Tıp Bayramı yaklaşıyor!

Cenk DİLER

1996 yılında İngiltere Londra Üniversitesi Imperial Koleji Birinci Bakım Fakültesi’nden iki uzman “Sağlık Alanında Reform” amacıyla KKTC’de inceleme ve denetimlerde bulunup bir rapor hazırlıyorlar. Prof. Nick Bosanquet ve Dr. Rifat Atun. Sağlık bakanı DP-CTP Hükümeti’nden Hüseyin Celal. Birçok önemsenecek tespit yanında şöyle bir tespit de var: “ Her ne kadar dış tedaviler için kişisel başvurularda Sağlık Kurulu karar veriyorsa da, gerçekte güçlü bir himaye sistemi bulunmaktadır. Ülke dışında tedaviye gönderme kararları, her zaman tıbbi indikasyonu veya ihtiyacı yansıtmamakta ama hasta veya yardımcı olan Bakan’ın ne kadar etkili olabildiğini yansıtmaktadır. Kararlar, yurttaşlar ve hükümet bütçesinin zararına, en fazla siyasal kazanım elde etme ve oy kazanmaya göre alınmaktadır. Bakanlar Kurulu, kimlerin ülke dışına gönderilmesi konusunda da karar verebilmektedir. Bu açıkça kabul edilemez bir düzenleme olup, başka benzeri düzenlemeleri geliştiren siyasi himaye sistemini güçlendirmektedir.” ( Sağlık Sistemi Tartışmasında Son 15 Yılın Birikimi, KTTB Yayını Sf.72). Ne yazık ki tespitin üzerinden neredeyse 20 yıl geçecek. Sağlık Bakanlığı’na 21 Temmuz 2014 tarihinde bu konuyu sorgulayan bir dilekçe verdim. 14 Ağustos 2014 tarihinde cevap aldım. Verilen cevapta: “ Bu yolu çok az kullandık” denilmekte ve verilen 8 katkının 6’sının geçmiş hükümet tarafından yapıldığı, geçmiş hükümetin de 126 kişiye Bakanlar Kurulu Kararı ile yardım yapılmış olduğu yazıyordu. Yani şimdiki Sağlık Bakanı da bu yolun pek de kullanılmasının uygun olmadığı “doğrusunda” benimle örtüşüyordu. 11 aylık sürede 2 kişiye bu yöntemi kullanan Sağlık Bakanlığı, geçen 7 ay zarfında bu düşüncesini değiştirmiş olacak ki, aralarında toplumun çok da aşina olduğu isimleri yurt dışına Bakanlar Kurulu Kararı ile gönderip masraflarını da karşılamaya başladı. Peki, göndermesin mi? Ne münasebet! Tabii ki göndersin. Ama bu uygulama “kafaya göre” olmamalıdır. Şikâyet ettiğim nokta burasıdır. İhtiyaç duyulan tüm vakalara ayni duyarlılığı ayrım gözetmeksizin uygulamalıdır. Bu günlerde bir yardım kampanyası yürütülmektedir. “Karınca kararınca” ben de katkı koymuş bulunuyorum. Herkesin de koyması gerektiği çağrısı yapıyorum. Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılan katkı 15’i geçti. Bu işin kıstası ne? Sanırım Bakanlar Kurulu ile yapılan vatandaşlık ya da vatandaşlıktan atılanların tekrar kabulünde kıstas ne ise burada da o olmalı. Bu konuda emsal karar isteyen olursa lütfen bana seslensin. AYRIMCILIK hem yasak hem da ayıptır. Hakkınızı mutlaka arayın.