Eşitsizliğe, Adaletsizliğe, Şiddete Karşı Güçlüyüz; Örgütlüyüz
Erkek egemenliğin, kapitalizmin, eril dilin, sosyal adaletsizliğin ve duyarsızlaşmanın karşısında kadın hekimler olarak söyleyeceklerimiz var. Yakın zamanda bu toplumda en temel insan haklarına saldıran din görevlisine karşı tepkisizliğiniz unutulmadı. Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadıkça olası bir afet durumunda kadınlar en çok yara alanlardan oluyor. Dünyada göç ve yoksulluk kadınlaşıyor. Erkek devletler kadının emeğine, kimliğine, bedenine el koyuyor. Bu egemenlikten somut maddi kazançlar sağlıyor. Ev işleri, çocuk bakımı gibi işleri, kadınların koşulsuz şartsız karşılıksız yapması bekleniyor. Öbür taraftan namus, iffet, ahlak gerekçeleri ile canlarına kastediliyor. Kadın sağlığı ve doğurganlık hakları ile ilgili planlı politikalar izlemek yerine söz konusu kürtaj olunca hemen kadın bedeni üzerinden siyaset üretiliyor. Eşitlik ve özgürlük istiyoruz.
Biz topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyeleriyiz. Yaratılış gereği kırılgan narin çiçekler değiliz. Dünyaya zorluklara dayanıklı kahramanlar olarak da gelmedik. Umudumuz güçlü olmak zorunda kalmadığımız bir gelecek inşa etmek. Tarih boyunca insan yaşamı için verilen bu onurlu mücadelede sağlık emekçisi kadınlar en ön saflarda yer almıştır. Ne mutlu ki adamızda sağlık sektöründe kadın iş gücü her geçen gün artıyor. Bu hizmetin kilit noktalarında kadın hekimler olarak her zaman var olacağız. 8 Mart'ta birer çiçekten fazlasını hak ettiğimizi biliyoruz. Çağdaş, laik, demokratik bir ülkede dilediğimiz gibi yaşamak istiyoruz.
Emekçi kadınlar günümüz kutlu olsun.