Taner Ulutaş Arada Bir KKTC dediğimiz coğrafyada neyi tutuyorsak elimizde kalıyor. Mehmetali Erbil’in bir zamanlar ‘Değiştir’ isimli bir programı vardı. Değiştir deyince konuk başka şarkıya geçer onu söylemeye başlardı. Bizde değiştir dedik ama Diyanellos Sigara Fabrikasından bozma Meclis Mebusan’ın çok az bir kısmını değiştirebildik. Sağlıkta randevu dediler. Vatandaş randevusuna sadık kaldı ama hükümet yetkilileri randevusuna sadık kalanlara nanik yaptı. Halkın randevuda bekleye bekleye anası tambura, babası da döblek çalarken arkadaşlar beş mum yaktık tambura ve döblek çalanların seyrine daldık demeyi tercih etti. Birisinin spor yaparken veya yürürken kolu mu kırıldı? Mağusa Hastanesinde kolu kırılan vatandaşa bugün git yarın gel, röntgenini çekeriz denildi. Acil ameliyat olması gereken hastaya 3- 4 ay sonraya gün verildi. Ağrısından şikâyet eden hastaya doktor öyle bir fırça attı ki, kadın anasından doğduğuna pişman oldu Sonuç itibarı ile tepkiler hep bu sağlık sistemi sürdürülebilir değil noktasında tavan yaptı. Temel Sağlığından, Müsteşarına kadar çok iyi bir ekibin, Sağlık Bakanlığında görev yapmasına karşın, nedense bir türlü raydan çıkan sistem tekrar rayına oturtulamadı. İnsan olarak dünyalar iyisi bir bakan oralarda olmasına karşın, herhalde sağlığın dingili koptuğu için yampuri yampuri giden sağlık tomofilinin bir türlü düz gitmesi sağlanamadı.. Sağlık tekliyor da Eğitim daha mı hırlıdır dersiniz? Yıl 2009. YDÜ ben Sınıf Öğretmenliği bölümü açıyorum dedi. Devletin üstünde devlet olan bazı kurumların, ben yaparım olur deyince önüne geçilemediği gibi YDÜ’nün de önüne geçilemedi. İzinsiz Sınıf Öğretmenliği bölümü açıldı. 2013’de 10 da mezun verildi. 2015’e kadar SİESTA yapanlar birden uyandı. Tam da Cumhurbaşkanlı seçimine 3 gün kala YDÜ’ye sen bizden bir göz istemiştin. Al sana iki göz denilerek Güreş Paşa’nın yaptı gibi ŞAK diye verilen emir sonrasında TAK diye izin yerine getirildi. Yıllarca öğretmen olmalarına karşın sınıfta gölgesi bile bulunmayanlara göz yumuldu. Sekreter öğretmen yapıldı. 50 yardımcı öğretmenden 16 tanesinin Sosyal Sigortası yattı geriye kalanlara size de başka bahara denildi. Bize okullarda yıllarca, Türküm, doğruyum, çalışkanım diye ders öncesinde nutuklar atılırdı. Şimdi ölünüzün goca körü desem ayıp olacak. Türküm sözcüğü doğru da doğruyum desem bunun doğruluk neresinde diye sormadan edemeyeceğim. .Çalışkanım derken kafam hep hinliğe çalışır ve bu yönde çalışkanım desem bir yerlerden fırlayan yağdanlık takımının seni gidi ‘Vatan Haini’ demesinden korkarım. Vallahi hep Afrodit’in kırmadık ceviz bırakmadığı bu fettan ada diye lafa başlarız. Afrodit kırmadık ceviz bırakmadı da bizler cevizin yanında kırdıklarımızı neden söylemiyoruz dersiniz. Başbakanın gitti gidiyor denildiği bir ortamda. Başbakan Yardımcısının istifa ederek görevini devrettiği bir hükümetten bundan sonra bir şey beklemek, herhalde anasından öpücük beklemek ile eş anlamlıdır.