"Toplumda 'Kalp Yetersizliği' görülme oranı, %2-3!"

YDÜ Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu, 'Kalp Yetersizliği' hakkında bilgi verdi...

Her yıl Mayıs ayının ikinci haftasında tüm dünyada etkinlikler düzenlenerek kalp yetersizliğinde farkındalığa dikkat çekilmektedir.Temel hedef, kalp yetersizliğinin toplumdaki farkındalığını arttırmak, korunma, erken tanı, tedavi ve yaşam şekli değişiklikleri konusunda toplumun bilinçlenmesini sağlamaktır.

Kalp yetersizliği sıklığı hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde giderek artmakta ve ilerleyen yıllarda toplum sağlığını tehdit eden boyutlara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Yaşam boyu tedavi gerektirmesi, sık hastaneye yatışlar, iş gücü kaybına yol açması, pahalı ilaç ve cihaz tedavisi uygulamaları nedeniyle aynı zamanda sağlık ekonomisi üzerine de yüksek maliyetler getirmektedir.

Toplumda Kalp Yetersizliği Görülme Oranı %2-3

Genel olarak tüm toplumda kalp yetersizliği görülme oranı %2-3 iken, 70 yaş sonrası bu oran %10’a, 80 yaş sonrası %20’lere çıkmaktadır. Yaşlı nüfusun giderek artmasıyla kalp yetersizliği vakaları önümüzdeki 10 yıl içinde iki kat artış gösterecektir.

Kalp Yetersizliğinin Belirtileri

Kalp yetersizliği kendini temel olarak nefes darlığı, ayaklarda şişme ve çabuk yorulma şeklinde gösterir. Bunlara ilaveten öksürük, iştahsızlık, vücut ağırlığında artma, gece sık idrara çıkma vehalsizlik de belirtiler arasında sayılabilir. Sıklıkla bu şikayetlerbaşka nedenlere yorumlanarak atlanmaktadır.  Bunun yanında yakınmasız olan olguların saptanıp erken tedavi ile kalp yetersizliğinin kötüleşmesi önlenebilir. Bu nedenle hipertansiyon, kalp damar tıkanıklığı, şeker hastalığı, obezite, kapak hastalıkları, doğuştan kalp delikleri, ailede kalp yetersizliği öyküsü olanlar, kemoterapi-radyoterapi gören hastalar, kalp kası hastalığı olanlar, sık alkol kullananlar ve ritim bozuklukları bulunan hastalar gibirisk altındaki kişilerin sıkı takibi ve erken tedaviye başlanması hayati önem taşımaktadır. Aslında bu yakınmalar ortaya çıkmadan uzun süre önce kalp yetersizliğine zemin hazırlayan faktörler nedeniyle kalpde yapısal değişiklikler başlamakta ve yıllar sonra kalp yetersizliği ortaya çıkmaktadır.

 

Kalp Yetersizliği Tedavileri

Kalp yetersizliğinde tedaviyi yaşam tarzı değişiklikleri(sigara ve alkolün bırakılması, diyet ve beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, tuz ve sıvı alımının doktor kontrolünde kısıtlanması, grip ve pnömokok aşıları, doğum kontrolü ile ilgili bilgilendirme ve egzersiz eğitimi), ilaç tedavisi ve cihaz tedavisi (kalp pilleri) olarak üç ana gruba ayırabiliriz. Tedaviye dirençli hale gelen ve sık sık hastaneye yatma ihtiyacı duyan hastalarda son seçenek yardımcı destek cihazları ve kalp naklidir.

Hastalığın İlerlemesinin Engellenmesi ve Yaşam Süresinin Uzaması, Toplum Bilinci ile Doğrudan İlişkili

Organ bağışı konusunda toplumun bilinçlendirilmesi, uygun donörün (organ verici) bulunması için hayati önem taşımaktadır.  İvedilikle de organ bağısı konusunda yasal düzenlemelerin netleştirilip, kalp nakli konusunda uluslararası standartlara uygun akredite merkezlerin sayısı artırılmalıdır.  Nakil sonrası hastanın takibi de en az nakil işlemi kadar hayati önem arz etmektedir. Bu konuda da deneyimli hekim ve alt yapısı olan merkezlerde bu hastaların sıkı kontrol altında tutulması nakil sonrası yaşanacak komplikasyonların bertaraf edilmesi açısından son derece önemlidir.Kalp yetersizliği yaşam boyu tedavi gerektiren kronik bir hastalıktır. Nadiren veya düzeltilebilir bir nedene bağlıysa geri dönüşlü olabilir.  Yaşam beklentisi, prostat kanseri, kalın bağırsak kanseri, meme kanseri, rahim kanseri gibi pek çok kanser türünden daha düşüktür. Genel olarak beş yıllık yaşam beklentisi %50’dir.Çok ciddi nefes darlığı olan ve günlük aktivitesi belirgin kısıtlanmış ileri evre olgularda ise bir yıllık yaşam beklentisi %50’dir. Kalp yetersizliği gelişimini önlemek, ilerlemesini yavaşlatmak ve ileri evre olgularda yaşam süresini uzatıp yaşam kalitesini artırmak toplumun kalp yetersizliği konusunda bilinçlenmesi ile mümkün olacaktır.