Washington Post gazetesi, ABD ve Türk istihbarat servislerinin işbirliğini derinleştirdiği ve CIA ile MİT'in Suriye sınırı yakınında kurulan gizli bir koordinasyon merkezinde beraber çalıştığını duyurdu.
Habertürk yazarı Serdar Turgut'un aktardığına göre; CIA ile MİT, Suriye sınırımızda terörizme karşı istihbarat çalışması yapacak ortak bir gizli üs kurdu. MİT'le tam bir işbirliğine giden CIA'nın Türk istihbaratıyla hareket etmesi Türkiye'ye yönelik Amerikan yönetimindeki soğukluğun giderilmesinde önemli olduğu kaydediliyor.
Davutoğlu hükümetine övgüler yağdıran yazar; "Davutoğlu hükümeti bölgedeki konumumuzu çok daha güçlendirmek ve geleceğe yönelik aydınlık yolları açmak için bizlerle henüz açıkça paylaşmadıkları birçok girişimde bulunuyor.
Bir süredir kapanmış olan kapılar tekrar açılıyor. Türkiye doğal bir güç olduğu bölgemizde kendisine yakışan şekilde tekrardan konumlanıyor." diye yazıyor.
Gizli koordinasyon merkezindeki faaliyetlere dair bilgi vermeyen Turgut "Anlayacağınız, Türkiye Cumhuriyeti bu aşamada hem Kürtler hem de bölgedeki konumumuzla ilgili çok önemli ve kalıcı bir süreç içinde" diyor
İşte o yazı
Gazetede yer alan ve ajansların da geçtiği habere göre, CIA ile MİT, Suriye sınırımızda terörizme karşı istihbarat çalışması yapacak ortak bir gizli üs kurmuşlar. Bu zorunlu istihbarat işbirliğinin ötesinde önemli anlamları olan bir siyasi haber.
Önemini anlamak için de Türk- Amerikan ilişkilerinde son dönemde yaşanan iniş çıkışları biraz bilmek gerekiyor. Açıkça söylemek gerekirse, iki ülke arası ilişkiler son dönemde oldukça soğuktu. Amerikan yönetimi, Türkiye'ye olan güvenini kaybetmek üzereydi. Bu da global tavırlarını etkiliyordu.
Türkiye'yi eski güçlü ve güvenilir müttefik konumundan çıkarıp başka türlü konumlandırmaya çalışıyorlardı.
Nasıl konumlandıracaklarına henüz karar verememişlerdi ama bu yeni konumun bizim açımızdan iyi olacağı şüpheliydi. Çünkü ne kadar güçlü ve kendimizden emin olursak olalım, şurası da bir geçek ki bizler bu son derece karmaşık coğrafyada son zamanlarda oldukça yalnız ve korumasız kaldık.
Rusya ile gerginliklerimizin tırmanmasından sonra ABD ile de gerginlik yaşamak bizlerin çıkarına olmazdı.
Bir süredir bu tehlike hep var oldu. İki ülke arasında yıllardır kurulmuş bağlantılar bir bir çözülüyor ve Türkiye'ye yönelik soğukluk Amerikan yönetiminin her düzeyine yansıyordu.
İşte bu yüzden daha önce Türk istihbaratına bilgi verilmesini artık güvenlik riski olarak tanımlamaya çalışan CIA'nın bu tavrından vazgeçip MİT'le tam bir işbirliğine girmesinin siyasi anlamı çok büyüktür.
Yeri geldiğinde söylüyorum; Davutoğlu hükümeti bölgedeki konumumuzu çok daha güçlendirmek ve geleceğe yönelik aydınlık yolları açmak için bizlerle henüz açıkça paylaşmadıkları birçok girişimde bulunuyor.
Bir süredir kapanmış olan kapılar tekrar açılıyor. Türkiye doğal bir güç olduğu bölgemizde kendisine yakışan şekilde tekrardan konumlanıyor.
Daha önce Amerikan yönetiminden yapılan ve benim de yazdığım PYD açıklaması ABD ile yeni bağlantıların bir sonucuydu. Amerika o açıklamasında,"ABD'nin Kürtler için özerk bir bölge düşünmediğini" söylemişti. (Bu konuda 8 Mart tarihli "Uzun Yıllardan Sonra İlk Kez Bir ‘ohh' Çektim" başlıklı yazıma bakabilirsiniz.)
Anlayacağınız, Türkiye Cumhuriyeti bu aşamada hem Kürtler hem de bölgedeki konumumuzla ilgili çok önemli ve kalıcı bir süreç içinde. Hepsini destekliyorum ve Davutoğlu hükümetine de bravo diyorum.