Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden 1 hafta zaman geçti.
Seçime yapılan müdahalelere tepkiler halen bitmedi. Kahvelerde insan homurtuları devam ediyor. Bir öfke hali devam yani...
Bazıları bunu seçimin kaybedilmesi ile alakalı olduğunu zannediyor..
Büyük yanılgı...
Seçimler daima olur... Birileri kazanır diğerleri kaybeder, bu böyledir.
Ortam demokratik ise öncesinde veya sonrasında tartışma olmaz...
2020 Yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçim tartışmaları anlaşılan o ki daha uzunca bir süre devam edecek belki de uluslararası boyut da kazanacak...
Kaybeden Kıbrıs Türk demokrasisi ve Kıbrıs Türk halkı olacak...
Yaraların sarılması çok uzunca bir süre alacak.
**
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar dün verdiği demecinde “seçimi müdahale ile kazandı” denmesine içerlediğini açıkladı...
Bir de bunu canlı yaşayanların ruh halini bir düşünsün...
Ne de olsa artık bütün toplumun Cumhurbaşkanı...
Toplumu bütünleştirmek gibi bir de görevi var esasen...
**
Daha önce de yazdım yine tekrarlamakta fayda var...
Seçimin kazananı Ersin Tatar ve de desteğini aldığı AKP’dir bir de İskele ilçesi.
Seçimin kaybedeni ise Akıncı, örgütsüzlük ve esasen Limasolluların yaşadığı Girne ilçesidir.
**
Bir de Kıbrıs Türk siyasal hayatına giren HP’nin durumu vardır ki evlere şenlik...
Özersay tam 5 yıl önce %21 oy alarak bir kesimin umudu olabilmeyi başarmıştı. Şimdi ise %5’te kaldı. Partisi HP ise artık baraj sorunu yaşamakla karşı karşıya.
YDP ise “Türkiyelilerin Partisi” yakıştırmasını hiç de hak etmediğini “Türkiyelilerin esas partisinin UBP” olduğunun bir kez daha ortaya çıktığı bir seçim yaşadı. Büyüdük, 7500 üyemiz var, en büyük 2. Partiyiz söylemleri alınan %5’lik oy ile son buldu.
UBP’nin sürdüğü tarlayı bir kez daha hem de tecrübe ile yeniden süremeyeceğinin garantisi var mıdır?
YDP’de olası bir seçimde baraj tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Hele de tek bölge seçim sistemi değişip bölgesel sisteme geçilirse YDP’nin de baraj altında kalması sürpriz olmayacaktır.
Serdar Denktaş yeni bir yol çizdi. DP’nin örgütsüzlüğü ve de UBP’nin ve AKP’nin yoğun örgütsel çalışması altında %4 oy aldı. Ancak savunduğu fikirlerin toplumsal karşılığı %50’nin çok üzerinde... Denktaş önümüzdeki dönem DP ile mi yürüyecek yoksa yeni bir yol mu izleyecek hep birlikte göreceğiz.
TDP ise ruhani lideri Mustafa Akıncı’nın seçim kaybetmesi ile trüblans yaşayacak. Başarısız birçok bölgesel sonuç olmasına rağmen lider kadrosunu değişimi konusunda DP kadar bile cesaret göstermemiş bir durum var. Belki de tren kaçmış ve de kaçınılmaz sona doğru ilerliyordur. Bunu çok da uzun olmayan bir zaman gösterecek. Solda birlik tartışmaları ise faydadan fazla zaman ve enerji kaybından başka bir işe yaramayacaktır. Toplum eklektik ve de seçimden sonra yeniden dağılacak olan yapılara prim vermeyecektir.
CTP’de ise Tufan Erhürman girdiği seçimden her türlü olumsuzluğa rağmen %21 oy alarak çıkmayı başardı. CTP belki seçimi kaybetti ama yeni bir lider kazandı. Erhürman, CTP’de mutlak sözü ve davranışları ile gelecekle ilgili bir toplumsal umudu yeniden inşa edebilir. Tabi bu CTP içerisindeki bazılarının istediği “cadı avını” yapıp yapmayacağına herkesi kucaklayıp kucaklamayacağına bağlı. Bir de CTP’yi kendi dışındaki merkezde duran sol unsurlara açıp açamayacağı da belirleyici olacaktır.
**
Seçime müdahale meselesi daha uzunca bir süre tartışılacak.
Bu tartışma bitince seçimi kaybedenlerin bir de eteğindeki taşları döküp “ rakibi tanıyor ve de biliyoruz”, “ne yapacağını da biliyoruz” diyerek nerede yanlış yaptık sorusuna da cevap araması gerekecektir.