KKTC olarak isimlendirilen coğrafyada çok ilginç gelişmeler yaşanıyor. Siyasi arenada perde arkası çok bilinmeyenli bir denkleme dönüşürken, ekonomi alafıcırık toz duman, Kalahari Çölünde göz gözü görmeyen kum fırtınasına dönüştü.
Halkın Partisi Milletvekili, herhalde unutulmuş olmanın ve isminden bahsedilmemenin dayanılmaz hafifliğini yaşarken, bir gün elinde bir beyzbol sopası ile bir diğer gün sexshoplarda kullanılanlara benzeyen bir kırbaç ile sosyal medyada boy göstertmeye çalışıyor.
Vallahi kırbaç ile beyzbol sopasının hangi maksatlar için kullanıldığını pek öğrenemedim ama sanırım yakında ne maksatlar için kullanıldığının kokusu çıkar.
Neyse, ülkede siyasi bilinmezlik devam ederken, hükümetin ekonomiye gerekli müdahalede bulunmaması da gözden kaçmıyor. Faizlere neşter atması gerekirken ve faiz yasası tadil edilmesi gerektiğine vurgu yapılırken, Kuzey Kıbrıs Türk Bankalar Birliği Cumhuriyetinde, iktidarda iktidarsızlık yaşayan hükümet nedense ‘Eli cısss’ olmasın diye oraya elini uzatmaya çekiniyor.
İçte hırsızlık, cinayet, uyuşturucu ve mafya düzeni ala pupa yol alırken, dışarıdan da pek iç açıcı bir yansıma buralara ulaşıyor.
Eğitim Bakanı Cemal Özyiğit’in, önce İmamın ordusu sözü ile gerilen, ancak düzeltmelere karşın gevşemeyen ip sanırım kopma noktasına geldi. Özellikle, Cemal Hoca’nın artık boğazına kadar gelip onu patlatma noktasına getiren bazı dayatmalar sonrasında,AKP’ye yönelik, din konusunda yapılan dayatmalara karşı durduğumuz için eğitime yapılan yardım büyük oranda kesildi yönündekiaçıklaması, sanırım oralarda da bardağı taşırdı. Eğitime ayrılan bütçe yarı yarıya azaltılırken, 11 aydır, Türkiye’den tek kuruş gelmemesi ve hükümetin kendi ciğerini kendi yağı ile kavurması, gidilecek köyün minarelerinin, şerefesine kadar görülmesine neden oldu.
Bunun dışında Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, izlediği politikanın, Türkiye tarafından benimsenmemesi de oralarda ayrı bir dert oldu. Akıncı bir kenara çekilmeye çalışırken, sahneye Kudret Özersay çıkartılmaya çalışıldı. Özersay ile Önce New York’ta, sonrasında da Türkiye’de 3 gün görüşme yapılması, Akıncı’ya yönelik aba altından sopa göstertmekle eş anlam taşıma dışında, arkadaş ağır ağır seni kenara alıyoruz mesajı verilmeye çalışıldı.
Tabi bu bırakın mesaj taşımayı bu durum, fiili olarak da hayata geçirilmeye çalışıldı. TC Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun, Akıncı’yı es geçerek,önce Anastasiadis sonrasında da Akel Başkanı AndrosKibrianu ile görüşmesi bu işin tuzu ve biberi oldu.
Her ne kadar bu yemeğe konan aşırı tuz ve biber damakları bıraktık, boğazı da yakıp geçerken, buralara ben sizin evinizi mevinizi tanımam. Önce benim haklarım sonrasında da sizin haklarınız demeye getirildi.
Çavuşoğlu sürekli Federasyon diyen Akıncı’ya, Kon Federasyon veya iki ayrı devlet diyerek karşılık verdi. Tanımam dedikleri Güney ile sürekli görüşmeler yapılması, bu işte Kıbrıs Türkü’nün onurunun kırılmasını bırakın, tanırız dedikleri KKTC’nin de artık bir ‘Alt yönetim’ oldunuz imasını yarattı.
Tüm bunlar yaşanırken şimdilerde Türkiye’de bazı planların masaya konulduğu dile getiriliyor. 3 ‘K’ yani Kumar, Kadın Pazarlama ve Kara Para ile anılan KKTC‘nin, Türkiye’nin kalın barsağı konumundan çıkartılması için AKP hükümeti tarafından çalışmalar yapıldığı öne sürülüyor. Bazı çevreler, Cami ve din ile tezat bir durum yansıtan Kumarhaneler ile Gece Kulüplerinin kapatılacağını iddia ediyor. KKTC bütçesine önemli bir gelir kaynağı sağlayan, Kumarhaneler ile Gece Kulüplerinin kapatılması halinde, hükümetin önemli bir gelirden noksan kalacağı düşünülürse KKTC hükümetinin bunu nasıl karşılayacağı da doğrusu merak konusu oluyor
Türkiye’de ayrıca memnun olunmayan, hükümet ile ilgili çalışmalar da yapıldığı iddia ediliyor. Bu değişimin nasıl olacağı, her istenene evet diyen bir hükümet modelinin nasıl oluşturulacağı üzerinde çalışıldığı da öne sürülüyor.
Yolsuzlukların üzerine, ciddi olarak gitmeyen hükümet yerine, bu işi gerçekleştirecek bir hükümet modeli de masaya yatırılanlar arasında olduğu söyleniyor. Hatta bizim Minik Kuşlar daha da ileri giderek, Türkiye’nin memnun olmadığı bazı siyasilerin de ipinin çekileceğini söylüyor.
Vallahi biz sizin ‘Ananızız ‘ biz ne dersek o olur diyen Türkiye, bu söylenenleri hayata geçirirse, ciğercinin önünde bir parça ciğer kapmak için bekleyen, tekme yemesine rağmen beklemekten vazgeçmeyen ciğercinin kedisinin ülkesinde sanırım bir kez daha emir demiri kesecek.