Türkeş'ten çözümle ilgili önemli açıklamalar!

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı, Dr. Fazıl Küçük Bulvarında düzenlenen törenle kutlandı...

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı, Dr. Fazıl Küçük Bulvarında düzenlenen törenle kutlandı.

Törene, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis Başkanı Sibel Siber, Başbakan Hüseyin Özgürgün, İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Türkiye Hükümetini Temsilen Kıbrıs işlerinden de sorumlu Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Türkiye ana muhalefet partisi Cumhuriyetçi  Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral İlyas Bozkurt ve  Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Erhan Uzun da katıldı.

Tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekişmesiyle başladı. Ardından Cumhurbaşkanı Akıncı tören birliklerini denetledi ve halkı selamladı.

Mesaj teatisinden sonra Yavuz Çıkartma Plajından getirilen bayraklar Cumhurbaşkanı Akıncı’ya sunuldu.

TÜRKEŞ

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini temsilen yaptığı konuşmada,Kıbrıs Türk halkının barış ve özgürlüğüne kavuştuğu Barış Harekatı’nın yıldönümünde KKTC’de bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu ifade etti.

“ŞEREFLİ BİR GÜN”

Kıbrısın Türkiye için müstesna bir yeri bulunduğunu kaydeden Türkeş, Kıbrıs Türkünün adanın eşit sahipleri olarak varlığını sürdürmek için verdiği mücadelenin dönüm noktasını teşkil eden, geçmişin acılarla dolu bir sayfasını kapatan şerefi bir günün yıldönümü vesilesiyle toplanıldığını kaydetti.

Uluslar arası anlaşmalardan, Türkiye’nin meşru garantörlük haklarından kaynaklanan, tamamen hukuka, insan hakları ve evrensel değerlere dayanılarak gerçekleştirilen Barış Harekatı’nın Kıbrıs Türk  halkını zulümden kurtardığını ve refaha kavuşturduğunu kaydeden Türkeş, Barış Harekatı’nın ayrıca Akdeniz’de barış ve istikrarın yeninden sağlanmasına katkıda bulunduğunu söyledi.

“TÜRKİYE KIBRISA İLHAK İÇİN GELMEDİ”

Türkiye’nin Kıbrıs Türklerinin eşitlik, özgürlük ve var olma mücadelesini her koşulda ve zeminde destekleyeceğini tüm dünyaya gösterdiğini belirten Türkeş, “Türkiye Kıbrıs’a  bir ilhak için gelmemiştir, Türkiye Kıbrıs’a Megalo İdea denilen bazı amaçlar için de gelmemiştir, Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanarak Kıbrıs Türkü’nün yok edilmesini, katledilmesini, ortadan kaldırılmasını engellemek için gelmiştir, canını, malını, hürriyetini korumak için gelmiştir” dedi.

Türkeş, mücadelenin önderleri olarak nitelendirdiği Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a da rahmet diledi.

“TÜM ADAYA BARIŞ GELDİ”

Barış Harekatı ile sadece Kıbrıs Türklerine  değil, tüm adaya barış ve huzur getirildiğini kaydeden Türkeş, KKTC’nin, hükümet, meclis, tüm kurum ve kuruluşlarıyla; çoğulcu demokratik değerler üzerinde yükselen, insan haklarına saygılı çağdaş hukuk devleti yapısıyla bölgedeki istikrara önemli katkı sağlayacak konuma geldiğini söyledi.

“KKTC BİR ÇOK ÜLKEDEN DAHA DERİN VE GÜÇLÜ DEMOKRASİ DEĞERLERİNE SAHİP”

Kıbrıs Türkü’nün buna, birlik beraberlik içerisinde değerlerine sahip çıkarak ulaştığını kaydeden Türkeş, gönül birliği ve milli davaya olan inanç muhafaza edildiği sürece aşılamayacak engelin bulunmadığını belirtti.

KKTC’de halkın kendi iktidarını kendisinin belirlemesi, demokratik yollarla iktidar değişikliğine gidiyor olmasının önemini vurgulayan Türkeş, “KKTC bir çok ülkeden daha derin ve güçlü demokrasi değerlerine sahip olduğunu dünyaya pek çok kez ispatlamıştır” dedi.

“SON FIRSAT…”

Müzakere sürecine de değinen Türkeş, “Sürdürülmekte olan müzakere süreci mevcut Birleşmiş Milletler parametreleri çerçevesinde çözüm için son fırsatı teşkil etmektedir. Kıbrıs meselesinin bir zaman perspektifi olmadan çözümsüz ve sonu gelmeyen döngüye girmesi kimsenin menfaatine değildir” dedi.

Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının iyi niyet ve kararlılıkla müzakere sürecine sahip çıktığını, adil kalıcı ve kapsamlı bir çözüme ulaşılabilmesi için her zaman inisiyatif alan taraf olduğunu kaydeden Türkeş, Kıbrıs Türk tarafının 2004’de çözüm planına evet dediğini Kıbrıs Rum halkının ise reddettiğini anımsattı.

“BOŞ BİR HAYAL”

Türkeş, “Kıbrıs Türkü bu topraklarda eşitlik ve barış içerisinde yaşabilmek için her tür çabayı iyi niyetle ortaya koyuyor. Hal böyle olmakla birlikte Kıbrıs Türkü’nün eşit statü ve eşit ortaklıktan vazgeçeceğini, azınlık olarak yaşamayı kabul edebileceklerini ummak boş bir hayalden ibarettir” dedi.

“ÇÖZÜM ÖNCELİĞİMİZDİR”

Tuğrul Türkeş, “Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk tarafının siyasi eşitliğini, meşru haklarını ve güvenliğini teminat altına alacak şekilde, kapsamlı bir çözüme kavuşturulması, milli bir dava olarak gördüğümüz bu konudaki önceliğimiz olmaya devam etmektedir” dedi.

Türkiye’nin bu yöndeki her türlü iyi niyetli yaklaşıma ve Birleşmiş Milletlerin çabalarına destek vermeyi sürdüreceğinin altını çizen Türkeş, Türkiye’nin meseleye 2016’da kalıcı, kapsamlı ve yaşayabilir bir çözüm bulunması yönündeki beklentisinin sürdüğünü, bu bağlamda, her iki liderin çözüme 2016’da ulaşılması yönündeki kararlılıklarını müzakerelerin başlamasının yıldönümünde bir kere daha vurgulamış olmalarının önemli olduğunu kaydetti.

“DAHA FAZLA VAKİT KAYBETMEKSİZİN ÇÖZÜM YOLUNDA MESAFE KAT EDİLMELİ”

Tuğrul Türkeş, “Türkiye, müzakere sürecinde, daha fazla vakit kaybetmeksizin çözüm yolunda mesafe kat edilmesi için, garantör ülke olarak her türlü desteği vermeye ve sürece yapıcı katkılarda bulunmaya devam edecektir” dedi.

TARAFLAR BİRBİRLERİNİN HAKLARINA RİAYET ETMEYE HAZIR OLDUKLARINI GÖSTERMELİ

Çözüm sürecinde gerekli siyasi anlayış ve esnekliğin gösterilmesi kadar, tarafların birbirlerini gelecekteki ortağı olarak görmeleri, “yan yana yaşamaya ve birbirlerinin haklarına riayet etmeye hazır olduklarını” göstermelerinin de elzem olduğunu kaydeden Türkeş, “Gerçek bir ortaklık hedefleniyorsa, bu tutumun şimdiden somut biçimde ortaya konması gerekir” dedi.

“TECRİDE SON VERİLMELİ”

Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız tecride son verecek adımların vakit kaybedilmeden uluslararası toplum tarafından atılması gerektiğini de vurgulayan Türkeş, “Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı bu haksız uygulamaların siyasi, hukuki, ahlaki ve insani hiçbir açıdan izahı yoktur. Dünyada, hem mazlum olup hem de tecrit edilen çok az toplum vardır. Kıbrıs Türkleri, hem ortadan kaldırılıp hem de ‘çağdaş’ dünya tarafından cezalandırılmanın sıkıntısını yıllardır yaşıyor” dedi.

ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI

Türkiye’nin, her türlü zorluğa karşın, Kıbrıs Türk halkının yaşam kalitesini daha da üst düzeye çıkaracak kudret ve iradeye sahip olduğunu ve elinden geleni yaptığını belirten Türkeş, “Ancak ‘hem suçlu hem güçlü’ olan tarafın değil, mazlum ve masum Kıbrıs Türklerinin desteklenmesi, hakkının teslim edilmesi ve tecritlerin kaldırılması gerekir” dedi.

“REFORMLARA YÖNELİK ÇALIŞMALAR KARARLILIKLA SÜRDÜRÜLMELİ”

Kıbrıs Türkü’nün ekonomik açıdan daha güçlü bir seviyeye ulaşması için her zaman Türkiye’nin Kıbrıslı Türklerle dayanışma içinde çalıştığını, KKTC’nin ekonomik altyapısının güçlendirilmesi ve refahının arttırılması için sıkı işbirliğinin devam edeceğini kaydeden Türkeş, “Bu çerçevede, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisinin sağlam ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasını amaçlayan reformların süratle gerçekleştirilmesine yönelik çalışmaların titizlikle ve kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğine inanıyoruz. Dünya bilmelidir ki Türkiye var olduğu sürece, Kıbrıs Türkü de yalnız değildir” dedi.

ÖNEMLİ PROJELER DEVAM EDECEK

Türkiye’nin Kıbrıslı Türklerin huzur ve güvenlik içinde, ekonomik gelişimini sürdürmesine özel önem atfettiğini kaydeden Türkeş, “Bu sebeple, müzakerelerden sonuç alınamasa bile, KKTC’nin yoluna güvenle devam etmesi amacıyla önemli projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz” dedi.

Türkiye’den getirilen suya da değinen Türkeş, şunları ifade etti:

“Su, muhtemel ortaklık devletinde iki halkın refah içinde yan yana yaşayabilmesi için Türkiye’nin sağladığı çok önemli bir katkı olarak görülmelidir. Türkiye’den getirilen suyun, olası çözümün ardından her iki halkın da hizmetine sunulması, en samimi arzumuzdur. Türkiye’den gelen su, ‘barış suyu’ olmalıdır.”

Doğal kaynakların adilane paylaşımının sağlanamadığı bölgede, suyu, gelecek kuşaklara bir barış ve işbirliği projesi olarak miras bıraktıklarını belirten Türkeş, “Büyük ve cesur projeler gerçekleştirmek için azimle çalışmaya, KKTC'nin gelişip güçlenmesi ve ekonomik açıdan uluslararası alanda rekabet edebilir bir noktaya gelmesi için her türlü katkıyı sağlamaya devam edeceğiz” dedi.

“KIBRIS’TA 42 YILDIR BARIŞ VE HUZUR ORTAMININ MUHAFAZA EDİLMESİ ÖNEMLİ BİR BAŞARI”

Doğu Akdeniz’deki güvenlik sorunları ile insani krizlere uluslararası mekanizmaların çare bulmakta zorlandığına işaret eden Türkeş, “Barış Harekâtı sayesinde Kıbrıs’ta 42 yıldır barış ve huzur ortamının muhafaza edilmesi ise gerçekten önemli bir başarıdır” dedi.

“YUNANİSTAN SORUMLU BİR TUTUM İZLEMELİ”

Türkeş, “Kıbrıs Türk halkının 1963-1974 döneminde yaşadığı trajik tecrübenin tekrarı ve 1974 yılında Ada’da gerçekleştirilen askeri darbenin olası sonuçları Garanti sisteminin varlığı sayesinde önlenebilmiştir. Önümüzdeki kritik süreçte de arzumuz, diğer Garantör ülkelerin ve bilhassa Yunanistan’ın da sorumlu bir tutum izleyerek, sürecin yaşayabilir bir çözüme bir an önce kavuşturulabilmesi için gerçekçi ve kolaylaştırıcı katkılarda bulunmalarıdır” şeklinde konuştu.

Kamuoyuna verilen mesajların tüm Doğu Akdeniz bölgesindeki huzur ve istikrara katkıda bulunacak bir anlayışa yönelik verilmesi gerektiğini ifade eden Tuğrul Türkeş, adil ve kalıcı bir çözümün, yalnızca Ada’daki taraflara değil, başta Doğu Akdeniz olmak üzere geniş bir coğrafyaya olumlu yansımaları olacağını belirtti.

“KIBRIS TÜRKÜ’NÜN RAFAHI VE GÜVENLİĞİ MİLLİ DAVAMIZDIR”

Türkeş, “Kıbrıs Türkü’nün hürriyeti, hukuku, refahı ve güvenliği bizim milli davamızdır. Anlayış ve gönül birliğimizi muhafaza ederek, atılması gereken adımları kararlılıkla atacak, ortaya çıkabilecek sıkıntıları da geçmişte olduğu gibi birlikte aşacağız” dedi.

Tuğrul Türkeş, Barış Harekâtı’nda şehit düşen Mehmetçik ve Mücahitleri rahmet, gazileri şükranla andığını belirtti ve Kıbrıs Türk Halkı ve tüm Milletin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramını kutladı.