TDP adayı Çobanoğlu "İKLİM KRİZİ" konusunda uyardı...
İşte açıklama;
Tüm dünya gibi, Kıbrıs Ada’mız da iklime bağlı çok ciddi risklerle karşı karşıyadır.
“Bilim insanlarının uyarılarına göre, önümüzdeki dönemde Dünya’da sıcaklık artışlarını 1,5-2 derece ile sınırlandırmazsak, ciddi felaketlerle karşı karşıya kalacağımızdır. Daha birkaç yıl öncesine kadar, ekim - kasım aylarında kış mevsimi başlarken, mevsimlerde birkaç aylık kaymalar olmuştur ve sıcaklıklar yükselmiştir.
Sel felaketleri ve yangınlar artmıştır. “Çok değil birkaç yıl önce Girne bölgesinde selde 4 gencimizi kaybettik maalesef. Yaz ayları boyunca iklim değişikliğine bağlı sıcaklık artışıyla beraber Kuzey sahil şeridinde ve Lefke bölgesinde onlarca ormanımızda yangın çıktı ve günlerce söndüremedik. İnsanlarımızı, ormanlarımızı, diğer canlıları ve meskenlerini kaybettik”
Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde; Kıbrıs'daki ekosistemin bütünlüğü, karbondioksit salınım oranının 2050‘ye kadar sıfır düzeyine getirilmesi, aşırı doğal kaynak tüketiminin azaltılması ve ‘’Adamız’’ içerisinde hiçbir vatandaşın toplum dışına itilmemesi veya dışlanmış bir hayat yaşamaması için politikalar üretilmesi elzemdir.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) 26’ncı Taraflar Konferansı (CoP26) başkanlığı, müzakere sonucuna göre, 2022 yılında kısa vadeli önlemleri artırıcı politikalar üretmelerini şart koymuştur.
Bizlerin de, İklim değişikliği mücadelesi için finansmanlarmızı iki katına çıkarmalıyız. Mikroklima oluşturacak ve sıcaklıkları düşürecek olan, özellikle Girne dağlarında, kuzey sahil şeridinde ve şehir içleri dahil, geçici mevsimsel çiçekledirmeler yerine, az su isteyen kalıcı, kurakçıl ağaç ve ağaççıklarla bitkilendirmeliyiz, daha az asvalt, beton parkeler döşenmelidir ki, suyu toprağa daha fazla geçirebilsin, dolayısı ile ani gelen yağışlardan oluşan taşkınları da önleyebilecektir. Yeni göletler yaratılmalı, su geçişlerinin olabileceği dere ve göletlerin olduğu peyzaj alanları ile habitat ve yeraltı kaynaklarına doğrudan yarar sağlayacaktır.
Doğal kaynaklarımızı bilinçli ve azaltarak kullanmalıyız ki, karbon ayak izlerini düşürebilelim. Fosil yakıtların iklim krizindeki merkezi rolünün potansiyel bir ilk kabulü olarak ,kömür ve fosil yakıtlara yönelik sübvansiyonların aşamalı olarak kaldırılmasını hızlandırmak gerektiği kabulünden, Elektrik santrallerimize, yeni yatırımlar yapılarak temiz ve yenilenebilir erejiye geçişler yapmamız gerekmektedir.
Bu çerçevede ülkemiz kamu ve özel sektör organlarının Yeşil Mutabakatın getirdiği meydan okumalara cevap verebilecek sanayi, enerji, tarım ve ticaret politikalarını yeşil dönüşüm perspektifinden gözden geçirerek; söz konusu dönüşümde AB ile senkronize bir yol haritası çıkarılması ve izlenmesini sağlamalıyız.