Yaşandığı zamanın dinamiklerini içerisinde barındıran ve bir anda herkesin beğenisini bazen de tepkisini kazanarak yaşam biçimine hakim olan popüler kültür dediğimiz şey bazen öyle bir kanser haline dönüşüyor ki insanlar bize çok yakın coğrafyalarda tecavüzden soykırıma uzanan trajediler yaşanırken bu cehennemi görmüyor fakat dünyaca ünlü bir yarış pilotunun sağlığı veya türlü şaklabanlıklara şahit olabileceğiniz ses ve yetenek yarışmalarında elenen yarışmacılar için göz yaşı dökebiliyorlar. Yeniden tasarlanmış yüzlerin ve vücutların yarattığı estetik faşizmi içerisinde başkalarına benzemeye çalışarak mutsuz olan ya da temsil ettiği sosyal ve ekonomik sınıfı tescillemek adına yer bildirimlerinde bulunmak, marka teşirciliği gibi rahatlıkla gözlemleyebileceğiniz bir çok şeyi içerisinde barındıran kocaman bir balondan bahsediyoruz aslında. Kendi bedeninden mutsuz, yıl boyu diyet halinde ve hep bir üst sınıf vaad edilerek borçlandırılan insanlar için reklamların ve medyanın belirlediği bu değişken kültürün toplumları körleştiren ve insanları birbirine yabancılaştıran korkunç bir etkisi vardır. Son örneğini babasının lüks arabasından fakirlere seslenen genetik bir hatadan dolayı hatırlayacaksınızdır. Sürecin internet paylaşım siteleri üzerinden anında yayılan ve etkisini gösteren uyaranlarla milyonlara uzanan bir sosyal tepkimeye dönüşebileceğini hep beraber görüyoruz zaten. Benzer süreçlerin politik ve ideolojik akımlar için de geçerli olduğunu düşünürsek insanlığın mevcut yaşam biçimi ve değerler sisteminin parçalanmaya başladığı ve büyük bir dönüşüm yaşandığını da kabul etmemiz gerekir. Hepimiz birbirimizin paylaşımlarını beğeniyor, yorum yapıyor veya ayni şeyleri paylaşarak bir aşırı uyaranlar okayanusu yaratıyorsak sosyal medya bizi körleştirecektir. Unutmamak lazım ki internet size sınırsız bir bilgiye erişim imkanı sunabilir ancak bu büyük bir bilgi kirliliğini de barındıran sonsuz okyanus içerisinde doğru ve güvenilir bilgi kaynağına ulaşmak da çok önemlidir. Dünya sadece bizim yaşadığımız ülkeden ibaret değil ve maalesef ortadoğuda korkunç insanlık suçları yaşanıyor. Çok uzak değil az ötemizde bir günde 30 çocuk öldürülebiliyor ve bu kolaylıkla normalize edilebiliyor. Kendi güzel resimlerini sergilemek, aldığı ayakkabıları teşhir etmek veya sürdüğü lüks arabayı kapak resmi yapmak Gazze’de yaşanan karanlıktan daha renkli, sığ ve derinliği olmayan kısaca düşünmemize gerek kalmayacak şekilde ışıltılı bir dünya sunuyor. Belki medya öyle istyor ve Filistin sadece bombalandığında aklımıza geliyor. Yaşananlara biz de tepkiliyiz ama elimizden ne gelir diye düşünmeyin. Şu anda dünyadaki en büyük savaş psikolojik ve ekonomik savaş ise tüketim davranışınızı değiştirerek tek bir birey olarak bile çok şey yapabilirsiniz. Çünkü binlerce hatta milyonlarca kişi bunu gerçekleştirirse şirketlerin karı da o ölçüde düşecektir.Hangi büyük ülke olursa olsun küçük olarak gördüğü veya gücüm yeter bakış açısı ile yaklaştığı bir topluma karşı orantısız güç uygulamaya kalkarsa bu asla kabul edilemez. Diğer paylaşımları ve isyanı zaten hepimiz yapmaya devam ediyoruz ama fazlasını yapmalıyız. Emperyalizmin küçüğü meze yapmasına izin vermemek adına eğer yaşanan orantısız şiddete küçük bir tepki vermek istiyorsanız tüketim davranışınızı ikame ederek 729 barkodu ile başlayan İsrail şirketlerinin ürünlerini lütfen satın almayın ve herkesi bu konuda bilinçlendirmeyi kendinize görev edinin.