Türkiye genelinde 12 ilde gerçekleştirilen, kadınları yakından anlamayı, onların hayatlarında, mutlu ve değerli hissettikleri anları tanımlamayı amaçlayan bir araştırma yapıldı.
Bu çalışma ile ‘hayata değer katan’ kadınların günlük hayatlarını, ailedeki yerlerini, kendilerini değerli hissettikleri anları derinlemesine analiz edildi. Hayat Kimya Ev Bakım Kategorisi Global Pazarlama Direktörü Gülhan Eğilmez, kadınların kendi değerlerinin ve potansiyellerinin farkında olmaları için kolları sıvadıklarını aktarırken; “Türkiye genelinde gerçekleştirilen araştırma* gösteriyor ki; kadının evdeki sorumluluğu gerçekten çok fazla. Kadın en çok evi temizleme, yemek yapma ve çocuğun bakımı hususunda üzerine sorumluluk alıyor. Bu oran % 77… İster ev hanımı ister çalışan kadın olsun, kadınlar en çok emeği ev işlerine harcıyorlar.” dedi.
Çalışan kadın daha mutlu!
Yapılan araştırmada, kadınların kendilerini değerli hissetmeleri konusunda çalışan kadın ve ev hanımın bakış açılarının değişiklik gösterdiği dikkat çekti. Ev hanımlarının % 67'si gündelik yaşantısında kendini değerli hissederken, çalışan kadınlarda bu oran % 75… Ev hanımlarının kendini değerli hissetmesi için eşten, çocuktan takdir görme gibi dışa bağımlı nedenler söz konusuyken, çalışan kadın kattığı değerin iş ortamında farkında olduğu için, ailesinin onayına ve takdirine daha az ihtiyaç duyuyor.
Ev hanımında takdir, ‘eline sağlık’ cümlesini duyma isteği % 79 ile en başlardayken, çalışan kadınlarda önem sırasında ilk 3 maddede bile yer almıyor.
Araştırmaya göre ‘eve değer katma’ konusunda kadınlar, erkeklerden daha fedakar olduğunu düşünüyor. Ev hanımları için değer katmak, ev hayatının sürdürülmesi için gerekli günlük işleri çağrıştırıyor. Kadınlar, ev hayatına daha çok emek veriyor ve fedakarlık yapıyor, dolayısıyla hem yaptığı her şeye erkekten daha fazla değer kattığına inanıyor, hem de ailenin ve evin tüm sorumluluğunu üzerinde hissediyor. Çalışan kadınlar için buna ek olarak, iş yükü ekleniyor. Çalışan kadınlar kendilerini en çok ekonomik güçleriyle değerli hissederken, buna evin sorumluluğu da eklenince, bir anlamda kendini “ailenin reis”i olarak konumluyor.
Kadın en çok ‘çok başarılı bir annesin’ övgüsünü duymak istiyor…
Kadının hayatındaki en önemli dönüm noktaları genelde evlilik ve çocuk sahibi olmak… Bu sebeple çevrelerinden en çok ‘çok başarılı bir annesin’ övgüsünü duymak istiyorlar. Değerli hissetmek konusunda bunu ‘çok güler yüzlüsün’, ‘çok akıllısın’ ve ‘çok başarılısın’ iltifatları takip ediyor.
Evlilik teklifi, kadın için en değerli an!
Ev hanımları, bireysel olarak değerlendirebildikleri bir işe sahip olmadıkları için soyut ve manevi boyutta değerli hissetmekte dışarıya bağımlı hale geliyor. Bu sebeple de bu duyguyu sık yaşamıyorlar. Günlük rutinlerinde değerli hissettikleri zamanlar çok az ve somut örnekler hatırlamakta zorlanıyorlar. Bu anlamda kendilerini en değerli hissettikleri anı, ‘evlilik teklifi’ aldıkları zaman olarak açıklıyorlar.
Çalışanların değerli hissettikleri anlar ise daha sık ve fazla. Hem daha geniş bir çevreden ve farklı kaynaklardan takdir alıyorlar hem de kendileri için yaptıkları şeyler değerli olma hissini canlı tutuyor. Özellikle çalışan kadınların eşlerinin daha ilgili oldukları ve hediye almak, yemek hazırlamak gibi somut şeyler yaparak verdikleri değeri daha çok göstermeleri dikkat çekiyor. Öte yandan, çalışan kadınlar daha materyalist ve somut şeyler arıyor. Aslında ailede vazgeçilmez olduğunun farkında. Hem çalışıp, hem de evi yürüttüğü için kendini başarılı ve değerli hissediyor. Çünkü iki kişinin işini tek başına yapıyor.
Gençlerde yükselen trend çevreye ve topluma fayda!
Gençlerin ‘değerli hissetme’ duygusu, oldukça farklı… Gençler için bir sosyal sorumluluk projesinin parçası olmak, ‘çevreye ve insanlara katkı sağlamak, gönüllülük işleri yapmak’, bireysel yaşamından çok, toplumsal hayata katkı sağlamak gibi konular kendini değerli hissetmesini sağlıyor.