Sayın Eroğlu’nun oy oranı %30.14 olmuştu. İkinci tur yapılmadı. Çünkü Eroğlu hala daha bilinmeyen bir nedenden ötürü yarıştan çekildi. O zamanki CTP ile şimdiki CTP arasında çok önemli bir fark vardır. O zaman MUHALEFET olan CTP şimdi İKTİDAR ortağıdır. Şimdi büyük ortağa soralım: O zaman mevcut olan tehlike ve şüpheler şimdi de mevcut mu? Bazı adayların elinin altında kamu kaynaklarını kullanabilme imkânları var mı? Muhalefette iken eleştirilen konuların, iktidara gelince, bir kez daha tekrarlanmaması adına, ebediyen siyasi hayattan çıkartılması gerekmez mi? “Beklenmeyen Giderler Kalemi” ya da “Hane Halkına Yapılan Transferler” ya da “Örtülü Ödenek” kalemleri hala daha bu tür harcamalar için müsait mi? Bu kalemleri elinizde ERK/İKTİDAR/GÜÇ/OTORİTE/ÇOĞUNLUK/HÜKÜMET varken kaldırmayı düşündünüz mü? Bu konuda bir girişim yaptınız mı? Henüz yapmamışsanız, yapmayı düşünüyor musunuz? MUHALEFETTE de, İKTİDARDA da ağlaşıp sızlanacaksanız, sizden ne zaman verim bekleyeceğiz? “Son pişmanlığın fayda etmediğini” veya “iş işten geçtikten sonra kapıya mandal vurmanın” boş olduğunu, hala daha anlamamakta ısrarcı mısınız?