İlginç tesadüfler yumağı mı yoksa, incelenmesi gereken önemli bir durum mu, bilinmez (!) ama her nedense, denizdeki boğulmaların hemen hemen hepsi, İskele’de, trafik kazalarının, büyük bir çoğunluğu da, Lefkoşa- Güzelyurt yollarında oluyor. Eski, DAÜ, İskele yolunun yerini, şimdi Lefkoşa- Güzelyurt yolu aldı. Hem de bu yol, yeni yapıldı daha (!) Kaç gence mezar oldu o yol. Elbette ki, kazaların tek nedeni, yollardan kaynaklanmıyor. Alkollü araç kullanma, seyir halindeyken, cep telefonu kullanma ve dikkatsizlik en büyük etken. Bunların sorumlusu da, defalarca yazdığım gibi, hepimiziz. Çocuk yetiştirirken, özgürlükle, sorumsuzluğu, eş görmemiz sonucu evlatlarımızı kaybediyoruz. Sıkışmış bir toplum içerisinde, evlatlarımızı, hıza itiyoruz. Gerçek anlamda bir eğitim ve sorumluluk veremiyoruz. Bütün bunlarda, toplum olarak, hepimizin suçu var, eyvallah. Peki ya yollar? Yollar masum mu? Daha doğrusu, yollardan sorumlu olanlar masum mu? Daha iki yıl dolmadı, Ayşe HadımcıCandemir’i , Figen Arkın’ı , İmge Kozok’ı ve Dilek Yılmaz’ı, kaybedeli. Karanlık ve bozuk bir yolda, bariyerler olmadığı için, seyir halindeyken, sorumsuzca, telefon kullan ve hız yapan birinin kurbanı oldular. Bu yol üzerinde can güvenliği için ne yapıldı? Daha mı aydınlık? Mesela hemen yanı başındaki, gece kulüpleri kadar ışıldıyor mu? Bu ışıl ışıl gece kulüplerinden alınan vergiler (!), bu yolun aydınlanmasında mı kullanıldı? Yoksa bariyerler mi tamamlandı? Tüm sorumluluklar yerine getirilip, yollar güvenli hale getirildiği için mi, Hayatının baharındaki, Jale Asya Hilmioğlu, bu gün aramızda değil? Evet Sevgili Asya, biz burada, ne senin, ne Figen’in , neİmge’nin, ne Ayşe’nin, ne Dilek’in ne de bu yola kurban edilen diğerlerinin hesabını soramadık. Hesap sorabilecek bir mevkii de bulamadık. Umarım sizler, gittiğiniz yerde, tüm bunların hesabını, sorumlu olanlardan sorarsınız. Hepinizin yattığı yer nurla dolu, mekanınız da cennet olsun….