Türkiye'ye “Suriye’ye sınır ötesi operasyonlardan kaçınma” çağrısı yapan Merkel hükümeti, Ankara’nın silah alım taleplerinin değerlendirilmesinde Alman silahlarının Kürt gruplarla ihtilaflarda ya da bölgesel çatışmalarda kullanılma riskini dikkate aldığını açıkladı.
Türkiye’ye silah satışlarına karşı çıkan Sol Parti’nin Alman hükümetine verdiği soru önergesi, Ekonomi Bakanlığı tarafından yanıtlandı.
DW Türkçe’nin ayrıntılarına ulaştığı yanıtta Merkel hükümeti, Türkiye'den gelen silah alım taleplerine bakışını, son dönemde uygulanmakta olan kısıtlamaları ve bunların nedenlerini ayrıntılı olarak açıkladı.
Kısıtlama gerekçeleri
Sol Parti soru önergesinde, Türkiye'nin Suriye’nin kuzeyindeki askeri operasyonlarına dikkat çekerek, bunların Alman hükümetinin silah ihracatı onaylarını etkileyip etkilemediğini sordu.
Ekonomi Bakanlığı bu soruya yanıt verirken, öncelikle hükümetin silah ihracatı kararlarında, son derece sorumlu ve sınırlandırıcı bir politika izlediğinin altını çizdi.
Alman şirketlerinin Türkiye’ye silah ya da askeri malzeme satışı için yaptıkları başvuruların, hükümet tarafından tek tek, Alman dış ve güvenlik çıkarları dikkate alınarak incelendiğine dikkat çekilen yanıtta, zaten Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaşanan süreçte, bu tür silah ihracatı başvurularının çok daha ayrıntılı incelendiği vurgulandı.
Bakanlık, bu konuda karar verilirken, Alman silahlarının Kürt gruplarla ihtilaflarda ya da bölgesel çatışmalarda kullanılma riskinin de dikkate alındığının altını çizdi.
Sınır ötesi operasyonlara eleştiri
Sol Parti’nin soru önergesinde, Türkiye’nin terör örgütü olarak tanımladığı YPG’ye karşı Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirdiği askeri operasyonlar, Fırat’ın doğusuna operasyon tartışmaları da soruldu.
Merkel hükümeti, bu konularda Türk hükümeti ile diyalog içerisinde olunduğuna dikkat çekerek Ankara’ya Suriye’de askeri adımlardan kaçınma çağrısı yaptıklarını açıkladı.
Hükümetin yazılı yanıtında şu ifadeler kullanıldı:
“Birçok kez Türk tarafına sorumlu hareket edilmesi, Suriye bağlamında askeri harekatlardan kaçınılması çağrısında bulunuldu. Yine aynı şekilde, Türkiye’nin Kasım ayı sonunda YPG mevzilerini hedef almasını da federal hükümet, önemli diğer partnerlerimizle birlikte, eleştirel bir şekilde, Türk hükümetinin dikkatine getirdi.”
Türkiye’nin YPG’ye yönelik askeri harekatlarında Alman silahlarının kullanılıp kullanılmadığı yönündeki soruya ise hükümet, “Almanya’nın verdiği silahların kullanılıp kullanılmadığı yönünde federal hükümette bilgi bulunmamaktadır” yanıtını vermekle yetindi.
Türkiye ısrarcı
DW Türkçe’nin edindiği bilgilere göre Türkiye son dönemde Almanya ile yürütülen temaslarda, NATO bünyesindeki müttefiklik ilişkilerine de vurgu yaparak, silah satışındaki kısıtlamaların kaldırılması, sevkiyatlara onay verilmesi yönündeki girişimlerini yoğunlaştırdı.
Alman hükümeti ise, muhalefet ile kamuoyu baskısı nedeniyle konuya son derece temkinli yaklaşırken, Türkiye’nin Suriye’de yeni bir askeri harekatının yol açabileceği istikrarsızlık nedeniyle de adım atmakta isteksiz davranıyor.
Türkiye’ye mühimmat satışı neredeyse durma noktasına gelirken, silah satışı büyük ölçüde geçmişte verilen onaylar ve donanmada kullanılan teçhizatlarla sınırlı kalmış bulunuyor.
Gerileme sürüyor
Almanya 2016 yılında yaklaşık 83 milyon euro tutarında savunma sanayi ürününün Türkiye’ye satışına onay verirken, bu tutar 2017 yılında yaklaşık 34 milyon euroya gerilemişti. 2018 yılının ilk yarısında ise Türkiye’ye ihracat onayı 10 milyon 109 bin ile sınırlı kaldı.
Türkiye geçmişte Almanya'dan en fazla silah ve savunma sanayi ürünü alan ülkeler arasında yer alıyordu. Ancak özellikle 15 Temmuz darbe girişimini izleyen süreçte demokrasi ve insan hakları alanındaki gerilemeler, Alman muhalefet partilerinin itirazları, Alman Leopard tanklarının kullanıldığı Türkiye'nin Afrin operasyonu Alman hükümetinin silah ihracatını sınırlamasında önemli rol oynadı.
Türkiye'nin Leopard tanklarının modernizasyonu, Altay tank üretiminde Alman şirketlerle işbirliği gibi beklentileri de, son dönemde yaşanan gelişmeler nedeniyle karşılıksız kalmış durumda.