Umut vaat edemeyen gündem

Oshan SABIRLI

Kıbrıs’ın kuzeyinde vatandaşların birçok derdi var. Şu sıralar en çok ekonomik sorunlar dile getiriliyor. Neredeyse tüm işletmeler ekonomik sorunlardan, para akışının olmamasından, tahsilat sıkıntılarından bahsediyor. Açıkçası her yaz döneminde yaşanan daralma bu yılda kendisini gösterdi.

Vatandaşın sıkıntısı derken kuşkusuz müzakerelerin gidişatı da merakla bekleniyor. Resmi şekilde ifade edilmese de vatandaşlıkların önümüzdeki günlerde yeni tartışmaları beraberinde getireceğini biliyoruz. Ülkede binlerce kişi vatandaşlık bekliyor. Geçmiş hükümetler tarafından ortaya atılan, süslü cümleler ile ifade edilen Beyaz Kimlik konusunda çok fazla ilgi olmadığı bir realite. Diğer yandan Türkiye’den yeni vatandaşlıklar ile ilgili baskıların olduğu Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından bile ifade edilmişti.

Kıbrıs Rum Liderliği ile müzakere edilen listeler ve sayılar üzerine böylesi bir vatandaşlık verilmesinin beklenmediği bürokratlar tarafından ifade edilirken, sokaktaki kişiler ile “vatandaş oldun mu?” şeklindeki sohbetlerde onlarca kişi “işim imzaya kalmış” şeklinde yorumlarda bulunuyor.

Tıpkı güvenlik ve garantiler başlığı gibi vatandaşlık konusu da ilerleyen günlerde daha da tartışmaları alevlendirecek.

Söz vatandaşlıklardan açılmış ve binlerce kişi vatandaşlık beklerken aklıma 2004 referandumu süreci geldi. O dönemde Kıbrıs ile bağlantısı olan ve KKTC vatandaşlığına dahi geçmeyen ve yurtdışında ikamet etmiş onbinlerce kişi adaya akın etmiş, hatta Kıbrıs’ın güneyinden Kıbrıs Cumhuriyeti Vatandaşlığı için büyük çaba sarf etmişti.

İşte böylesi bir ortamda Detay Gazetesi’nin gerek sosyal medya hesaplarına gerekse e-posta adreslerine AF ile ilgili gelen mesajların sayısını tahmin bile edemezsiniz.

Hükümet yetkililerinin “af çalışması var, af geliyor, yakın bir gelecekte af çıkacak” şeklindeki açıklamalarını merak ile yurt dışından takip eden birçok kişi var. Sayısını açıkçası kestiremesem de “çok fazla” olduğunu biliyorum.

Hükümet yetkililerinin açıklamalarını dinlediğimde siyasetçilerin bir çok alanda mavi boncuk dağıttığını görüyorum. Bu mavi boncukların hükümetin ömrü ile ilgili kuşku duymama neden olduğunu belirtmem gerek.

Kişisel görüşüm azınlık hükümeti olmasına karşın mevcut hükümetin birçok kişinin tahminin aksine uzun ömürlü olabileceğini düşünüyorum. Ancak icraat yerine vaatler ile ilerlediğini gözlemlediğim UBP-DP hükümetinin uzun ömürlü olamayacağı mesajları verildiği, gün geçirme, vatandaşları psikolojik olarak mutlu etme amacı ile konuşulduğu izlenimi veriliyor.

Ana muhalefet seçim hazırlıklarına başladı. CTP yetkilileri son gün kapı kapı gezmek yerine şimdiden yoğun temaslarda bulunuyor. Yazın rehavetinin yerine çalışmalara hız verildiği ortada. TDP’de ise basın bildirileri yayınlanmasının ötesine geçilemediği, reddediyoruz eylemlerinin Zeki Çeler’i parlattığı veya Çeler’in bu eylemlerin kaymağını yediği/yemeye çalıştığı görüntüsü var.

“Yani tek adam” partisi görüntüsünden şikayetçi olan TDP’nin her dönemde “tek adam”lar ile yola devam ettiği, adamların zaman zaman değiştiği ve “tek adam” mantığının değişemediği ortada.

Özetle memleketin neresinden tutsanız elinizde kaldığı, ilerleyen günlerin umut vaat edemediği yorumu yanlış olmayacak…