Kıbrıs açıklarında meydana gelen 4.2 şiddetindeki deprem sonrasında basın sallandık diye yazdı. Mavro yerimo galsın Siyasi arenada 7 şiddetindeki deprem koltukları sallıyor. Kalahari veya Gobi Çölünde yaşanan kum fırtınasında olduğu gibi göz gözü görmüyor. Ama buralardaki sessizlik olanca görkemi ile devam ediyor.
Ünlü düşünürler sevilmeyi beklemek için severseniz, bunun adı ticaret, karşılık beklemeksizin fedakârca severseniz, bunun adı gerçek sevgidir der. Şimdi eğri oturalım ama doğru konuşalım, siyasi partilerimizde ayni kulvarda veya ayrı ayrı partilerin kulvarlarında yarışanlar birbirlerini gerçek sevgiyle mi seviyor?
Sanmam. Çünkü sevseler, Belediye başkanlık seçimlerinde, parti amblemi altında yarışa giren partilerine ait başkan adaylarını dörde katlayıp, havada sekize bölmezdi.
UBP, kurultaya 2-3 ay kala bence bu denli karışmazdı. Siyasette benim bildiğim en ciddi ve ağır başlı insanlardan birisi konumunda olan UBP Genel Sekreteri Dursun Oğuz’u bile isyan ettirmezdi.
Hatta Mağusa’da, DipKarpaz’da, Vadili’de Büyükkonuk ile daha birçok yerde en az 4 aday ile seçim yarışına katılmazdı. 5-6 Milletvekilliden oluşan bir grup ile parti amblemi altında yarışa katılan partili başkan adayına komlo teorisi hazırlamazdı.
Lapta Belediye Başkanlığı için bazı Girne Bölgesi Milletvekillerinin, Lapta Belediyesi başkan adayı Fuat Namsoy’un seçimi kaybetmesi için bölgede kamp kurmazdı. Veya Lefkoşa’da, Hasan Sertoğlu’nun kaybetmesi için Ali Cengiz oyunlarına girişmez, Hüseyin Özgürgün’e yakın bazı belediye meclis üyelerinin seçilmemesi için pala operasyonuna girişmezdi.
Neyse geçmişe mazi, geleceğe gazi derler. Ancak bu gidişle geleceğin de gazi olacağına pek ihtimal vermem. Ekim ayı içerisinde UBP’nin kurultayı var diyorlar. Kurultay için daha geri sayım bile başlamadan düğmeye basıldı ve karalama operasyonu start aldı.
UBP Kurultayına 5 Milletvekili aday oldukları mesajını verdi. Tabi Genel Başkan Hüseyin Özgürgün’de yeniden başkan adayı olduğunu açıkladı ve düğmeye bastı.. İşte bu açıklamadan sonra bankadaki mevduat hesapları havada uçuşmaya başladı, Mal Bildirim zarfı ile bazı dosyaları da Başsavcılığa oradan da Mali Polise havale edildi.
Tabi, burada amaç Özgürgün’ü yıpratmaktır. Haaa bu noktaya gelene kadar Hüseyin Özgürgün’ün suçu yokmu diye sorarsanız, tabi ki var derim. Sen başladığın cümleyi sonlandıramaz ve virgüllerle uğraşırsan, noktayı koyan başkası olur. Ve biliyorsunuz noktadan sonra gelen cümle büyük harf ile başlar.
Tabi Özgürgün’ün, bu noktada, gemiyi salimen limana taşıması için bazı girişimlerde bulunması gerekirdi. Sanırım o girişimde UBP-CTP koalisyonu için bulundu da. Bizim Minik Kuşlar, Özgürgün’ün bu tehlikeli yolculuktan yara almadan çıkması için güçlü bir hükümet kurması gerektiği için CTP’ye haber yolladığını söylüyor.
CTP’de de bir kesim, hafif hafif eleştirmeye başladıkları Tufan Erhürman’ın koltuğunun altını ‘Guspo’ kürek ile kazıyıp liveri ile devirmeye çalışması çok bilinmeyenli bir denklem olmaktan çıktı. Bizim Minik Kuşlar, ciddi boyutlara yükselmeyen bu eleştiriler sonrasında, UBP’li bazı Milletvekillerinin ‘Kutlu’ koalisyon öncesinde nabız yoklama işine giriştiğini, ‘Birikimi ‘oldukça fazla, bakanlık yapmış eski bir Milletvekili ile görüşerek, UBP- CTP koalisyonu için Erhürman’a haber gönderildiğini, UBP-CTP koalisyon hükümeti kurulursa, kurultayların bile ertelenerek rahat edeceklerinin söylendiği öne sürüyor.
Bunun başarılması sonrasında, ben inanmasam bile ‘Birikimi’ oldukça yüksek eski Milletvekilimize Özgürgün’ün kurulacak hükümette bakanlık sözü verdiği söyleniyor.
Tabi Tufan Erhürman’ın bu teklifi hiç düşünmeden elinin tersi ile ittiği ve olumsuz cevap verdiğine de vurgu yapılıyor. Yapılması düşünülen bu harekete CTP içerisinde halen koltuğunu yeterince dolduramayan bazı bakanların da ‘Ekonomik’ olur düşüncesi ile sıcak baktığı da öne sürülüyor. Fikri olanın zikri de olur düşüncesi ile Toros dağlarındaki zirvede Kartallarda, yılanlar da bulunur. Mühim olan o zirveye süzülerek çıkmaktır diye düşünenler, Toros’un zirvesine Fikri olan birisinin süzülerek çıkartılmasının da gündemde olduğunu belirtiyor.
Evkafın su meselesine gelirsek, UBP’de kurultay öncesinde koltuk için çeşitli planlar hayata geçirilmeye çalışılırken, 5 Milletvekilinin atağına, Özgürgün’ün de karşı atak ile cevap vermeye çalıştığı, bu uğurda CTP ile koalisyon yolları aradığı ancak başarılı olamadığı söyleniyor.
Kurultay öncesinde sert rüzgarlar fırtınaya dönüşmeye başladı. Eylül ayında bu fırtına sanırım Karayel’e dönüşecek. Bekleyelim ve görelim.