Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa milletvekili Ersin Tatar, “sektörlerin ve halkın siyasilerden ekonomi ve mali konularda bir an önce gereken adımları atmasını beklediğine dikkati çekti ve “ hükümeti su konusunu hemen halletmeye , ve Türkiye ile imzalanması gereken ekonomik protokolü acil olarak sonuçlandırmaya davet etti.”
Tatar, “ hükümetin CTP kanadının su ve ekonomik protokol konusundaki tutumunu yanlış bulduğunu, UBP’nin bu duruma karşı hareketsiz ve seyirci kalmasının ise tabanda ciddi tepkiye neden olduğunu” vurguladı.
Ersin Tatar açıklamasında şunları kaydetti:
“ Aylar öncesi ve 2016 yılı Mali Yılı Bütçe Yasası’nın görüşülmesi sırasında Cumhuriyet Meclisi’nde yaptığım konuşmalarda Anavatan Türkiye ile 2016-2018 dönemini kapsayacak bir Ekonomik İşbirliği Protokolü imzalanmasının önemine işaret etmiş bu yapılmadan geçirilecek bir bütçenin havada kalacağını ifade etmiştim.
Bana verilen yanıtlarda ise 2015 yılı bitmeden protokolün imzalanacağı olmuştu. Ama olmadı. Ekonomik Protokol hala imzalanmadı.
Su konusunda da daha hükümetin kuruluş aşamasında açıklamalrda bulunmuş iki partinin bu konuya yaklaşımlarında ciddi farklılıklar olduğunu ifade ederek önemli olanının hükümete gelmek değil, uyumlu, etkin vatadaşın faydasına işler yapmak olduğunu söylemiştim.
Şimdi bunun da sıkıntıları hat safhaya ulaşmış durumda. Bırakınız hükümet ortakları arasındaki uyumsuzluğu, CTP’nin hükümette olan üyeleri, parti yöneticileri ve CTP Parti Meclisi arasında bile bir sorunlar yaşandığı artık basında yer alıyor.
Oysa durum açıktır. UBP, 2013-2015 KKTC-TC Ekonomik İşbirliği Protokolü’yle bazı yapısal referomları yapacağını, su konusunda üzerine düşenleri yerine getireceğinin sözünü vermiş daha sonra ikitidara gelen CTP ile DPUG de bu protokole bağlı olduğunu Türkiye’ye Başbakan’ın bir yazısı ile bildirmiştir. Hal böyleyken, gereken hazırlıklar ve çalışmalar yapılmamış işlerin kriz boyutuna gelmesine ve vatandaşın sıkıntı yaşamasına kadar beklenmiştir.
KKTC bütçesinin önemli açıkları vardır. Cari bütçemizin % 30’u ile tüm ve neredeyse tüm yatırımlarımızla , savunma giderlerimi Anavatan Türkiye tarafından karşılanmaktadır. KKTC ekonomisi yarın bir antlaşma da olsa dış desteğe muhtaçtır.
Eğer gelirlerimizin azalmasını, yaşam seviyemizin düşmesini istemiyorsak bir antlaşma da olsa Türkiye’den değilse, Rum komuşularımızın yaptığı gibi, Avrupa Yatırım Bankası ya da IMF gibi başka bir kaynaklardan para bulmak zorundasınız. Bunların içinde Kıbrıs Türk Halkı için en uygun ve doğru olanı ise ekonomik, sosyal ve siyasal reformlarımızı yapıp düze, yani kendi kaynaklarımızla kalkınmamızı sağlama alana dek Anavatan’dan destek almaktır.
Dolayısı ile bazılarının ifade ettiği gibi kendi ayaklarmız üzerinde durmak , kimseye muhtaç olmak istemiyorsa bunun yolu Anavatan Türkiye ile kavga etmekten, gereksiz tartışmalar yaratmak değil, oturup samimiyetle konuşmak, projeler, öneriler sunmaktır.
Hemen yapılması gerekenler, su meselesini halletmek, ekonomik işbirliği protokolünü sonuçlandırmaktır.
Tüm sektörler ve halkımız biz siyasilerden ekonomi ve mali konularda bir an önce gereken adımları atmamızı bekliyor. Yaratılan krizler, yaşanan tartışmalar hem siyaset kurumumuza hem de Devletimize zarar veriyor.
Ben fazla ayrıntıya girmek ve spekülasyonlara yol açacak şekilde eleştirilerde bulunmak istemiyorum ama hükümetin CTP kanadının su ve ekonomik protokol konusundaki tutumunu yanlıştır.
Partimiz UBP’nin hükümette yer almasına rağmen ekonomik protokol ve su konularında yaşananlar için gereken tavrı net bir şekilde ve zamanında ortaya koymaması , hareketsiz ve seyirci kalması ise tabanımızda ciddi tepkiye neden olmaktadır.”