Salgın geceleri iyi bir uyku çekmeyi zorlaştırdı, insomnia (uykusuzluk rahatsızlığı) yaşayanların sayısı arttı. Bazı uzmanlar bu durum için yeni bir terim kullanıyor: Coronasomnia.
Covid-19 döneminde yaşamanın verdiği strese bağlı dünyanın her yerinde insanlar insomnia yaşayabiliyor.
Birleşik Krallık’ta geçen ağustosta yapılan bir araştırma insomnia yaşayan insan sayısının altıda birden dörtte bire yükseldiğini gösterdi.
Çin’de insomnia oranları karantina zamanında yüzde 14.6’dan yüzde 20’ye yükseldi. İtalya’da klinik insomnianın endişe verici şekilde yaygınlaştığı, geçen mayısta Yunanistan’da yapılan bir araştırmada katılımcıların neredeyse yüzde 40’nın insonmia yaşadığı bildirildi.
Google’da hiç bu kadar çok aranmamıştı
2020’de Google’da insomnia kelimesi hiç aranmadığı kadar arandı.
Pandeminin ikinci yılında aylar süren sosyal mesafe kuralı günlük rutinleri sarstı, iş-özel hayat sınırlarını kaldırdı, hayatımıza devam eden bir belirsizlik hali getirdi; bütün bunların uyku için korkunç sonuçları oldu.
Salgında ya da değil, insomniya ile yaşamak zor. Devamlı uyumakta güçlük çekmek, kalitesiz uyku; obezite, anksiyete, depresyon, kardiyovasküler hastalıklar ve diabet gibi uzun süreli sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
Uzmanlar tarafından yedi saatten az uyumak olarak tanımlanan uyku eksikliği iş hayatını da etkiliyor. Birçok araştırma az uykunun hata yapma olasılığını artırdığını, konsantrasyon bozukluğuna neden olduğunu ve ruh halini etkilediğini gösteriyor.
‘Yalnız değilsiniz’
ABD’nin en büyük sağlık organizayonlarından biri olan Mayo Clinic’ten uyku tıbbı uzmanı psikatrist ve nörolog Dr. Steven Altchuler, “İnsomnia yaşıyorsanız, yalnız değilsiniz, dünyanın çoğu yaşıyor. Bu, Covid nedeniyle yaşadığımız bütün değişiklilerin bir sonucu” diyor.
Birden fazla faktörün rolü var. Öncelikle günlük rutinlerimiz ve çevrelermiz sekteye uğradı. Bu da biyolojik saatimizin ritmini bozuyor. Normalde günlerimiz belli bir programa bağlı geçer: Alarm, işe gitmek için yola çıkma, molalar, dönüş, yatma saati… Ancak Covid-19 bunların hepsini sarsılmasına yol açtı.
Dr. Altchuler “Ofis toplantıları, öğle yemeği saati gibi aktivitelerin verdiği dış ipuçlarını kaybettik. Evden/uzaktan çalışmada yaptığınız şey vücut saatinizi bozuyor” diyor.
California Üniversitesi’nden uyku bozukluğu olan hastlarla çalışan Angela Drake da insan beyninin şartlanmış olduğunu belirterek, “İşteyken çalışıyorsunuz, sonra eve gidip rahatlıyorsunuz. Orada bir ayrım var. Şimdi ise devamlı evdeyiz” diyor.
Dr. Drake evden çalışırken daha az hareket edilmesi ve daha az güneş ışığına maruz kalmanın da etkili olduğunu, bu ikisinin daha iyi uykuya katkısı olduğunu belirtiyor.
‘İşi işte bırakmak’ mümkün değil
Bir de iş performansı meselesi var… İşsizlik oranları birçok ülkede hiç olmadığı kadar yüksek. Dolayısıyla hali hazırda çalışanların işini kaybetmemek için daha çok çaba sarfetmesi şaşırtıcı değil.
Buradaki sorun evden çalışırken eskiden sabit olan sınırların giderek belirsizleşmesi. Birçok çalışan düzensiz çalışma saatlerinden ya da daha uzun süreler çalışmaktan yakınıyor.
Birçokları için ‘işi işte bırkmak’ artk mümkün değil, iş gününün rutin stresinden kopmak giderek zorlaşıyor.
Bütün bunlara rahatlamak ve stres atmaktaki en büyük yardımcılar olan arkadaşlarımız ve hobilerimizden de uzak kalmak eklenince birçoğumuz uyku sorunlarına yol açan akıl sağlığı problemleri yaşıyor.
Drake, bazı uyku sorunlarının kronik ve uzun süreli olacağı konusunda uyarıyor çünkü salgın nedeniyle bazı durumlarda tedaviler gecikiyor, insanlar sadece acil durumlarda tıbbi yardım alıyor.
Dr. Altchuler insomnianın genellikle PTSD (travma sonrası stres bozukluğu) ile ilişkilendrildiğini belirterek büyük olaylar sonrası artmasının normal olduğunu söylüyor. Genelde bireyler travma yaşadığında, bu Covid-19 gibi sağlık durumu ya da 11 Eylül gibi geniş kitleleri etkileyen bir felaket ya da, trafik kazası gibi daha bireysel bir olay da olabilir, kalıcı uyku sorunlarının görüldüğünü ifade ediyor.
Ne yapmalı?
Uzmanlar profesyonel yardım alınmasını öneriyor. Eğer başladığında yardım alınmazsa uyku sorunları insomnia gibi uyku bozukluklarına dönüşebiliyor ve bu durumda hızlı bir çözüm yok.
Bu soruna yönelik bireysel olarak da yapılabilecek şeyler var. Drake, ne kadar rahat gelirse gelsin yatakta laptopla çalışmamanın en önemli kurallardan biri olduğunu gerektiğini söylüyor:” Sonunda beyin çalışmayı yatakla eşleştiriyor. Bu bir tür pekiştirme”.
Geceleri uyutmayan anksiyeteyi önlemek için haber okumaya sınır koymanın da fayadası olabilir.
İşle özdeşleşen bir diğer nesne olan cep telefonlarının çalar saat olarak kullanılmaması da tavsiye ediliyor. Ayrıca telefonların yaydığı mavi ışığın uykuyu olmusuz etkilediği biliniyor.
Bir başka tavsiye ise varsa başucunuzdaki saati ters çevirmeniz. Saati görmek uykuya dalarken strese girmenize neden olabilir.
Bu doğal olarak zorlandığımız olağan dışı koşullarla ilgili son bir tavsiye de Dr. Drake’den: “Unutmayın en son buna benzer yaşadığımızın üzerinden 100 yıldan fazla zaman geçti. Bu hiçbirimizin daha önce deneyimlediği bir şey değil.”