TEAM direktörü Ulaş Tol: Erdoğan’ın oyu yüzde 41-43

TEAM Araştırma Genel Direktörü Ulaş Tol, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ittifakının oylarının yüzde 41-43 seviyesinde olduğunu belirterek ”Muhalefet hatasız devam eder, iktidar da sürpriz yapmazsa Kılıçdaroğlu kazanır” dedi.

TEAM Araştırma Genel Direktörü Ulaş Tol, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ittifakının oylarının yüzde 41-43 seviyesinde olduğunu belirterek ”Muhalefet hatasız devam eder, iktidar da sürpriz yapmazsa Kılıçdaroğlu kazanır” dedi.

Ancak Tol, seçim güvenliği de dahil olmak üzere şu anki hesaplamalarda olmayan birçok faktörün bulunduğuna işaret etti: ”Avantaj muhalefet lehine görünmekle birlikte tam anlamıyla rahat bir durum yok.”

Muharrem İnce’nin oylarında düşüş olsa da halen seçimleri ikinci tura bırakabilecek bir unsur olduğu anlatan Tol, ”Muhalefet açısından Meclis çoğunluğun kaybı ve ikinci tura kalma ihtimali en büyük riskler” dedi.

Tol’a göre şu anki mevcut ölçümlere göre Türkiye İşçi Partisi hiçbir bölgede vekil çıkaramıyor ve ancak etkili bir kampanyayla bu değişebilir.

Türkiye, 14 Mayıs’ta tarihinin en önemli seçimlerinden birine gidiyor. Dört cumhurbaşkanı adayının yarışacağı seçimlerde, Meclis’te oluşacak tablo da büyük önemde. Uzmanlar, cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalması halinde Meclis’teki güç dağılımının yarışı önemli ölçüde etkileyeceğini söylüyor. Muhalefetteki partiler de bu kapsamda liste ortaklaşmasına gitti. Cumhur ittifakındaysa AKP, MHP, BBP ve Yeniden Refah Partisi ayrı listelerle seçime girecek.

Seçime 32 gün kalan listelerin etkisini ve cumhurbaşkanlığı yarışındaki son durumu Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi (TEAM) Genel Direktörü Ulaş Tol‘la konuştuk.

‘Millet ittifakında ortak liste dinamizm yaratacaktır’

Ulaş Tol, millet ittifakındaki DEVA, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti’nin CHP listelerinden seçime girecek olmalarının sahada bir hareketlilik yaratacağını belirtti: ”Dört partinin seçimlere CHP çatısı altında girmesi ‘kazan-kazan’ bir durumdur. Çünkü millet ittifakında CHP ve İYİ Parti dışındaki partilerin herhangi bir seçim bölgesinde milletvekili çıkarma şansları görünmüyordu. Son düzlükte bu partiler tek çatı altında seçime girmeye karar verdiler. Bu durum, ana hedeflerden biri olarak cumhur ittifakının vekil sayısını azaltmaya fayda sağlıyor. Bunun bir diğer faydası da CHP dışındaki partilerin sahada aktifleşmesini sağlayacak olması. Çünkü ittifak, sadece 2018’deki oy oranını tuttursa bile bu partilerden birçok isim Meclis’e girecek. Dolayısıyla partiler de bu pozisyonlar için sahada olacaklar. Ortak kampanya, ittifak ruhunu sahada yansıtmak adına da bir dinamizm yaratacaktır. Bunun cumhurbaşkanlığı seçimine de pozitif katkısı olacaktır.

‘İYİ Parti ve CHP daha fazla bölgede işbirliği yapabilirdi’

İYİ Parti ve CHP arasında da 16 seçim bölgesinde ortaklık sağlandı. Bunların hepsi fark yaratan yerler değil. Örneğin Bayburt’ta bunun faydası olmayacak. Çünkü orada cumhur ittifakı çok güçlü. Bu tip şehirlerdeki ortaklık, ülke genelinde toplam oyları dengelemek için yapıldı. Yine de ortak illerin bazılarında fazladan vekil çıkabilir. Ama daha fazla bölgede işbirliği yapılabilirdi. Birlikte davranılsa cumhur ittifakının daha az vekil çıkaracağı yerler vardı.”

‘Cumhur ittifakının çoğunluğu sağlaması için yüzde 44-45 lazım’

Cumhur ittifakının Meclis’te çoğunluğu sağlaması için gerekli olan yüzde 45 seviyesinden iki-üç puan uzakta olduğunu belirten Tol, diğer yandan şu anki hesaplara dahil olmayan birçok faktör olduğunu da anlattı: ”Liste işbirliklerine rağmen millet ittifakı tamamen rahat bir seçime gidiyor diyemeyiz. Çünkü sistem buna izin vermiyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 50 puanı geçen kazanıyor. Ama Meclis aritmetiği öyle değil. Örneğin AKP ve MHP’nin Meclis’te çoğunluğu sağlaması için yüzde 44-45 gibi bir ortalamayı tutturması lazım. Buna şu an iki-üç puan uzaklar. Ancak seçimlere doğru neler olacağını kestiremiyoruz.

‘Avantaj muhalefette ama tam anlamıyla rahat bir durum yok’

Halen hesaplara dahil olamayan birçok faktör var. Sandık güvenliği bunlardan birisi. Deprem sonrası başka şehirlere göçen nüfusun ne kadarının oy kullanacağını bilmiyoruz. Suriyeli, Afganistanlı yeni vatandaşlar var. YSK bunlara dair verileri açıklasa da her şey tam net değil. Yurt dışı oylarının geçmişteki gibi olma ihtimali var. Tüm bunlar düşünüldüğünde, muhalefetin seçimi garantiye alabilmek için olduğundan daha iyi noktaya gelmesi lazım. Avantaj muhalefet lehine görünmekle birlikte tam anlamıyla rahat bir durum yok. Cumhur ittifakının oylarının yükselmemesi ve hatta düşmesi için etkili kampanya yapılması lazım.”

‘MHP oy kayıpları artınca kendi listesiyle girdi’

Tol’a göre MHP’nin ayrı liste kararı, oy kaybını engellemek istemesinden kaynaklanıyor: ”2018 seçimlerindeki ittifak sistemi, partilere tek listeden giriyormuş gibi avantaj sağlıyordu. Bu, muhalefete sistemin dezavantajlarını azaltma şansı tanıyordu. Çünkü d’hondt, büyük olan partilerin daha fazla vekil çıkarmasını sağlıyor. İktidar, ittifaklardaki işleyişi değiştirdiğinde AKP ve MHP’nin seçimlere tek liste gireceğini düşünmüştük. Bu onlar için daha kolaydı çünkü birbirine daha yakın siyaseti olan bir ittifak bu. Bunları yaptıklarında yüzde 40-41’le çoğunluğu alma şansına sahip olacaklardı. Ancak siyaset böyle gelişmedi. MHP’nin oy kayıpları son bir yılda çok arttı. Bahçeli, bunun önüne geçmek amacıyla partinin kurumsal yapısına tekrar önem vermek için kendi listeleriyle seçime girmeyi önceledi. Bunda ittifaka yeni katılanların da etkisi oldu.”

‘TİP ve HDP’nin tek listeyle çıkacak olmasının sahada etkisi vardı’

Tol, Türkiye İşçi Partisi’nin farklı liste kararının, ocak-şubatta emek ve özgürlük ittifakı seçmeninde oluşan enerjiyi olumsuz etkilediğini anlattı: ”TİP ve HDP’nin ittifak çatısı altında tek listeyle çıkmasının moral etkisi vardı. Ocak-şubat aylarında sahada bu etkiyi gördük. Tek liste eğilimi varken iki partiye de oy vermeyi düşünmeyen ama yakın olan seçmenler, bu birlikteliğin enerjisine doğru bir yönelime girmişti. Ortak liste bir artı birden daha büyük bir enerji yaratma potansiyeline sahipti. Ancak ayrı listeler bunu olumsuz etkiledi.

‘TİP vekil çıkaracaksa bunu CHP ve YSP’den oy alarak yapacak’

Diğer bir nokta da TİP’e oy vereceklerin muhalefetin oy havuzuyla örtüşüyor olması: ”TİP’in İstanbul gibi yerlerde oy çıkarabilmesi için şu anki durumunun iki katı desteğe sahip olması lazım. Böyle olunca da o muhalefet havuzundaki partilerin vekil çıkarması risk altına giriyor. TİP’in İstanbul dışındaki yerlerde vekil çıkarması olası görünmüyor. Çünkü oralarda eşikler yüksek. Hatay öne çıkarılıyor. Şu an için mümkün görünmese de iyi kampanyayla olabilir. Ancak orada daha yüksek yüzdeler gerekiyor. Bunu yapacaksa da Yeşil Sol ya da CHP’den oy alarak yapacak. Onların milletvekili havuzundan alacak. Amaç eğer milletvekili sayısını çoğaltmak ve karşıdaki ittifakın vekil sayısını azaltmaksa, bu karar ikisine de hizmet etmiyor. Bir araya geldiklerinde artırabilecekleri yerler hala var. Diğer yandan YSP ve TİP seçmenleri, partilerinin güçlü olmadığı yerlerde AKP’ye vekil gitmesini engelleme hissiyle CHP’ye oy verebilir. O durumda da TİP’in kendi oylarını görme şansı olamayacak. O yüzden iki liste kararını bu faktörlerden dolayı sakıncalı buldum. Ama elbette TİP gibi partiler siyasetini yapmayı önceleyebilirler. Onlar için sahada olmak, politikalarını tanıtmak için fırsat. Bundan faydalanmak da en temel hakları. Siyaset budur aslında.”

‘TİP şu andaki verilere göre milletvekili çıkaramıyor’

TEAM Araştırma’nın şu anki ölçümlerine göre TİP milletvekili çıkaramıyor, ancak bu imkansız da değil: ”Şu anda geniş bir sahada yaptığımız çalışmanın verilerine göre TİP milletvekili çıkaramıyor. Ama iyi bir kampanya, seçmenin CHP’ye tepki vermesi gibi gelişmelerle bu mümkün olabilir. Ancak kuvvetli ihtimal değil. TİP’in işi kolay değil ama imkansız da değil. Rakipleri iktidar değil muhalefet partileri olacaktır.”

‘Seçimlerin ikinci tura kalması kuvvetli ihtimal’

TEAM Araştırma müdürüne göre; Muharrem İnce, oylarında azalma yaşasa da hala seçimleri ikinci tura bırakma potansiyeline sahip: ”Dört adaylı bu seçimin ikinci tura kalma ihtimali kuvvetlendi. Millet ittifakında aday tartışmasının yaşandığı dönemde Muharrem İnce’ye bir yönelme oldu. Borsada ‘iğne atma’ diye bir tabir vardır. Grafikler bir anda yukarı gider ve yine aynı hızla düşüşe geçer. İnce, böyle bir çıkış yakaladı ve düşüşe de geçti. Ama hala seçimleri ikinci tura götürme potansiyeline sahip. Zaten Erdoğan ve Kılıçdaroğlu dışındaki iki adayın oylarının beş puanı geçtiği hallerde ikinci tur ihtimali artıyor. En kötü ihtimali konuşursak; Erdoğan 44-45’lere geldiğinde Kılıçdaroğlu’nun da 50’yi geçmesi için kalan iki adayın oylarının toplamının beş puanın altında olması gerekir. Ancak şu an o seviyenin üstündeler. O yüzden ikinci tura gitme ihtimali var. İnce’yle Oğan’ın seçmenlerinin küçük bir kısmı, ikinci turda Kılıçdaroğlu’na vermeyecek. İnce destekçilerinin yüzde 60’lık kısmı ikinci turda Kılıçdaroğlu’na vermeyi düşünüyor. Bu kesim artık İnce’nin ikinci tura kalmayacağına ve kalma ihtimalinin de akılcı bir şey olmadığına ikna edilirse ilk turda da Kılıçdaroğlu’na verebilir.”

‘Muhalefet açısından birinci turda kazanmak önemli’

Tol, Meclis çoğunluğunu kazanmanın olası ikinci tur seçimlerinde önemli olduğuna işaret etti: ”Bugün insanlara tercihlerini sorduğumuzda ikinci turu hayal ederek cevap vermiyorlar. İkinci tur, Meclis çoğunluğunun belli olduğu bir ortamda yapılacak. Partiler, seçmenlerin bir kere daha sandığa gitmelerini isteyecek. Meclis çoğunluğu eğer farklı bir taraftaysa bunlar da hesaplanıp sandığa gidilir buna göre de umutsuzluk oluşabilir. O yüzden muhalefet için bunu birinci turda bitirmek önemli bir ihtiyaç.”

‘İmamoğlu ve Yavaş sahaya indi, durum değişebilir’

İmamoğlu ve Yavaş gibi isimlerin sahaya inmesinin ikinci tur olasılığını değiştirebileceğini belirten Tol’a göre özellikle de genç seçmen ikna edilebilir: ”Bugünkü oy dağılımına göre seçim ikinci tura kalıyor. Ama henüz daha kampanyalar yüksek sesle başlamadı. Daha vaatler yeterince durulmadı. Kampanyanın aktif olması ve son haftalardaki rasyonel oy davranışına çağrılarının artmasıyla ikinci tur ihtimali azalabilir. Bu performansa bağlı. Örneğin cumhurbaşkanlığı yardımcılığı formülüyle Ekrem İmamoğlu bir haftadır sahaya indi ve etkili olmaya da başladı. Yavaş’ın da sahne almasıyla birlikte millet ittifakının somut vaatlerini iyi anlatmaları durumunda, ikinci tur ihtimalinin azalacağını düşünüyorum. İkinci turda Kılıçdaroğlu’na oy vermeyi düşünen özellikle de genç seçmenler ikna edilebilir. Son düzlüğe girildiğinde İnce’nin ikinci tura kalamayacak olmasının görülmesi de önemli. İnce’nin Kılıçdaroğlu’na yaklaşabileceğini sanmıyorum. Öyle bir seçmen davranışı görünmüyor.”

‘Erdoğan’ın üst eşiği yüzde 44-45’

Ulaş Tol, Erdoğan’ın ve ittifakının mevcut oyunun yüzde 41-43 aralığında olduğunu belirterek, bir sürpriz yaşanmaması halinde seçimlerin galibinin Kılıçdaroğlu olacağını söyledi: ”Erdoğan ve cumhur ittifakının oyu yüzde 41-43 arasında. Geçen sene bu oy, yüzde 38’lere kadar düşmüştü, oradan yüzde 44’lere kadar yükseldi. Gördüğümüz o ki sınır bu. Üst eşiği 44-45 olarak alıp ona göre bir hesaplama yapmak gerekiyor.

‘Sürpriz yaşanmazsa Kılıçdaroğlu kazanacak’

Kılıçdaroğlu şu an önde ve yarışı kazanacak gibi de görünüyor. Bundan sonra muhalefet eğer hatasız ilerler, iktidar da çok sürpriz yapmazsa Kılıçdaroğlu kazanacak. En büyük riskler seçimin ikinci tura kalması ve Meclis çoğunluğunun cumhur ittifakında kalması. Bunlar olmadığı sürece cumhur ittifakının kazanma ihtimali zayıf.”

‘Değişim isteyip muhalefeti beğenmeyen seçmen, bazı partileri zaman zaman yükseltiyor’

Zafer Partisi’nin değişim isteyip muhalefetten de memnun olmayan kitleyi etkilediğini belirten Tol, radikal söylemlerin bunu sınırladığını anlattı: ”Merkezde bir boşluk var seçmen açısından. Seçmen iktidarı beğenmiyor ve değişim istiyor. Ana duygusu bu. Ama muhalefeti de beğenmiyor. Gönül rahatlığıyla oy vermeye gitmiyor. Bu seçmen grubu içinde iki eğilime de eleştirileri olan bir siyaset arayışı var. Bu siyaset boşluğu da zaman zaman bazı partilerin yükselmesine neden oluyor. Zafer Partisi bu boşluğu daha radikal şekilde doldurmaya çalıştı. Göçmen karşıtlığı ve aşırı milliyetçilik üzerinden siyaset yaptı. O yüzden bu arayıştaki seçmenin karşılık vermesi sınırlı oldu. Zafer Partisi’ni anketlerimizde en çok yüzde 2,5 seviyesinde gördük. Seçim dönemine girdiğimizde de bu yüzde 1’in altına geriledi.”

‘İnce, Özdağ’dan daha fazla ilgi gördü’

Tol’a göre merkez siyasetteki boşluktan kaynaklı ‘farklı’ siyasetçilere olan ilgi İnce için de geçerli. Ancak İnce’ye olan ilgi, Özdağ’dan daha fazla. Bunun nedeni de İnce’nin daha esnek politikası ve söylemleri: ”Millet ittifakının adaylık tartışmaları sırasında özellikle gençler arayışlarını İnce’ye çevirdiler. Ancak İnce, Zafer Partisi ve Ümit Özdağ’dan daha fazla ilgi gördü. bunun nedeni İnce’nin daha merkez daha esnek bir yerde durması. İnce’nin söylemi; milliyetçi dozu yüksek ama aşırı olmayan, merkezin sağı ve soluna hitap eden bir çizgi olduğu için görece daha fazla karşılık buldu. Bu yüzden seslendiği taban da daha geniş oldu. Biraz Genç Parti örneğine de benziyor. Zafer Partisi gibi yine Memleket Partisi’nde de oy azalması olacaktır.”