Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis İsrail Türkiye için bizimle ilişkilerini bozmaz diyor.
Ve İsrail ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasında iki ülkenin de kazançlı çıktığı ilişkiler olduğunu söylüyor.
Doğru mu?
Doğru.
Peki neden?
Çünkü her iki ülke arasındaki ortak menfaatler bu ihtiyaçları doğurmuştur.
Ve/ fakat İsrail ve Türkiye arasında yeniden diplomatik ilişkilerin iyleştirilmesi ile birlikte başlayacak süreçte çok tabidir ki yine iki ülkenin ortak paydaları üzerinden politikalar belirlenecek.
Dolayısyla Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Kasulidis’in, İsrail Türkiye için bizimle ilişkilerini bozmaz yorumu absürt.
Hoş hem niye bozsun ki?
Yani böyle bir beklenti, ya da varsayımla geliştirilecek öngörü bölge açısından çok sağlıklı sonuçlar doğurmayacağı hala anlaşılamadı maalesef.
Oysa böyle bir varsayımda bulunan Kasulidis’in, Türkiye-İsrail ilişkilerine yönelik önyargı geliştirmek yerine bölgenin geleceği adına Türkiye’yi tıpkı İsrail gibi işbirliği yapabileceği bir paydaş ülke olarak görmeye çalışması daha olumlu sonuçlar ortaya çıkartmaz mı?
Elbette çıkartır.
Nitekim Türkiye de, İsrail de bunun idraki içerisinde diplomatik temaslarını sürdürerek belli bir noktaya vardılar.
Ortak akılla paydaları gördüler.
İşbirliğinin her iki ülkeye de olumlu sonuçları olacağına ikna oldular.
Hoş gerçek de bu.
İsrail gazı, Türkiye üzerinden Avrupa’da hayat bulabilir.
Türkiye’nin suyu İsrail’e ulaşabilir.
Bölge istikrarının terör tehdidi altına olduğu gerçeği ile hareket edilir ve bu anlamda istihbarat bilgileri paylaşılır.
İki ülke arasında ki işbirliği farklı alanlarda da sürdürülür.
Şimdi ilişkileri bu çerçevede ele almak varken, niye ortamı gerecek ve ilişkilerin sekteye uğrayacağı bir zeminin oluşması sağlansın?
Hiç gerek yok..
Hoş Kıbrıs Cumhuriyeti ve Türkiye arasında da ileride bu ve benzeri ilişkiler mutlaka başlayacaktır.
İllebet bu gergin hava devam etmeyecektir.
Zira bunun kimseye bir fayda sağlamadığı tecrübelerle sabitlenmiştir.
Nitekim Rusya - Türkiye ilişkilerinde son günlerde yaşanan olumlu hava da bu yapıcı ilişkilerin bir sonucu.
Kaybetmek üzerine değil kazanım sağlamak üzerine şekillenen bir siyasi kültürün rağbet görmesidir bugün yaşanan gelişmeler.
Hal böyle iken Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’in İsrail Türkiye için bizimle ilişkilerini bozmaz varsayımı son derece yersizdir.
Burada esas olan ülkelerin diplomatik temaslarla sağladıkları iletişimin ortak paydalarda iş birliğine dönüşmesidir.
Amaç kazanımdır.
Kaldı ki İsrail tabi ki de Türkiye için Kıbrıs Cumhuriyeti ile arasında ki diplomatik hukuku bozmaz.
Ama Kıbrıs Cumhuriyeti için de Türkiye ile olan diplomatik ilişkilerini bozmaz.
Siyaset her türlü yürür.
Çünkü bu bir uzlaşı sanatıdır.
Siyaset birleştirici olduğu sürece kazandırır.
Aryıştıran siyaset ise belli maksatlar doğrultusunda insanlara zarar verme pahasına kullanılır.
Ve kimseye bir yararı dokunmaz.
İnsanlık kaybeder.
Ha derseniz ki bu durumda Kıbrıs’ta yaşayan halklar bunlardan nasıl etkilenir?
Ya da bu Kıbrıs’ta devam eden çözüm sürecine nasıl yansır?
Çok büyük bir etki sağlayacağını söyleyemek güç..
Ve/fakat bölgede sağlanacak uluslararası işbirliği fırsatları olumlu sonuçlar doğurdukça istikrar da artacak.
En azından gerilimin hat safhada olmadığı işbirliği ve yardımlaşmanın siyaset olarak addedildiği bir ortamda süreç işleyecek.