İşte açıklama;
ADA-74… Ulaştırma Bakanlığı’nın sayfasında yer alan bilgiye göre, 400 yolcu, 15 tır, 25 küçük araç taşıma kapasitesi var.
Mayıs 2023’te denize indirildi. Ulaşabildiğimiz ve teyide muhtaç bilgilere göre, o günden bugüne kadar toplam 96 sefer yaptı.
Kıbrıs Türk Denizcilik Şirketi’nin sayfasında yer alan bilgiye göre, Şirket’e ait bu geminin satışı için, alınmasından aşağı yukarı bir yıl sonra, 28 Mayıs 2024 tarihinde ihaleye çıkıldı. “Hükumet” adına yapılan açıklamaya göre, sebep, geminin rantabl olmaması ve daha hızlı ve kaliteli bir gemi alma kararı.
Yine “hükumet” adına yapılan açıklamaya göre, TC Özelleştirme İdaresi 6 milyon dolar ödedi. KKTC’nin payına düşen 28 milyon TL ise KEİ Ofisi tarafından ödendi. Ama yine “hükumet” adına yapılan açıklamalarda, Şirket’in 30 milyon TL ödeme yapabilmesi için Kalkınma Bankası’na kredi başvurusunda bulunuldu.
Bunlara ek olarak teyide muhtaç bilgilere göre gemi Şubat 2024’ten beri sefere çıkmaksızın Mağusa Limanı’nda demirli bekliyor. Bu ve başka sebeplerle geminin borçları olduğu söyleniyor.
Bu arada, gemi ile ilgili olarak ulaşılabilen ve teyide muhtaç bilgiler, ADA-74 gemisinin yalnızca Mersin- Mağusa limanları arasında ama en yakın kara parçasından 20 mil uzağa kadar yolculuk yapmak için sertifikalı olduğunu gösteriyor.
Bunlar iddialar değil bilgiler. Bazıları elbette teyide muhtaç. Pazartesi Meclis’te teyitlerini veya yanlışlanmalarını bekleyeceğimiz için şimdiden paylaşıyorum ki Pazartesi bize “konuşmadan haberim olsaydı bu bilgilere ulaşıp öyle gelirdim” denmesin.
Şimdilik parayı kim verdi işine girmeyeceğim çünkü sonuç itibarıyla gemi Kıbrıs Türk Denizcilik Şirketi’nin. Şirket’in sayfasında böyle yazıyor. Para kim tarafından ödenmiş olursa olsun, KKTC’nin bir şirketi zarar ettirildiyse bunun hesabının elbette Meclis’e verilmesi gerekecek. “Türkiye ödedi size ne” de denilemez tabii çünkü Türkiye bizim Şirketimiz için bir para harcıyorsa, en azından “hükumet”in deyimiyle daha rantabl bir iş için bize katkıda bulunması istenir ve beklenir. Kaldı ki Türkiye bizim için, rantabl olmayan bir gemi almak amacıyla gereksiz harcama yaptıysa bu da herhalde bizim sevineceğimiz bir şey değildir.
Şimdi sorulara geçelim:
1. Aşağı yukarı bir yıl önce satın alınmış ve törenlerle denize indirilmiş bir gemi bugün “rantabl olmadığı için” satışa çıkarılıyorsa burada yanlış yatırım yapıldığı ve her zamanki gibi önce “müjde” verilip müjdenin sonradan fos çıktığı açık değil mi?
2. Bu geminin yalnızca Mersin-Mağusa arasında sefer yapmak için ve 20 mille sınırlandırılmış biçimde sertifikalandırılmış olması, Mersin-Mağusa arasındaki mesafenin çok daha uzun olması karşısında apaçık bir tuhaflık değil mi?
3. Rakamların hepsi elbette tartışmalı (elbette sonuçta net rakamlara ulaşacağız) ve % 51’lik hissesi TC Özelleştirme İdaresi’ne ait olsa da, Kıbrıs Türk Denizcilik Şirketi’nin, yanlış bir yatırımla zarara uğratılmış olduğu açık değil mi?
4. Gemiden kaynaklanan borçlar var mı? Varsa ne kadardır?
5. Kalkınma Bankası’na 30 milyon TL kredi için başvuruda bulunuldu mu? Bulunulduysa bu krediye ne için ihtiyaç duyuldu?
Pazartesi’ye kadar sorular çoğalabilir belki ama şimdilik bunları kamuya açık biçimde paylaşayım. Geminin sahibi KIBRIS TÜRK Denizcilik Şirketi. Ne olup bittiğini KIBRIS TÜRK halkının ve Meclisi’nin bilme hakkı var.
Başka pek çok “müjde” gibi, Mayıs 2023’te verilen “deniz ulaşımımıza ayrı bir soluk getirecek ADA-74 müjdesi”nin de nasıl ve neden fos çıktığını (bu tabiri rahatça kullanıyorum çünkü rantabl olmadığını “hükumet”in kendisi söylüyor) daha iyi anlayabilmek için!