"Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşması" çerçevesinde Türkiye, bu yıl ilk kez Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika ve Avusturya gibi Türkiye kökenli nüfusun yoğun olduğu ülkelerle de vergilendirme amaçlı bilgi paylaşımına başladı. Söz konusu ülkelerde ikamet eden, ancak Türkiye'de mevduat, yatırım hesapları veya sigorta poliçeleri olanların 2019 ve 2020 yıllarında sağladıkları gelir ve kazançlar artık Türk makamları tarafından Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika ve Avusturya'daki yetkili dairelere iletiliyor.
Türkiye, 2018 yılından itibaren bilgi paylaşımına geçme taahhüdünde bulunmasına rağmen sözleşmeyi uygulamaya başlamamış, Ankara'nın bu tutumu da ilgili ülkelerde "Türkiye kökenlilerin bilgilerini paylaşmayarak Türkiye'deki gelir ve varlıklarının ortaya çıkmasını engelleme çabası" olarak eleştirilmişti.
Küresel ölçekte vergi kaçakçılığıyla mücadeleyi hedefleyen anlaşma çerçevesindeki bilgi paylaşımı, Avrupa'da ikamet eden ve Türkiye'de finansal hesapları bulunan 5 milyon Türkiye kökenli için büyük önem taşıyor.
Zira bazı Türkiye kökenli göçmenler, özellikle Almanya'da Türkiye'deki gelirlerini bildirmeyerek vergi kaçırdıkları ve devletten haksız yere maddi yardım veya işsizlik parası aldıkları iddialarıyla karşı karşıya kalıyordu. Bu nedenle Ankara'nın Berlin ile otomatik finansal bilgilerini paylaşımı Almanya'da yaşayan yaklaşık 3 milyon Türkiye kökenli arasında uzun zamandır yoğun bir tartışma konusuydu.
Almanya'da yaşayan yaklaşık 3 milyon Türkiye kökenli var
Uzun süren bu tartışmanın ardından Türk makamları şimdi Almanya'da yerleşik görünen özel veya tüzel kişiler ve kuruluşların Türkiye'deki gelirleri, mevduat hesaplarının özetleri, faiz ve kâr payları gibi bilgilerini Alman makamlarıyla artık paylaşıyor. Buna emeklilik, kira, faiz gibi hesap hareketlilikleri de dahil. Bilgi paylaşımı Türkiye'de ticari şirketi olanların "pasif gelir" diye nitelenen kazançlarını da kapsıyor.
Örneğin Almanya'da yerleşik bir kişinin Türkiye'de bulunan şirketinin brüt gelirlerinin yüzde 49'u kira gelirlerinden, yüzde 51'i ise faiz gelirlerinden oluşuyor ve şirketin Türkiye'de bir bankada 260 bin euro tutarında mevduat hesabı bulunmakta ise kimlik bilgileri ve yaşadığı ülkedeki vergi numarası ile adresi ve bütün finansal hareketlilik dökümü Türkiye'den Almanya'ya iletiliyor.
Karşılıklılık esası çerçevesinde aynı mahiyetteki Türkiye'de yerleşik olup da Almanya'da yatırımı olanların gelirleri ve finansal hesap bilgileri de Almanya tarafından Türkiye ile paylaşılıyor.
Yeminli Mali Müşavir Cevdet Koçaş
Türkiye'nin paylaştığı bilgilere Almanya'da ne oluyor?
Türkiye'nin Almanya'da ikamet eden kişilerle ilgili ilettiği bu finansal bilgiler daha sonra merkezi Almanya'nın Bonn kentinde bulunan Federal Vergi Merkezi'ne aktarılıyor. Onlar da bu verileri ülkedeki vergi dairelerine yönlendiriyor. Vergi daireleri de Türkiye tarafından paylaşılan bilgileri, Almanya'daki vergi beyannameleri ile karşılaştırıyor, doğru veya eksik beyan olup olmadığını kontrol ediyor.
Almanya'da mali müşavirlik yapan uluslararası vergi hukuku uzmanı Cevdet Koçaş'a göre otomatik bilgi paylaşımı ile Almanya'da yaşayan, ama Türkiye'deki gelirlerini bildirmeyenler ile Türkiye'de ikamet edip Almanya'dan sağladıkları gelir ve kazançları tamamen bildirmemiş olan herkes sorun yaşayacak.
Uygulamayı DW Türkçe'ye değerlendiren Koçaş, anlaşma çerçevesinde her ne kadar 2019'dan itibaren finansal bilgilerin paylaşımı yapılsa da vergi dairelerinin kaçakçılık tespit etmesi halinde 10 yıl geriye dönük vergi talep edebileceğini dile getirdi.
Yani 2019 ve 2020 bilgilerini inceleyen vergi daireleri, Almanya'da yerleşik görünen bir vergi mükellefinin Türkiye'de sağladığı geliri Almanya'daki vergi beyanına dahil etmediği ve vergi kaçırdığını tespit ederse, Alman makamları bu bilgilerden yola çıkarak önceki yıllara yönelik gelir ve kazanç tahmininde bulunarak geriye dönük vergi talep edebilecek.
Türkiye'de de faaliyet yürüten uluslararası denetim, vergi ve danışmanlık şirketi KPMG'nin konuyla ilgili yaptığı değerlendirmeye göre de otomatik bilgi paylaşımı ile beyan edilmemiş miras devralan kişilerin de başı ağrıyabilir. Buna göre Almanya'da ikamet eden bir kişi, Türkiye'deki varlıklarını Alman vergi dairelerine bildirmezse söz konusu varlıklarını devrettiği veya miras bıraktığı çocukları da bunu beyan etmeden devam etmeleri halinde suç işlemiş sayılacak.
Almanya'da vergi kaçırmanın cezası ne?
Almanya'da yasalar, kasten vergi kaçakçılığı yapıldığının tespit edilmesi durumunda davalı vergi mükellefine para cezası ya da beş yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Ağır suç teşkil eden vakalarda ise hapis cezası altı aydan on yıla kadar çıkıyor.
Almanya son yıllarda vergi kaçacılığına karşı ek önlemler de aldı. Özellikle eyalet hükümetleri, ülkeden vergi kaçıranlara ilişkin bilgilere sahip anonim kişilere milyonlarca euro ödeyerek söz konusu vergi mükelleflerine dair verileri satın alma yoluna gidiyor. Almanya Federal Maliye Bakanlığı da Birleşik Arap Emirlikleri'nde gelir ve yatırımları bulunan Almanya ikametli kişi ve kurumların verilerinin yer aldığı bilgileri 2 milyon euroya satın almıştı. Mali dairelerin bu tür adımları kamuoyuna da duyurularak vergi kaçıranların kendini ihbar etmesi, sabıkasına işlemeden cezasını ödemesi çağrıları da yapılıyor.
Türkiye'de Gelir İdaresi Başkanlığı sorumlu
Türkiye, vergi kaçırılmasının engellenmesi amacıyla Avrupa ülkeleriyle otomatik bilgi paylaşımına yönelik anlaşmayı 21 Nisan 2017 tarihinde imzalamış, 31 Aralık 2019 tarihinde onaylamış, ancak bilgi paylaşımı bu sene 31 Mayıs'ta Resmi Gazete‘de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile mümkün hale gelmişti.
Anlaşmada öngörüldüğü üzere Türk makamlarının Türkiye'de yerleşik özel ve tüzel kişilere ilişkin 2019 yılından itibaren verilerini 30 Eylül'e kadar bildirmesi gerekiyordu.
Finansal hesap bilgilerinin, anlaşmaya taraf ülkeler ile karşılıklı otomatik paylaşımından Türkiye'de Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı olan Gelir İdaresi Başkanlığı sorumlu. Gelir İdaresi Başkanlığı, 31 Mayıs 2021'de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile uygulamasına başlanan bilgi paylaşımı konusunda geçen yıl yayınladığı rehberi Haziran ayında güncelledi ve örneklerle olası sonuçları hakkında tüketicileri yeniden bilgilendirdi.