Afganistan'ın Kurtuluşu için Ulusal Yüksek Direniş Konseyi adı verilen bu grubun amacının Taliban'la barışçıl müzakereler yürütmek, bir sonuca ulaşılamazsa da silahlı direniş başlatmak olduğu açıklandı.
Grubun bir diğer hedefinin de ülkedeki siyasi sistemin adem-i merkeziyetçi bir hale getirilmesi olduğu duyuruldu.
Pek çok Afgan, böylesi bir toplantının bölgedeki güçlü aktörlerin yeşil ışığı olmadan gerçekleştirilmesinin imkansız olduğunu düşünüyor.
Afganlar, bölgede etkin olan ülkelerin Taliban'a karşı tutumunu değiştirmesinde örgütün hiçbir uzlaşmaya yanaşmayan siyasi anlayışının ve Pençşir Vadisi'nde Ahmet Mesut liderliğindeki silahlı güçlerin sürpriz direnişinin yattığı görüşünde.
Ankara'daki toplantı eski Afganistan Devlet Başkanı Yardımcısı, Özbek general Raşid Dostum'un konutunda düzenlendi.
Toplantıya Hazara lideri Muhammed Mohakek ve Tacik lider Atta Muhammed Nur da katıldı.
40 katılımcının çoğu Peştun olmasa da Taliban karşıtı Peştunlardan da iki önemli isim, Abdülresul Sayyaf ve eski istihbarat örgütü başkanı Rahmetullah Nabil de oradaydı.
Bu liderlerin Afganistan'daki mevcut etkisi ve Taliban'a karşı direniş yaratma gücü hakkında şüpheler var.
Fakat yolsuzluk ve Taliban öncesi siyasi elitin kendi içindeki dayanışma eksikliğine rağmen çoğu Afgan, özellikle de Peştun olmayanlar, bu eski savaş ağalarını Taliban'a kıyasla "kötünün iyisi" olarak görüyor.
Onların gözünde Taliban, tiranlığa varan kısıtlamaların yanı sıra etnik bir gündemle de hareket ediyor ve bu grubun büyümesi, Pençşir Vadisi'ndeki Mesut güçlerinin işini kolaylaştırabilir.
'Sabırlar tükeniyor'
Bölgedeki ülkeler ve Rusya bugüne kadar Taliban'la diyalogu teşvik ederken silahlı direnişe cesaret vermekten kaçındı.
Diğer yandan da Taliban'ın daha katılımcı bir hükümet oluşturması ve ılımlı politikalar izlemesi için defalarca çağrı yaptı.
Bazı yorumculara göre bölgedeki ülkelerin Taliban'a karşı sabrı tükendi ve Ankara'daki zirvenin de bu ülkelerin onayı olmadan yapılması mümkün değildi.
Türkiye'de yaşayan Hazara lider Muhammed Mohakek, bu yıl İngiltere merkezli Afghanistan International TV'ye verdiği bir söyleşide bölge ülkelerinin savaşa karşı olduğunu ve onlara rağmen savaşın mümkün olmadığını söylemişti:
"Bölgedeki çoğu ülke ve dünyanın geri kalanı da diyalogu destekliyor ve savaşa karşı. Onların taleplerine karşı gelmek zor…
"Taliban'ın taviz vermeyen bir örgüt olduğunu ne zaman anlayacaklarını görmek için bekliyoruz.
"Şu ana kadar silahlı bir direnişe izin vermedim çünkü diyaloga açığız ve bölgede bir değişim bekliyoruz.
"Fakat bu sonsuza kadar devam etmeyebilir."
Eski diplomat Abdülhey Horasani ise yeşil ışığın yakıldığını söylüyor:
"Bu toplantı Taliban'a karşı ciddi bir mesaj. Örgütün ahmaklığı ve inatçılığı nedeniyle Moskova, Tahran, Ankara ve İslamabad'da sabırların tükenmek üzere olduğuna işaret ediyor."
Kavian Press sitesinde yayımlanan bir diğer makale ise bölgede dengelerin değişmek üzere olduğunu aktarıyor:
"Bu toplantı komşu ülkelerin ve diğer devletlerin Taliban yanlısı bir tutumdan, örgütün altını oyacak politikalara doğru geçiş yapmakta olduğunu gösteriyor."
'Kötünün iyisi'
Çoğu Afgan; eski savaş ağaları, siyasetçiler ve yöneticileri yolsuzluğa karışmış ve en ihtiyaç duyuldukları anda ülkeyi Taliban'a bırakıp kaçmış korkak figürler olarak görüyor.
Fakat pek çoğu da, özellikle de Peştun olmayanlar, bu figürlerin müdahaleleriyle Taliban'ın Pençşir ve çevresindeki baskısının azalmasını umuyor.
Popüler Hasht-e Sobh sitesi, bu yeni konseyin umut yarattığını fakat liderlerin geçmişlerinin peşlerini bırakmadığını aktarıyor:
"Halkın güvenini kazanmak kolay olmayacak. Geçmişlerine bakınca, halk için iyi bir seçenek olmadıkları ortada.
"Fakat gaddarca davranışlar, cinayetler ve kısıtlamalarla nefret kazanan Taliban'a kıyasla 'kötünün iyisi' konumundalar."
Afghanistan International TV'ye konuşan ünlü siyasi yorumcu Ahmet Saidi de bu görüşte:
"Herkes son 20 yılın hatalarının farkında. Fakat Taliban'ın tiranlığı, baskısı, uygunsuz davranışları, okulları kapatması ve bencilliği öyle bir seviyeye ulaştı ki insanlar en kötüdense daha az kötüye razı."
Pençşir direnişinin getirdiği politika değişikliği
Başkent Kabil'in 100 kilometre kuzeyinde yer alan Pençşir, Ahmet Mesut'un liderliğindeki Ulusal Direniş Cephesi'nin en güçlü olduğu bölge.
Bu silahlı örgüt Afganistan'daki tek etkili Taliban karşıtı güç.
Mesut'un kendisi Ankara'daki toplantıya katılmasa da amcası Ahmet Veli Mesut'un toplantıya katıldığı basında yer aldı.
Ahmet Veli Mesut kısa süre önce verdiği bir söyleşide tüm güçlerin bir araya gelmesi gerektiğini söylemiş ve "Ülkeyi bu durumdan kurtarmak için Taliban'a karşı her hareketi desteklememiz gerekir" demişti.
Bazı uzmanlara göre Mesut'a bağlı güçlerin ülkenin kuzeyinde Taliban'a karşı gösterdiği direniş, bölgeye yönelik politikalarda değişikliğe yol açma potansiyeline sahip.
Siyasi yorumcu Takup Yasna "Tek bir etnik gruptan oluştan Taliban'ın birden çok etnik grubu barındıran Afganistan'ı yönetemeyeceğini anladılar" diyor ve ekliyor:
"Türkiye'deki toplantı da bunun ardından düzenlendi."