Erhürman'ın sosyal medya paylaşımı şöyle:
"Bir mi, üç mü, beş mi, bin mi bilmiyorum...
Ben BİR diyeyim ona. Varlıklı olmayan bir ailenin, bu yıl ilk defa okula başlayacak BİR çocuğu. Yarın okula başlayacağını sanıyordu. Heyecanla yarını bekliyordu. Bir hafta ertelenmiş okulların açılışı. Nedenini bilmesi, anlaması mümkün mü? Neler hissetti? Üzüldü mü? Heyecanı söndü mü?
Nasılsa açılacak eninde sonunda... Çantası, kırtasiyesi, üniforması falan tamamlanabildi mi? Okulda canı isterse kantinden bir şey alabilecek mi? Sınıfı konteyner mi? Kaç kişilik? Kalabalıksa, sınıfında ana dili Türkçe olmayan çocuklar da varsa, öğretmeni kendisiyle yeterince ilgilenebilecek mi? Kendisi ana dili Türkçe olmayan BİR çocuksa ne olacak peki? Ne yapacak?
Bu ülkede özel okullar olduğundan, oradaki arkadaşlarının sahip olduğu olanaklardan, gördüğü ilgiden haberdar mı? Haberdarsa nedir hissettiği? Haberdar değilse belki de çok daha iyi!
Kimdir o BİR çocuk? Geleceğe dair beklentisi nedir? Yeteneğinin, zekasının, kapasitesinin çok daha fazla olanağa sahip kılınan pek çok başka çocuktan fazla olması mümkün mü? Elbette mümkün!
Peki alacağı eğitim bunları ortaya çıkarmasını, kendisini gerçekleştirmesini sağlayacak mı? Gideceği okulun hiçbir eksiği olmasaydı diğerlerinden, her şey tamam olsaydı da alacağı eğitimin kalitesi onu gerçekten geleceğe hazırlayacak mıydı? Her şey, hatta hiçbir şey tamam değilken ne olacak peki?
Dün herkes öfkelendi. Bugün değilse yarına yatışır nasılsa öfke. Sonra da unuturuz, gider... Varsın bir hafta ertelensin! Bir haftadan ne olacak sanki!?
İsterseniz romantik deyin. İstersen romantizmden siyaset devşiriyor bile diyebilirsiniz.
Ama benim aklım işte o BİR çocukta takılı kaldı!"