“Toplumsal gerilimi artırmanın hiçbir faydası yok”

Ombudsman Emine Dizdarlı, ülkenin son derece hassas bir dönemden geçtiği kaydederek, tüm kesimleri sağduyulu davranmaya çağırdı.

Ombudsman Emine Dizdarlı, ülkenin son derece hassas bir dönemden geçtiği kaydederek, tüm kesimleri sağduyulu davranmaya çağırdı.
Toplumsal gerilimi artırmanın hiçbir faydası olmayacağını vurgulayan Dizdarlı,“İşçi, emekçi, çalışan veya sendikalar hak ve menfaatlerini korurken kamu yararı ilkesini de göz önünde bulundurmalı, toplumsal çıkarlar doğrultusunda hareket etmeli, en önemlisi toplum huzurunu bozmamalı” dedi.
Emine Dizdarlı, “Temel Haklar Özgürlükler ve Ödevler” konulu yazılı açıklamasında, her hak gibi grev ve gösteri yürüyüşü hakkının da iyi niyet kurallarına bağlı olarak yasaların belirlediği sınırlar içerisinde kullanılması gerektiğini vurguladı.
“ANAYASAL HAK AMA BU HAK SINIRLANABİLİR…”
Dizdarlı’nın açıklaması şöyle:
“KKTC Anayasası’nın 32’nci maddesi toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını düzenlemiştir. Söz konusu madde gereğince yurttaşlar önceden izin almaksızın, silahsız ve saldırısız toplanma veya gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir. Bu hak, kamu düzenini korumak için yasa ile sınırlanabilir. Yine, KKTC Anayasa’sının 54’üncü maddesi tahtında çalışanlar, işverenle olan ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal durumlarını korumak ve düzeltmek amacıyla toplu sözleşme ve grev hakkına sahiptir. Grev hakkının kullanılması, yalnız ulusal güvenliği, Anayasal düzeni, kamu güvenliğini veya KKTC Anayasası’nın herhangi bir kişiye sağladığı hak ve özgürlükleri korumak amacıyla sınırlanabilir.”
“TOPLUM HUZURU BOZULMAMALI”
Türkiye’deki gelişmeler neticesinde ülkede yaşanan döviz krizinin birçok fiyatın artmasına ve ciddi sıkıntılara yol açtığına işaret eden Dizdarlı şöyle devam etti:
“Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı demokratik yollarla gerçekleştirmek, bu amaçla ulusal tasarrufu artırmak, yatırımları toplum  yararının gerektirdiği önceliklere yöneltmek ve kalkınma planlarını yapmak Devletin ve/veya İdare’nin  ödevidir. Ancak grev hakkını, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanan çalışanlar, emekçiler ve/veya işçilerin maksatını aşan iyi niyet kurallarına aykırı hareketlerde bulunmaları, şiddet eylemlerine başvurarak kamuya ait malları tahrip ederek maddi zarara yol açmamaları ve en önemlisi toplum huzurunu bozmamaları gerekmektedir.”
“BU ZOR GÜNLERDE TÜM KESİMLERİN SAĞDUYULU DAVRANMASI ELZEM”
“Her hak gibi grev ve gösteri yürüyüşü hakkı da iyi niyet kurallarına bağlı olarak yasaların belirlediği sınırlar içinde olmalı” diyen Dizdarlı şunu da kaydetti:
“Ülkemizin son derece hassas bir süreçten geçtiği aşikardır. Toplumun ve/veya işçi ve emekçilerin hak ve menfaatlerinin korunması,  bu yönde yeni politikaların üretilmesi ve daha iyi bir gelecek için hepbirlikte çalışmamız elbette kaçınılmazdır. Bu nedenle toplumsal gerilimi artırmanın hiç bir faydası yoktur veya olamaz. İşçi ve emekçilerin veya Sendikaların çalışanların hak ve menfaatlerini korurken aynı zamanda “kamu yararı” ilkesini de göz önünde bulundurmaları ve ülke ve toplumsal çıkarlar doğrultusunda hareket etmelidirler. Zor zamanlardan geçtiğimiz bu günlerde tüm kesimlerin sağduyulu davranması elzemdir.”