Ortadoğu’da şer ittifakları olanca hızı ile sürüyor. Özelde Türkiye’nin Hatay sınırında, genelde de tüm Ortadoğu’da savaş tamtamları sürekli çalıyor. Peki bölgede bunlar yaşanırken bizler ne yapıyoruz? Söyleyelim bizler, bir mayo defilesinde podyumda yürüyen mankenler ve bir güzellik kraliçeliği seçiminde olduğu gibi gözümüzü nasıl oralardan ayıramıyorsak seçim sandığından ve kurulması muhtemel koalisyon hükümetlerinden ayıramıyoruz.
Türkiye, Hatay sınırına yakın Afrin’e yönelik hazırlıklarını tamamlayıp müdahaleye hazırlanırken bazı bilinmeyenlerde ortaya çıkmaya başladı. Örneğin ABD’nin YPG’ye MANFAD füzeleri verdiği istihbarat birimlerince tespit edildi. Eeee ne olmuş verdiyse diyenler çıkabilir. Yooo bu o kadar basit değil, çünkü bu füzeler omuzdan atılıyor ve 5-6 Km. menzili var. Seyyar olduğu için uçak ve helikopterler tarafından yerleri tespit edilemiyor ve bu nedenle büyük tehlike oluşturuyor.
ABD, bunları DAEŞ veya bir başka deyişle IŞİD için verdiğini söylüyor. DAEŞ veya diğer adı ile IŞİD’in elinde uçak ve helikopter yok ki bu füzeler o nedenle YPG’ye verilsin..
Bunun dışında ABD Rusya ile 2005 yılında uçaksavar füzelerin Suriye’de konuşlandırılmayacağı ve hiçbir bu füzelerin hiçbirgüce verilmeyeceği konusunda anlaşmıştı. Şimdi bu füzeler ortaya çıkınca Rusya veya Türkiye’nin bunu Güvenlik Konseyine taşıması gerekir kanaatindeyim.
Haaaa bu durumda Türk Ordusu YPG’yi mağlup edemez mi? Diyenlere kesinlikle eder hatta ezer geçer derim. Bu füzelerin ortaya çıkması sanırım hava harekâtının kısıtlı olmasına bir kara harekâtını daha zorunlu hale getiriyor. Tank savaşına dönüştürür.Ama öyle AKP partili bakanların açıkladıkları gibi 6 saatte değil. Uğraştırır ve o savaş daha kanlı biter.
**
Bunları neden yazdım diye sorarsanız, Türkiye’nin böylesi ciddi bir ortama sürüklenmesine paralel olarak bizlerin ivedi olarak koalisyon hükümetini kurarak dikkati dağıtmamamız gerektiğinden diyebilirim.
Evet 4 partili hükümetimiz bölgede fırtınanın estiği, Tsunami’nin boy göstertmek için sıra beklediği bir ortamda eli kulağında kuruldu, kuruluyor. Yapılan görüşmelerde bakanlıklar belli oldu gibi.
Bu noktada önce hükümetin kurulması yönünde ciddi bir uğraş veren Tufan Erhürman’a değinmek istiyorum. CTP’yi toparlamakta gösterttiğin başarıyı, hükümeti kurmada da göstertti. Ben değil biz diyerek hareket etti. Kurduğu güzelim mozaiğin Tito’nun muhteşem Yugoslav mozaiğini un ufak eden ve parçalara ayıran benzer güçlere de karşı durarak korumalıdır derim. Hatası, riyası olanlara hesap sorulacak deniyor. Geçmişte hesap soracağız diyen CTP yöneticileri hep ‘Off-Side’ de kalarak nedense golü atmamayı tercih ettiler. Attıkları şutlar hep ‘Barra’dan döndü ve gol ile neticelenmedi. Millet güvendiği, kendisinden birisi olarak gördüğü Tufan’dan şimdi verdiği sözleri yerine getirmesini ve nasıl ki koalisyonu kurarken ben sözcüğünü unutarak hep biz demişse, hesap sorma noktasında da biz diyerek bizlerden olanları da kalem odasına almasını bekleriz.
Halkın Partisi Başkanı Kudret Özersay’ı dik duruşu nedeniyle kutlamak isterim. Binali Yıldırım aradı denildi. Erdoğan telefon edildi haber uçuruldu. Ancak tüm bunlar sonrasında soruşturma için Polise gidip yolsuzluk yaptıkları şikâyetinde bulundu. Kimseye, Kudret eskiler gibi ‘Asena’ oldu dedirtmedi.
TDP’ye gelince bu parti çok badirelerden geçti. TKP’ydi, sonrasında BDH oldu. Çatı aşağıda yaşanan kavgalar sonrasında uçunca BDH, TDP’ye dönüştürüldü. Ancak geçmişte her hükümete gelişinde kendi sempatizanlarına ve üyelerine devlet kapılarını kapattı. Akıncı’nın başkan olduğu dönemde, UBP ile birlikte koalisyon hükümeti kuran TKP’de Başbakan ve Turizm Bakanı olan Mustafa Akıncı, işsiz kalan parti üyelerine ‘be ama devlet bumbar oldu’ size istihdam olanağı sağlayamam derken UBP bumbar denilen yapıyı doldurdukça doldurdu. Biri semirirken, TKP, ne be ama CTP gelir bize vurur. DP gelir keza öyle. UBP kendi adamlarını korur. Bizimkiler gelir devlet bumbar oldu başka kapıya diyerek soluğu başka taraflarda alınca iğne ipliğe dönerek zayıfladı.
Şimdi TDP hükümetin bir kanadını oluşturuyor. Tabiki partiler bakanlıklarına güvendikleri adamlarını alacaklar. Huylu huyundan vazgeçmez ve Cemal Hoca, Akıncı gibi eski nihavent makamından dem vurursa, seçim öncesi oluşturduğu kalite ve isim bazındaki güçlü kadro Adios diyeceği için günün sonunda TDP’nin de helvasını yeriz diye düşünenlerdenim.