Türkiye’den gelecek su ile ilgili olarak bu sunun ülkemizdeki baraja düşme tarihi sürekli ertelenirken Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek açıklama yaptı ve son gelişmeleri değerlendirdi.
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek, Türkiye'den gelecek suyun kullanımını düzenleyecek olan “Su Yönetimi Yasası”nın hazırlanmakta olduğunu belirterek, “Suyu elbette biz yöneteceğiz” ifadesini kullandı. Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Dinçyürek, “Türkiye'den KKTC’ye Su Temin Projesi” konusunda gelinen son aşama hakkında bilgi verdi.
“ÜÇ KISIMDA ELE ALINIYOR”
Dinçyürek, asrın projesi olarak adlandırılan su temin projesinin doğa şartlarına bağlı olarak yürütülebildiğini belirterek, projeyi üç kısımda ele aldıklarını vurguladı. Su Temin Projesi’ni Türkiye’deki kara bölümü, KKTC’deki kara bölümü ve arada kalan deniz geçişini kapsayan bölüm olarak üçe ayırdıklarını anlatan Dinçyürek, Türkiye’de yapılan baraj çalışmaları ve denize kadar olan bağlantılar, kara yapılarıyla ilgili çalışmaların tamamlandığını kaydetti.
BİZİM TARAF %90 TAMAM
Dinçyürek, “KKTC bacağında bizim yapmamız gereken DSİ ile birlikte yapılan çalışmalar var. Bunlardan bina kısımları, arıtma ve pompa istasyonları, ana depolar, kara yapılarının yüzde 90’ı nerdeyse tamamlandı. Hatta birçoğu tamamen tamamlandı. Tüm bu çalışmalar projenin geldiği noktayı belirtmek açısından önemli bir göstergedir” ifadesine yer verdi.
Dinçyürek şöyle devam etti:
“KKTC tarafındaki ana binaların bir kısmının geçici teslimini alacağız. Bunun dışında KKTC bacağında ana irsaliye hatları var. Güzelyurt ve Lefkoşa bacağı 63 kilometredir. 63 km.’nin 60 km.’si tamamlanmıştır. Birkaç km.’lik alan eksiktir, çok kısa sürede onlarda tamamlanacak. Girne’nin 160 km.’dir. Onun da 10 km civarında bir kısmı tamamlandı ve çalışmalar devam ediyor. Gazimağusa tarafındaki çalışmalar ise yeni başladı. Henüz 1 kilometrelik bir yer tamamlandı. Önemli olan projenin o bacağının da başlamış olmasıdır. En kısa zamanda Gazimağusa hattının da hızlanıp, tamamlanma noktasına geleceğine inanıyoruz. Dipkarpaz kısmının da kullanılacak boruları tamamen üretilmiştir. Zaten yol kenarlarında büyük boruları görüyorsunuz. Bir kısım halk biliyor bazıları bize soruyor bu boruların ne olduğunu, işte o borular Türkiye’den gelen suyun bölgelere dağılımını sağlayacak hatlar için kullanılıyor. Deniz geçişi 80 km.’dir. Bu 80 km’nin 16.6 km.’si tamamlanmıştır.”
“HAVA ŞARTLARINA BİRE BİR BAĞLANTILI”
Projenin tamamlanacağı zamana ilişkin ise Dinçyürek, “Projenin tamamlanması hava koşullarıyla birebir bağlantılıdır. Bu yüzden bitiş için net bir tarih verilemiyor. Çalışmalar sadece kara üzerinden yapılsa bitiş için bir tarih verilebilir ama denizde çok zor koşullarda ciddi çalışmalar yapılıyor” ifadesini kullandı.
“Çalışmaların hızlanması için küçük gemilerle destek yapılan çalışmaların yerine hava şartları kötüleştiği için büyük gemilerle çalışma hızlandırılmaya çalışılıyor” diyen Dinçyürek şunları kaydetti:
“Toplam mesafe 80 km’dir. Bunun 16.6’sı döşenmiştir. Günde 1-3 arasında doğru hava şartlarına bağlı olmak üzere sisteme bağlanabiliyor. Her bir boru yaklaşık olarak 500 metredir. Dolayısıyla hava şartları el verdiği ölçüde 500 metre ile 1500 metre arasında bir mesafe yol kat edilerek, su altında borular birleştirilip, özel kelepçeler takılıyor. Buradan da anlaşılabileceği gibi denizde yapılan boru döşemeleri karadakiler gibi olmadığından, çok daha titiz bir çalışma gerektiriyor. Bu çalışma içerisinde iş kazaları vs. olmaması için de özel çaba sarf ediliyor. Bunlar tabii ki çalışmaları etkileyebiliyor”
Dinçyürek, “Ortalama bir tarih hesaplanacak olursa, hava koşulları izin verdiği sürece, 60 km’nin üzerinde döşenmesi gereken bir mesafe var. Hava şartları uygun olduğu tarihlerde ortalama olarak 1 km yapılabildiğini varsayarsak kabaca 60-65 iş günü eder. Bizim 60-65 iş gününe ihtiyacımız var. Tabii ki bu doğa ve kış şartlarına bağlıdır. Yaz aylarında olmadığımız için olumsuz hava şartları bir miktar hızımızı kesebiliyor” ifadesini kullandı.
“SU YÖNETİMİ YASASI HAZIRLIYORUZ”
Suyun yönetimi konusuna da değinen Dinçyürek, “Tabii ki suyu biz yöneteceğiz. Suyun yönetimi ile ilgili bir yasa çalışması yapıyoruz. Su Yönetimi Yasası olarak suyun yönetimi ile ilgili bir üst kurul oluşturulacak. Nasıl enerjide birçok ülkede ve Türkiye’de olduğu gibi, enerjinin yönetimini bir üst kurul denetliyorsa; bizde de aynı şekilde bir denetleme olacaktır” ifadesine yer verdi.
Dinçyürek, şöyle devam etti:
“Ayrıca suyu sadece Türkiye’den gelecek olan su olarak değerlendirmiyoruz. Suyun birkaç tane alt başlığı var. Türkiye’den gelen su bu alt başlıklardan sadece bir tanesi, bunun yanı sıra yeraltı su kaynakları, yeryüzündeki su kaynakları yani göletlerde barajlarda tutulacak sular, yağmur drenaj suları, yağmur yağdığında direk deniz akıp giden kontrol edemediğimiz ve kullanamadığımız su rezervleri ve potansiyeli var. Bir diğeri örneğin kanalizasyonla ilgili sular var. Bu suyun 1 Ocak’tan itibaren (ki bunu 1 Ocak 2015’te kullanmamız mümkün değil) Türkiye’den gelen suyu biz adanın genelinde kullanacak olsak 37,5 milyon metreküp sudan bahsediyoruz. Biz bunu içme kullanım ve sulama olarak ayırıyoruz. Dünyada artık su çok değerli bir meta. Buna sahip olmak büyük bir avantaj ama iyi kullanmak daha büyük bir avantajdır. Biz suyu sadece evlerimizde kullanma suyu olarak değil, onu kullandıktan sonrada tarımsal amaçlı olarak tekrar kullanmayı da düşünüyoruz.”
Suyun yönetimine ilişkin kurulacak olan komiteyle ilgili bilgi veren Dinçyürek, şu ifadeleri kullandı:
“Sudan sorumlu bakanlık biz olduğumuz için suyun yönetimi için oluşturulacak komitenin başında Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın müsteşarı ve Bakanlıkla ilgili paydaşlar, Çevre Dairesi, Su İşleri Dairesi, Jeoloji ve Maden Dairesi, İçişleri Bakanlığı’nda yerel yönetimlerden sorumlu müdürlük, belediyelerin kendisini temsilen belediyeler birliğinden görevlendirecek biri vs. olacak. Bu kapsamda ilgili paydaşları bu Su Yönetimi Yasası’yla ilgili oluşturulacak üst kurulda görevlendirip, ülkedeki su kaynakların tamamının yönetimini planlamaktayız. Bakanlığıma bağlı ekipler ve çalışan ekiplerle ilgili yapılması gerekenler için çalışmaların başlatılmasını sağladık. Bu yasa taslağını hızlandırarak birkaç hafta içinde tamamlanmasını planlıyoruz. Yasa taslağı ile ilgili milletvekilleri ile görüşüldükten sonra taslağı Bakanlar Kurulu’na götüreceğiz”
Hedeflerinin hızlı ve kararlı hareket etmek olduğunu belirten Dinçyürek, suyun çok önemli olduğunu, projenin ötelenebilecek bir proje olmadığını kaydetti.
“BELEDİYELER İLE GÖRÜŞECEĞİZ”
Kendisinden önce Belediyeler Birliği ile çeşitli kademelerde toplantılar yapıldığını ve bu toplantı tutanaklarını okuduğunu belirten Dinçyürek, toplantıların yeniden düzenleneceğini ifade etti. Suyun işletmesine yönelik açıklamalar yapan Dinçyürek, “Suyun geldikten sonraki adımları vardır. Bir yönetimi vardır. Siz karar veririsiniz, siz denetlersiniz. Birde bunun hizmeti sunanı vardır. Yönetim başka işletme başkadır. Nasıl işletileceği konusunda hükümet içerisinde net bir duruşun belirlenmesi lazım. Bununla ilgili tartışmalar devam ediyor. Netleşmemiş konular hakkında spekülatif konuşmaya gerek yoktur. Tabi ki bizler bu noktada sorumluluk sahibiyiz ve sorumluluğumuzun bilincindeyiz. En etkin şekilde yapılması gerekenleri yapacağız” ifadesini kullandı.
SUYA HEP BİRLİKTE SAHİP ÇIKACAĞIZ
Dinçyürek, “Bu iş gerekli alt yapıları yapabilecek, hizmeti götürecek, bunu yapmak için ekonomik güce sahip, gerekli bilgi birikimi ve deneyimine sahip insanları seferber etmemiz lazım. Bunu ya devlet yapacak ya da ‘ben yaparım’ diyen de hem ekonomik tabloyu ortaya koyacak hem bilgi birikimini hem deneyimini hem de geçmişte yaptıklarını kanıtlayacak ve ekonomik gücünü de gösterecektir. Su çok önemli herkesi direk olarak ilgilendiren bir noktadır. Suya hep birlikte sahip çıkacağız, yönetimini de işletmesine de” ifadesine yer verdi.
Dinçyürek, asrın projesiyle ilgili Türkiye’deki mevkidaşlarıyla görüşmeler ayarlandığını ve en kısa zamanda gidip görüşeceğini bildirdi.