Türk Dünyası Entegrasyona Yelken Açtı

İstanbul'da Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) 8. Zirvesi'nin ardından "Türk Devletleri Teşkilatı" adını alan örgüt, yeni vizyon ve hedefleriyle Türk dünyası üyeleri arasındaki bütünleşme çabalarını ileri bir aşamaya taşıyor.

Ankara

Türk Konseyi, 1991'de eski Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla oluşan koşulların sağladığı bir forum olarak, "Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirveleri" süreciyle ortaya çıktı.

Türkçe konuşan ülkeler arasındaki ilişkileri en üst seviyede geliştirmeyi amaçlayan zirveler, 1992'den 2010'a kadar sürdü ve 10 zirve gerçekleştirildi.

Türk Konseyinin kuruluşunu sağlayan "Nahçıvan Anlaşması", 2009'da Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan tarafından imzalandı.

Türk Konseyinin kurulması

İstanbul'da 15-16 Eylül 2010'da yapılan Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 10. Zirvesi'nin ardından, "Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi", "Türk Keneşi" veya kısaca "Türk Konseyi" kuruluşunu resmen ilan etti.

Türk Konseyinin öncelikli hedefleri arasında "Türk dünyasında karşılıklı güven ortamının pekiştirilmesi, siyasi dayanışmanın güçlendirilmesi, ekonomik ve teknik iş birliği imkanlarına ivme kazandırılması, beşeri ilişkilerin sağlıklı yapılara kavuşturulması ve Türk dünyasının tarihi ve kültürel birikimlerinin en geniş şekilde kayıt altına alınmasını sağlamak" gibi maddeler yer alıyor.

Genel Sekreterliğini Bağdat Amreyev'in yürüttüğü Konsey, ilk zirve toplantısını "Ekonomik ve Ticari İşbirliği” temasıyla 2011'de Almatı'da yaparken bu zirvede "Türk İş Konseyi" tesis edildi.

Özbekistan ve Macaristan'ın katılımı

Türk Konseyinin 2018'de düzenlenen 6. zirvesinde Macaristan, gözlemci üye kabul edildi. Bakü'de 2019'da düzenlenen 7. zirvede de Özbekistan, Konsey'e tam üye oldu.

Konseyin, ayrıca TÜRKSOY, TÜRKPA (Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi), Türk İş Konseyi, Türk Akademisi, Türk Kültür ve Miras Vakfı, Türk Konseyi Ortak Ticaret ve Sanayi Odası gibi ilişkili kurumları da bulunuyor.

Konsey, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Dünya Gümrük Örgütü (WCO) gibi çok sayıda önemli uluslararası örgütlerle de ortaklık yürütüyor.

Türk Konseyinin 8. Zirvesi öncesinde, zirvenin gündem maddeleri ve imzalanacak belgeleri üzerinde son çalışmaları yapmak üzere, 10 Kasım'da Türk Konseyi Dışişleri Bakanları Konseyi toplandı.

Türk Konseyi 8. Zirvesi'nde Türkmenistan gözlemci üye oldu

Türk Konseyinin 8. Zirvesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde, "Yeşil Teknolojiler ve Dijital Çağda Akıllı Şehirler" teması altında, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda yapıldı.

Teşkilatın işleyişine ve geleceğine dair önemli kararların alındığı zirvede, dönem başkanlığı Azerbaycan'dan Türkiye'ye devredildi.

Zirvede alınan önemli kararlar arasında, Türk Konseyinin adının "Türk Devletleri Teşkilatı" olarak değiştirilmesi de bulunuyor.

Öte yandan zirvede teşkilatın gelecek perspektifini çizen "Türk Dünyası 2040 Vizyonu Belgesi" de kabul edildi.

Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhamedov'un da ilk kez katıldığı zirvede, Türkmenistan gözlemci üye oldu.

Geleneksel tarafsızlık politikası izleyen Türkmenistan'ın bu zirveyle gözlemci üye statüsü kazanmasıyla ve örgütün artan uluslararası ortaklarıyla örgütün daha da güçlendirilmesi sağlanacak.

Zirvenin ardından 121 maddelik ortak bildiri yayımlandı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde, dün, "Yeşil Teknolojiler ve Dijital Çağda Akıllı Şehirler" temasıyla Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda gerçekleştirilen Türk Konseyi Devlet Başkanları 8. Zirvesi'nin ardından ortak bildiri yayımlandı.

Bildiride, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyinin adının "Türk Devletleri Teşkilatı" olarak değiştirildiği belirtildi.

Kazakistan'ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev tarafından başlatılan "Türk Dünyası 2040 Vizyonu"nun, Türk Devletleri'nin ortak çıkarlarının bulunduğu muhtelif alanlarda geleceğe dönük iş birliğine rehberlik edecek stratejik bir belge olarak kabul edildiği belirtilen bildiride, belgenin uygulanması için "2022-2026 Türk Devletleri Teşkilatı Stratejik Yol Haritası" hazırlanması talimatı verildiği ifade edildi.

Türkmenistan, gözlemci ülke olarak Türk Devletleri Teşkilatına katıldı

Bildiride, Türkmenistan'ın gözlemci ülke olarak Türk Devletleri Teşkilatına katıldığı, bu durumun Türk Devletleri ve halkları arasındaki dayanışma ve iş birliğini geliştirileceği vurgulandı.

Bildiride, karşılıklı ticaret ve yatırımı kolaylaştırmak için gerekli önlemler alınarak üye devletler arasında elverişli koşullar yaratma amacına bağlı kalındığı ve alınan kararların takibi için ilgili makamlara talimat verildiği kaydedildi.

Türkiye'de ve bölgede meydana gelen orman yangınları ve sel gibi çevresel felaketlerden derin üzüntü ve endişe duyulduğu ifade edilen bildiride, Türkiye'nin teklifi üzerine doğal afetlerin etkilerini azaltmak ve iyileşmeye katkıda bulunmak amacıyla ortak arama, kurtarma ve rehabilitasyon çalışmaları yapmak için "Türk Devletleri Teşkilatı Sivil Koruma Mekanizması" adı altında Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde afet müdahale birimi kurulması hususunda çalışmalara başlanması talimatı verildi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına tebrik

Bildiride, 10 Nisan'da Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatı Bilgi ve Medyadan Sorumlu Bakanlar Üçüncü Toplantısı'nda alınan sosyal farkındalığı artırmak için medya ve bilgi iş birliğinin güçlendirilmesi kararının desteklendiği belirtildi.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının, 22-24 Ekim'de İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Medya Forumu'nun başarılı organizasyonundan ötürü tebrik edildiği bildiride, medya platformlarında ve ulusal TV kanalları ile haber ajansları arasındaki iş birliğinin artırılmasının teşvik edildiği kaydedildi.

121 maddenin yer aldığı bildiri Kazakça, Kırgızca, Türkçe, Özbekçe ve Azerbaycan Türkçesi dillerinde imzalandı.

"Bildiri adeta bir manifesto niteliği taşıyor"

Zirveye ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Bozok Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kürşad Zorlu, bu zirvenin 3 temel açıdan tarihi bir önem taşıdığını belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:

"Birincisi Türk İşbirliği alanının kurumsal olarak yeni bir genişleme evresine geçişidir. Daha önce Macaristan ve Özbekistan ile bu süreç başlamıştı. Şimdi Türkmenistan’ın üye olmasıyla birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) dışında Türk Dili esasına göre halihazırdaki Türk Cumhuriyetleri resmen bir araya gelmiş durumdadır. İkincisi birliğin adının Türk Devletleri Teşkilatı olmasıdır ki bu durum tüm üye ülkelerin Türk kavramı temelinde ortaklaşma iradesinin bir ürünüdür ve geleceğe yönelik çok etkili bir yol haritası belirmiştir. Üçüncü önem taşıyan husus ancak Ural-Altay dil ailesinin konseyde daimi ve gözlemci statüsünde yer alabilecek olmasıdır. Buna göre Moğolistan, Tataristan ve hatta Japonya, Kore gibi ülkelerin ilgi duymaları durumunda katılımları için dayanaklar belirmiştir."

"Bildiri adeta bir manifesto niteliği taşıyor." ifadesini kullanan Zorlu, özellikle ulaştırma ve enerji projeleri ile bugüne kadar eksikliği hissedilen ekonomik birliktelik projelerinin bu kez yoğun olarak gündemde tutulmak istendiği, bunun bir yönüyle teşkilatın içerisinde yer alanların ya da yarınlar da olası katılımların akılcılık ve yerindelik temelinde irdelenmesine güç katacağını vurguladı.

Zorlu, dünyanın şu anda küresel güç dengelerinin, insani, demografik hareketliliklerin, tedarik zincirlerinin sarsıldığı, değiştiği, güncellendiği bir dönemden geçtiğini belirterek şunları kaydetti:

"Türk Devletleri Teşkilatı, her üye ülkenin avantajlarını birleştirebilecek ikili ve çoklu süreçlerle başta ekonomik olmak üzere faydalar üretebilir. Burada belki Türkiye ve Macaristan açısından Avrupa Birliği (AB) Gümrük Birliği ve diğerleri için Avrasya Ekonomik Birliği mal ve hizmet tarifelerinde kısıt oluşturabilir. Bu ülkelerin kendi aralarındaki dış ticaret aynı ülkelerin 27 AB üyesi ülke ile dış ticaretlerinin onda biri bile değil. Ancak yatırımlar bahsinde serbest ticari bölgeler rahatlıkla tesis edilebilir. Bu kapsamda, Teşkilatın 2040 vizyon belgesindeki özellikle ekonomi, enerji ve ulaştırma hedeflerini hızlı biçimde uyumlaştırmaya geçmesi Türk dünyası sahasını İpek Yolu'nun da ötesinde Trans-Atlantik ile ilişkisel hale getirebilecektir."