“Tüm konuların birbiriyle bağlantılı ve dönüşümlü olarak ele alınacağı 5’Li konferans tarihi belirlenmeli”

Cumhurbaşkanı Akıncı, Mont Pelerin’da tıkanan sürecin çözüme ilerlemesi için çağrı yaptı..

Cumhurbaşkanı Akıncı, Mont Pelerin’daki tıkanıklığın aşılarak Kıbrıs sorununu çözmek için yapılması gerekenin de belli olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, tıkanıklığın aşılması için, 11 Şubat 2014 mutabakat metninin öngördüğü şekliyle, tüm konuların birbiriyle bağlantılı ve dönüşümlü olarak alınıp çözülmeye çalışılması için 5’li konferans tarihinin belirlenmesi gerektiğini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorununda sonuca ulaşmak için Kıbrıs Türk tarafının iyi niyetli bir çabayla çalışmaya devam etmeye hazır olduğunu da yineledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Mont Pelerin’daki müzakerelerin sonuçları ve 2016 sonunda çözüm hedefini sürdürme kararlılığı çerçevesinde bundan sonraki yol haritasının ele alındığı toplantıların ardından açıklama yaptı.

Mont Pelerin’da yapılan görüşmelerin ikinci turuna gitmeden önce Ercan Havaalanı’nda yaptığı değerlendirmelerde, bir takım endişelerini ifade ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Birinci turda Kıbrıs Türk tarafı olarak yaptığımız açılama Rum tarafının da artık bir karşılık vermesinin gerekliliğinin altını çizmiştim. Bu ikinci turda gerçekleşmeyince maalesef tıkanıklık söz konusu oldu” dedi.

Kıbrıs Türk tarafının müzakereleri 11 Şubat 2014 mutabakat belgesi çerçevesinde yürüttüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Tüm konuları birbiri ile bağlantılı, birbiri ile ilişkili ve dönüşümlü olarak konuşuluyor. Bu anlamda ilk dört başlıkta epeyi ilerlemeler sağladık. Sonra toprağa geçtik. Güvenlik- garantiler ile ilgili de fikir egzersizlerinde bulunduk. Ama ‘bir tek başlığı bile bugün için sadece onu tamamlayalım da diğerleri beklesin, sıra sonra onlara gelir’ diye bir yaklaşım hiç sergilenmedi” dedi.

Mont Pelerin’da tıkanıklığın, “Rum tarafının toprağı maalesef neredeyse haritasıyla beraber, her şeyi ile birlikte bitirelim, bitirirken biz Rum tarafı olarak alacağımızı alalım ama Kıbrıslı Türklerin çok önemsediği siyasi eşitlikle ilgili önemli bazı unsurları dönüşümlü başkanlık gibi ya da yönetimde kararlara etkin katılım gibi hususları varsın bekletelim” anlayışından kaynakladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle konuştu:

“Böyle bir anlayışı tabii ki kabul etmemiz mümkün değildir ve bundan sonraki yol haritasını da belirlerken yine 2016 yılı sonunu çözüm hedefi olarak tutmaya devam ederek, 11 Şubat 2014 belgesi çerçevesinde kalmaya da devam ederek bu yolu yürüyebiliriz. Tıkanıklığın aşılması için yapılması gereken bellidir” diye konuşan Cumhurbaşkanı Akıncı, gelinen noktada eğer çözüm hedefi hala daha tüm taraflarda varsa yapılması gerekenin belli olduğunu söyledi.

“5’Lİ KONFERANS TARİHİ ARTIK NETLEŞMELİ”

Kendilerinin 5’li konferans, Kıbrıs Rum tarafının ise çoklu konferans dediği ve Burgenstock  tipi olarak adlandırılan formatın yaşama geçirileceği tarihlerin artık netleştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Akıncı, “Bir masada Türkiye, Yunanistan, İngiltere Birleşik Krallık güvenlik garantileri görüşürken diğer masada bizler şu ana kadar çözemediğimiz diğer başlıklarda kalan konuları toprak dahil, dönüşümlü başkanlık, siyasi eşitliğin diğer unsurları, mülkiyetteki birkaç tane başlık var halen çözülmemiş, onları da çözme hedefiyle bir araya gelmemiz lazım ve tam da 11 Şubat 2014 mutabakat metninin öngördüğü şekliyle birbiriyle bağlantılı olarak dönüşümlü olarak bu konuları alıp çözmeye odaklanmalıyız” diye konuştu.

Çözüm niyeti varsa, yapılması gerekenin bu olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı, “Yoksa bunun dışındaki anlayışlar bizi bir yere götürmeyecek” dedi.

İyi niyet ve yapıcı bir ruhla bu çalışmaları yürüteceklerini belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, henüz tarihler net olmasa da Yunanistan Başbakanı Tsipras ile  TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buluşma olasılığından söz ederek açıklamalarına şöyle devam etti:

“2017’DE BİZİ SIKINTILAR BEKLEMEKTEDİR”

“Bir yandan Türkiye-Yunanistan, arada İngiltere ile temaslarını elbette yapacaklar; ancak hedef 5’lide onların da garanti-güvenlik konularında yakınlaşmalarını sağlamak, çözüme katkı yapacak bir noktaya onların da gelmesini temin etmek. Biz de diğer arta kalan konuları konuşuruz ve bu işi en azından bir siyasal çerçeve olarak tamamlarız. Arta kalan konular olabilir mi? Olabilir. Bunları ben her zaman söyledim. 2017’ye bir takım Anayasaların, federal yasaların yazılması… Uygulamaya ilişkin bir takım teknik konular… Bütün bunlar kalabilir.  Bunlar da hepsi önümüzdeki yılın ilk birkaç ayında halledilir. Halkımıza da, iki topluma da yeterli zaman dilimleri ayrılarak önümüzdeki yılın ortalarında da her şey başarılı giderse referandumlar bile gerçekleşebilir. Bunlar hep mümkündür. Yeter ki bu konuda taraflar olumlu bir şekilde hareket edebilsinler. Bunu yapamazsak, bizi 2017’de sıkıntılar beklemektedir. Yeniden sondaj çalışmalarının başlama olasılıklarını biliyorsunuz. Bu iş birliği alanı olması gereken bir doğal gaz konusunda yeni gerginlikleri tetikleyecektir. Yeni bir Genel Sekreter başlayacak göreve. O dosyasını yeniden tanzim edecektir. Kıbrıs bakalım hangi sırada yerini alacak. ABD’de seçim oldu. Yeni bir yönetim Ocak ayında görevi devralacak. En önemlisi Rumların 2018 Şubat’ında Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. 2017 ile birlikte artık aylar ilerledikçe kampanya da daha da bir belirgin hale gelecek. O nedenle bu fırsatı yitirmeyelim diye bu çağrımı buradan tekrarlamak istiyorum. Bizler bu hedefe bağlı olarak ama artık sonuç almak için, yani bu işi sürgit yapmamak için bu konuya odaklanarak bu işi bitirmek için geliniz 5’li konferansın tarihini de somutlaştıralım ve ona giden süreci adım adım gerçekleştirelim.”

“BİZ HAZIRIZ”

İyi niyetli bir çabayla bu sonuca ulaşmak için tüm güçleriyle çalışmaya hazır olacaklarına vurgu yapan Akıncı, Rum tarafının da bu konuya hazır bir şekilde olmasını temenni etti.

“Ve böylece bu adaya gerçek anlamda barışı, işbirliği olanaklarının doğacağı yeni bir dönemi başlatabiliriz” diyen Akıncı, böylelikle Türkiye’nin Yunanistan ve AB ile olan ilişkilerine yanı sıra, Kıbrıs’ta Kıbrıslı Türklerin ve Rumların ilişkileri ile Federal Kıbrıs’ın Türkiye ve bölge ile olan ilişkinin çok daha iyi bir noktaya gelebileceğini belirtti.