Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Ulaş, Kıbrıs sorununun olası çözümünde karşı karşıya kalınacak sorunlarla ilgili görüşlerine bazı basın kuruluşlarının ‘felaket senaryoları’ şeklinde yorum getirdiğine dikkat çekerek, önlem alınmadığı takdirde öngörülerinin ‘senaryo’ değil ‘yaşanacak gerçekler’ olacağını söyledi.
Mustafa Ulaş Seçim Bürosundan yapılan açıklama göre, Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Mustafa Ulaş, Annan Planı’nda “kurucu devletler federal hükümete açıkça verilmemiş olan tüm yetkileri, kendi bölgesinde ve Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası sınırları içerisinde, egemen bir şekilde kullanacaktır'' ifadesi bulunurken; şimdi “tek egemenlik Federal Devlete ait” anlayışı kabul edildiğini ileri sürerek, gelinen aşamada Annan Planı ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nden daha da geriye gidildiğini iddia etti.
Ulaş konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“1960 Cumhuriyetinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı bizden ve “veto” yetkisi vardı, şimdi o da yok. ‘Egemence kullanacağımız’ yetkileri de ne yazık ki Rumların çoğunlukta olduğu Federal Devlete bıraktık. Diğer yandan 1960 Cumhuriyeti ve Annan Planı’nda, bizim insanımızın spor ve eğitim gibi konuları yine bizim “egemence “ düzenleyebileceğimiz alanlar iken, KOP’a başvurarak bu alandaki kendi özgün ve özgürlüğümüzü yine kendimizin kısıtlamaya gittiğimiz bir başka gerçeklik.”
Kıbrıslı Türk siyasilerin Kıbrıs sorununu kendi iç sorunlarına benzettiğini de savunan Mustafa Ulaş, konuyla ilgili şunları dedi:
“Uluslararası bir konu olan Kıbrıs sorunu ne yazık ki kendimize benzettik. İç sorunlarımızda çuvalladığımız ve tüm can yakan meseleleri başka bir bahara ertelediğimiz gibi, Kıbrıs sorunu konusunda da aynı keyfi davranışlara devam ettik ve hiçbir plan ve proje geliştirmedik. Siyasilerimiz ya gerçekten bir çözüm olacağına inanmıyor, ya da ilerde doğacak bütün sorunları, bugün iç sorunlarımızda olduğu gibi, onları da ertelemeyi düşünüyor.”
Ulaş, uluslararası sorunların iç meselelere benzemediği ve çoğu zaman geri dönüşün olamayacağını ifade ederek, yakın geleceğin Kıbrıs Cumhuriyeti’nden dışlanıldığı gibi acı olaylara gebe olduğunu savundu.