Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa milletvekili Ersin Tatar, “ Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın görüşme süreci staretjisinin doğru olmadığını, halkı tedirgin ettiğini ve sosyo-ekonomik yaşamı olumsuz yönde etkilediğini” belirtti.
Tatar, “ Cumhurbaşkanlığından nüfus, dört özgürlük, iki kesimlilik, iki toplumlu, iki kurucu devlete dayalı siyasi eşitlik temelinde yeni bir ortaklık oluşturulacağına dair olarak yapılan açıklamaların yetersiz ve Rum tarafının ekmeğine baş süren nitelikte olduğunu” kaydetti.
Ersin Tatar açıklamasında şunları kaydetti:
“ Sayın Akıncı halktan neyi saklıyor? Eğer 2016 sonuna kadar bir çözüme ulaşılması hedefleniyorsa neden halk görüşme sürecinde üzerinde durulanları, Rum ve Türk tarafının görüşlerini öğrenip tartışmasın? Yoksa bir oldu –bitti, dış baskı, yaratılan kaotik ortamla sonuç alınabileceği mi hayal ediliyor?
Pek çok kez ifade ettiiği üzere artık bir sonuç alma sürecine doğru gidiliyorsa, Meclise, siyasi partilere, sivil toplum örgütleri ve halka en geniş en doyurucu bilgiler verilmelidir. Unutulmamalıdır ki barış, anlaşma olacaksa bu iki halkın onayı ile olacaktır ve iki halkın en geniş kesimlerinin içine sinmelidir. Aksi takdirde anlaşma diye ortaya konulacaklar yeni sıkıntılar hatta çatışmalar yaratabilir.
Rum liderliğinin son zamanlarda yaptığı açıklamalar ve ortaya konulan tutumları Kıbrıs Türk tarafının hassas olduğu hiç bir konuda bize yanaştıklarını göstermiyor. Buna rağmen Sayın Akıncı ve çalışma arkadaşlarının olumlu bir hava yaratmaya çalışması halkımızı ciddi anlamda tedirgin etmekte, sosyo-ekonomik yaşantımızı olumsuz yönde etkilemektedir.
Anastasiades Güzelyurt’u almadan anlaşma yapmayacağını söylüyor, Ada’yı ziyaret etmekte olan Yunanistan Cumhurbaşkanı’na Güzelyurt fahri hemşehriliği veriliyor ama Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’ndan bunlara yanıt oluşturacak, bölgede yaşayanları, yatırım yapanları tatmin edici, rahatlatıcı bir açıklama yapılmıyor.
Rum lideri Anastasiades, serbest yerleşim, serbest mülk edinme, serbest iş kurma ve serbest dolaşım, yani dört özgürlüğü güvence altına aldığını vurguluyor ama Kuzey Kııbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’ndan eğer Rum doğru söylüyorsa Kuzey’deki Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nde mülkiyet ve nüfusta Kıbrıs Türkü’nün sarih çoğunluğunun nasıl güvenceye alınacağını halkımıza açıklamıyor, sosya ve ekonomik yaşantımıza zarar veriyor.
Rum tarafı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nüfusunun tümünün kurulacak ortaklık devletinin vatandaşı olamayacağını açıklıyor ama Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, hala, tüm vatandaşlarımızın hakkının korunacağını, anlaşmanın olacağı güne kadar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhriyeti yasalarına uygun olarak vatandaş yapılacak herkesin ortaklık devletinin vatandaşı olacağını, kimseye Kıbrıs Türk nüfusunu yüzde 20 olarak sabitleme hakkı verilmediğini ve verilmeyeceğini net bir dille ortaya koyamıyor.
Rum lider Anastasiades, her gün Rum Devleti’ne dönüşen sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devam edeceğini belirtiyor ama Cumhurbaşkanı Akıncı veya sözcüsü çıkıp da “ hayır öyle olmayacak. Yeni bir ortaklık Devleti kurulacak. Bizi oyuna getiremezsiniz.” diyemiyor. Rum liderliği görüşmeler devam ederken üçüncü tur doğal gaz ihalesine çıkıyor , masadan istediği andan kaçıp bazı dayatmalar ve aldığı güvencelerle masaya dönüyor ama Sayın Akıncı, “ dur ne yapıyorsun. Bunlara izin vermem. Bu süreç böyle gitmez” diyemiyor. Rum tarafı, mülkiyet ve toprakta bizi perişan edecek 1974 öncesine geri götürecek çok sinsi, art niyetli bir yol izliyor, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini ortadan kaldırmayan bir anlaşmaya onay vermeyeceğini açıklıyor ama Sayın Akıncı ve sözcüsü hala alttan alıyor, Rum tarafına gereken yanıtı vermekten kaçınıyorlar.
Her gün her an halkımızın içindeyim ve şunu net bir şekilde ortaya koymak istiyorum: Halkımız Rum yetkililerin tutumundan memnun değildir. Bu tutumdaki Rum liderliği ile bir anlaşma olabileceğine inanan insanımız çok azdır. Halkımız Rum liderliğinin bu pervasız, Kıbrıs Türk Halkı’nın haklarını hiçe sayan açıklamaları ve tutumları karşısında Cumhurbaşkanı Akıncı!’dan dik bir duruş ve haklarımızın korunması konusunda net tavır , net açıklamalar beklemektedir.”