TC Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, ‘Beta Hemolitik Streptokok’ hastalığı ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Boğaz ağrısına neden olduğu için basit bir bademcik sorunu olduğu düşünülebilen hastalığın doğru ve zamanında tedavi edilmediği takdirde ölümlerin yanı sıra kalıcı kalp hastalıklarına da sebep olabileceğini belirten Prof. Dr. Özlü, şöyle konuştu:
*Biliyorsunuz gündemde streptokok A hastalığı diye bir terim artık yerleşti. Bu sene nedense daha bir ağır seyrettiği, çocuklar arasında daha fazla görüldüğü ağır enfeksiyonlar bildirilmekte. Bizde de bu vakaları görmeye başladık.
*Aslında A grubu beta hemolitik streptokoklar sıklıkla bademcik iltihabı yaparlar, farenjit yaparlar, boğazda ağrı, yutma güçlüğü olur, tükürüğünü yutamaz çocuk. Baktığınız zaman boğaz kızarmıştır, bademcikler şişmiştir.
*Üzerinde beyaz iltihaplı görünümler olur. Ağızda, damakta kırmızı döküntüler olabilir, ciltte döküntüler olabilir.
*Vücutta ağrı, kırgınlık, yüksek ateş olabilir. Bu şekilde kendini belli eder. Tedavisi mümkün, yani penisilin kullanıyoruz, hatta tek doz enjektabl penisilin ile tedavi edilir bu hastalık. Ama fark edilmesi gerekir.
Avrupa ülkelerinde antibiyotikle tedavinin nadir yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Özlü, Türkiye'deki aşırı antibiyotik kullanımının hastalık için avantaj sağladığını belirterek, şöyle konuştu:
*Çoğu zaman bu tür enfeksiyonlar viral nedenli olduğu için antibiyotik kullanılmaz. Özellikle Avrupa ülkelerinde, Kuzey Amerika ülkelerinde hastaların antibiyotiğe ulaşımları çok zordur.
*Antibiyotik kullanılması çok nadirdir, çok zordur. Ülkemizde bu tür hastalarda antibiyotik kullanımı gereğinden fazla aslında. Ama bu şekilde antibiyotik kullanımı bu A grubu beta hemolitik streptokokların bizde daha fazla görülmesini engelliyor.
*Daha ağır vakaların ortaya çıkmasını engelliyor. Çünkü bizde genelde böyle ateşle, öksürükle giden, boğaz ağrısı olan hastalara bir şekilde antibiyotik başlanıyor ve bu antibiyotikler çoğu antibiyotik bu A grubu beta hemolitik stoplara etkili.
*Dolayısıyla hem tedavi olduğu için hasta iyileşiyor, daha ağır bir hastalık tablosuna evrilmiyor hem de bulaşıcılık ortadan kalkmış oluyor.
*İşte bizim toplumumuzda maalesef fazla aşırı antibiyotik kullanımı belki bu açıdan bir avantaj da sağlıyor olabilir.
‘DOĞRU TEDAVİ ÖNEMLİ’
*Genelde biz viral enfeksiyonlarda hani tablo çok ağır değilse çocuklarda herhangi bir ilaç bile kullanmıyoruz. Sadece ateş düşürücüler, bazen ağrı kesiciler filan veriyoruz ama bu farklı bir durum. Burada mutlaka penisilin başta olmak üzere antibiyotik tedavisi gerekiyor.
*Çünkü bu hastalık zamanında doğru tedavi edilmezse ağır bir tabloya evrilebilir. Ölen çocuklar olduğunu söylemiştim, onun dışında yaşayanlarda da kalıcı hasarlar bırakabiliyor. Enfeksiyonu geçirmiş kişilerde ileride kalıcı hastalıklar olabiliyor.
*Bu hastalıklar bazen kalp kapaklarını tutabiliyor, kapak yetmezlikleri, kapak patolojileri, ameliyat gerektiren durumlar olabiliyor.
*Yani nezle, grip oldum geçer, gider deyip aldırış etmemek sizi ömür boyu bir hastalığın yükünü taşımak zorunda bırakabilir.
*Böyle bir durumda mutlaka özellikle boğaz ağrısı varsa, yutkunma güçlüğü varsa, ateşiniz varsa hekime gidin.
*Muayene olun ve bir bakteriyel enfeksiyon varsa tedavisini alın. Daha çok 5 ile 15 yaş arasında biz bu enfeksiyonları görüyoruz.
*Ama 5 yaşından küçük çocuklarda da görülebilir. 2 yaşından altında çok görmüyoruz ama erişkinlerde de görülebilir. Yani 15 yaş üstü erişkinlerde de görülebilir.