Ülkemizden Genç Bir Kalem: BESTE SAKALLI

Uzm.Çağın ZORT (M.A)

O,  yıllarca sınırlar içerisinde boğuşan coğrafyadan,şiirlerini dünyaya taşımayı başarmış Kıbrıslı Türk şairlerimizden biri… Bugünkü yazımda sizlere ülkemizin genç kültür insanlarından biri olan Beste Sakallı’yı tanıtmaya çalışacağım. O da bizler gibi kültürümüzü, şiirimizi, edebiyatımızı sınırlar ötesine taşımaya ve tanıtmaya çalışan neferlerden sadece biri. Her millet sanatı ile yaşar ve var olur demiştim önceki yazılarımda da. Bizler de bu ülke için, kültür, edebiyat ve sanatımızı tanıtmaya çalışan insanlarımızı sizlere tanıtmayı görev saymaktayız… Kimdir Beste Sakallı? Dr. Beste Sakallı Kıbrıs’ta doğdu. Doğu Akdeniz Üniversitesi ‘İngiliz Dili Eğitimi’ Bölümü’nden mezun oldu. Lefke Avrupa Üniversitesi(Kıbrıs) ve Rouen School of Management(Fransa) üniversitelerinin ortak programı olan ‘Avrupa İşletme Yönetimi’ üzerinde yüksek lisans yaptı. Daha sonra İngiltere, Middlesex Üniversitesinde ‘Girişimcilik Eğitimi’ alanında doktora programını tamamladı. Kıbrıs Gazetesinde, 2007-2008 yıllarını kapsayan süreçte, ‘Sokak Lambası’ isimli sanat sayfasını hazırladı. Şu anda aynı gazetede Ocak 2014’ten beridir sanat, hayat, eğitim ve girişimcilik üzerine haftada bir köşe yazıları yazmaktadır. Tüm bunlara ek olarak, dünyadaki çeşitli dergi ve gazetelerde de zaman zaman yazıları yayımlanmış ve yayımlanmaktadır. Beste Sakallı; altı yıl boyunca, televizyonda, ikinci şiir kitabıyla aynı adı taşıyan ‘Papatya Seferleri’ şiir programını hazırlayıp sundu. Program süresince, Kuzey Kıbrıs’taki birçok şairi programa konuk etmiş, programda, hayatlarına, çalışmalarına ve kültür-sanatla ilgili düşüncelerine yer vermiştir. Yıllarca sınırlar içerisinde boğuşan coğrafyadan, şiirlerini dünyaya taşımayı başarmış Kıbrıslı Türk şairlerdendir. Büyük Balkan Buluşması (Haziran 2012, Türkiye), Jan Smrek Uluslararası Edebiyat Festivali (Eylül 2011, Slovakya), Drini Poetik (Haziran 2011, Kosova), Struga Şiir Akşamları, (Ağustos 2008, Makedonya), Sınırsız (Temmuz 2008, Almanya) katıldığı bazı festivallerdir. Bunun ötesine dünyanın dört bir yanından şairlerin katılımıyla gerçekleşen ‘Uluslararası Şiir Buluşması’ projesini tasarlamış ve bu projenin organizasyonunu gerçekleştirmiştir. Bu projeyle birlikte birçok şair Kuzey Kıbrıs’ta buluşmuş, şiirleri Türkçeye çevrilmiş, üniversite ve lise öğrencilerinin katılımıyla şiir ve sanatla ilgili seminerler düzenlenmiş, şiir akşamları organize edilmiştir. 2006 yılında, III. Kültür Sanat Kurultayı, İlk ve Genel Ortaöğretim Kurumları, Kültür Sanat Alt Kurulu’nda başkan yardımcısı olarak görev almıştır. Yayımlanmış Şiir Kitapları: Dip (Şiirler, 2013), İhlal (Şiirler,2009) Bir Sen Vakti (Şiirler,2006), İnadına Sevdalı (Şiirler,2003), Kar Yanığı(Şiirler,2002), Papatya Seferleri (Şiirler,2001), Barış Tüten Mavilik (Şiirler, 2000) Ödülleri Genç Yazarlar Birliği Edebiyat Ödülü (Bakü, 2006) Genç Türk Yazarlar Birliği, Türk Dünyası Hizmet Ödülü (2008) Uluslararası Süleyman Brina Balkanlar Türk Kültürü Hizmet Ödülü Beste Sakallı’nın bazı röportajlarından bazı kesitler: Şiir yazma yeteneğinizin ne zaman farkιna vardιnιz? İlk Şiirinizi hatιrlar mιsιnιz? Birgün gazetenin sayfalarını çevirirken bir şiir yarışması ilanını gördüm ve katılmaya karar verdim.O ana kadar daha önce hiç şiir yazmamıştım.15 yaşındaydım. O yarışma için bir şiir yazıp gönderdim ve ödül aldım. Ondan sonra da yazmaya hep devam ettim. Kιbrιslιtürk yazar ve şairleri okul öğrencilerine tanιtmayι amaçlayan etkinliklerde öncülük ediyorsunuz. Bu etkinlikler hakkιnda bilgi verebilir misiniz?  Geçtiğimiz yıl, çalıştığım okuldaki edebiyat öğretmenleriyle kitap günleri düzenlemiştik. Bu çerçevede okulda şiir, roman ve araştırmalar üzerine söyleşiler düzenledik. Bunun dışında birçok lisede lise öğrencileriyle bir araya gelip, şiiri, sanatı ve genel olarak Kıbrıs Türk edebiyatını konuştum. Bu arada ilkokullardaki okuma bayramları etkinliklere de başka şair dostlarla birlikte katılıyoruz. Örneğin geçen yıl üç ilkokulun okuma bayramına katılmıştım. Neden yazmak? Sanırım kağıda ve kağıdın gerisinde beni dinleyen insana, koşulsuz bir güven duyduğumdan. Bir de yazdıkça ve kendimi ifade ettikçe, dünyanın bir ucunda bile benzer düşündüğüm, benzer hissettiğim insanlarla buluşmak bana yalnızlığın anlamını bir daha sorgulatıp, hayatı algılayışımda yeni pencereler açmama neden oluyor. Ayrıca yazdıkça daha çok anlıyorum herkesi ve herşeyi. Keşfediyorum ve yaratıyorum. Bu da beni bildiğim tüm sığlardan ve dalgalanmalardan kaçırıp, dingin bir yaşam düşüncesini ve bir süre sonra da yaşam biçimini sunuyor bana Yazmanın yaşamla arasındaki bağı nasıl tanımlarsın?  Benim için yazmak hissetmekten ve empati kurabilmekten ibarettir. Bu da ancak duyarlı olabilmek ve kendinizi hayata teslim etmekle ilgilidir. Hayat içerisinde barındırdığı türlü yaşamla, sayısız şiirler saklar. Hayattan korkmak şiirden de korkmaktır. Ben o yüzden yaşamın içinde olmaktan ve orada saklı, ya da apaçık duran şiirleri bulmaktan yanayım. Bu da ancak farklı yaşamlarla dolayısıyla farklı insanlarla olmak, onları dinlemekle mümkündür. Çünkü var olanın ötesinde yorumlanan da bir dünya, bir hayat var etrafımızda. Peki şiirlerinde belli bir mesaj verme kaygısı yaşar mısınz?  Şiirlerimde,öncelikle şiir gibi bir şiir yazmak gibi bir kaygım var. Sonra da anlaşılmak. Onun ötesinde elbette ki şiiirlerin kendi mesajları, demek istedikleri olur ama ben kimsenin anlamak istediğinin ötesine geçemeyeceğinin bilincindeyim de aynı zamanda. Herkesin tecrübesi ve yaşanmışlığı şiirin içindeki görünmez boşluklarda uyanıp hayat bulacaktır diye inanırım. Şiirinde öne çıkan duygular nelerdir?  Duyguları ayırmak olmaz. Ben anlatırken her duyguyu en yoğun haliyle yaşar ve hissederim. Onu da o hissedişimdeki kadar gerçek ifade etmeye çalışırım. Ancak bunu bana yaptıran tek duygu da cesarettir. O olmasa hiçbiri bu kadar kendini gösteremezdi. O tüm duyguların kendini güvende hissetmesini sağlayan bir babanın eli gibidir şiirde. Şiiri senin gözünden tanımlarsak eğer…  Şiiri tanımlamak bence onun sınırsızlığına ve anlamına haksızlık olur. Bu konuda ne söylenirse eksik kalacaktır. Kuru cümlelerle yapılan basit tanımların çok ötesindedir şiir çünkü. Bir süreçtir, bir düşün kardeşidir, ve bazen hiç aklımıza gelmeyen bir şeydir. Nasıl bir insan yıllar sonra bile, hayatın gel-gitleri karşısında kendinde hala bir şeyler tanırsa, şiir de onun gibidir. Yarına dair sürekli yeni bir tanım yüklenir. Şiirin olabilmesi için de her alanda ve her açıdan birikim gereklidir. Şiirin şiir olabilmesi için; şairin hayattan, okumaktan, yazmaktan nefes nefese kalması, iyi bir göz taşıması, kalbe giden virajsız bir yola sahip olması ve kendini korkusuzca eleştirebilmesi gerektiğine inanıyorum. Nice başarılara Beste Sakallı…