Vatandaşlık vermek insani meseleymiş diyor, Sn. Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş!
Akıla bak, hizaya gel!
Mevcut vatandaşların yaşam şartlarını, haklarını, hukuklarını, geleceğini mamur ettiniz de geriye cevizcinin çuvalından habure habure binlerce daha vatandaş yapmanız eksik kaldıydı!
Başta Başbakan Yardımcısına ve diğer hükümet üyelerine “bu ülkenin nüfusu kaç” diye sorsam, alık alık havaya bakacaklarına her bahse girerim!
Memleketin gerçek nüfusu nedir bilen yok, hem de en azından on senedir bu konuda hiçbir güvenilir bilgi yok, ama bunlar habüre sayısını bilmedikleri nüfusa nüfus katıyorlar.
Dur diyen de yok!
Muhalefet resmen nal topluyor, hamaset yapıyor...
Şu anda en fazla milletvekili sayısına sahip olmasına rağmen muhalefette ayak sürüyen CTP’nin tavırları, tutumu ve açıklamaları tam bir komedi, zaten mevcut sorunların dibini eşelediğinizde, hangi taşı kaldırsanız altından CTP iktidarlarının yediği ve kansere dönüşen haltlar çıkar...
TDP birşeyler mırıldanıyor ama somut hiçbir şey yok, muhalefet partisi olarak yakaladığı olumlu rüzgarın arkası gelmedi, getirilemedi, tam yükselişe geçerken parti kabak gibi ikiye bölündü, kendi derdine düştü...
HP’nin başındaki one-man-show meraklısı vatandaş tüm HP adına şovunu devam ettiriyor, Türkiye ile ilişkilerini uzaktan yakından bozacak bir tek kelime etmiyor, endek göndek konular üzerinde arada bir laf salatası harmanlıyor, ancak memleketin canına okuyan esas konular üzerinde tek bir laf etmiyor, sadece ikincil, üçüncül konularla kamuoyunda şovunu yapıyor, arada ne koparırsam kardır zihniyetiyle fırsatçılık oyununa devam ediyor...
Cumhurbaşkanı Akıncı, ki bu ülkenin en önemli siyasetçisi pozisyonundadır, sesini gerektiği gibi çıkarmıyor, her konuda yalpalaya yalpalaya gidiyor, hükümetin ne idüğü belirsiz (aslında belirli, aşağıda vereceğim) vatandaşlık politikasının görüşme masasındaki ve sonrasında referandumdaki olası etkilerini hesaplamıyor, hesaplasa da vurgulamıyor, yaşanan rezilliğe dikkat çekmiyor!
Muhalefet tayfası ağzını ayaza aça dursun, 40 yıldır siyasilerin basiretsizlikleri ve rant, çıkar hesapçıkları yüzünden açık hava tımarhanesine, sorma gir hanına döndürülen bu memleketin gelen giden hükümetleri halkı vergilerle düpedüz soyuyor, Türkiye’den gelen yardımları da ya çar çur ediyor, ya da proje üretemediği için yardım geri gidiyor, halkı soymasına rağmen doğru dürüst maaş da ödeyemiyor, okullarda sağlıklı eğitim verilemiyor, hastanelerde sağlıklı hizmet verilemiyor, yollarda trafik terörü devam ediyor, memleketin güvenlik sistemi delik kevgirden beter, özel sektörün durumu tam bir facia, ama yetmiyor, bu garabet düzenin içine habure yeni vatandaşlar sokuluyor!
Vatandaşlığı otomatiğe takıp da cevizcinin çuvalından vatandaşlık dağıtan bu hükümet bu insanların vatandaş olarak masraflarını, ihtiyaçlarını kendi cebinden mi ödeyecek, çok merak ediyorum!
Dünyada bir örneği, bir eşi benzeri daha yok bu garabetliğin...
Yıllarca burada oturup, bu ülkenin yaşamına katkı koyup, evladını burada doğurup, burada büyüten, askerlik, üniversite çağına getiren, ülkeye gerçekten faydası olan ve vatandaşlık hakkı da gerçekten olan insanlar da yok mu!
Elbette var, en azından bizim bildiklerimiz var, ama gel gör ki, düzgün, tertemiz, işini gücünü insan gibi yapan, insan gibi yaşayan ve vatandaş olsa bu ülkeye gerçekten faydası dokunabilecek birçok insan bu çarkın dışındadır ve bu çarkın içine girmeyecektir de...
Çünkü bu garabet düzende herşeyini rant çarklarına bağlamış ve hem memleketi hem de halkı esir almış siyasilerin onlar gibi insanlara ihtiyacı yok.
Bu hükümetin çatır çatır cevizcinin çuvalından vatandaşlık dağıtmasının en önemli sebebi seçimlerde bu insanların oyunu almaktır...
İkinci sebep, Kıbrıs sorunu ile ilgili görüşmelerde masada Türk tarafının elini kasten zayıflatmak, olası bir referandumda evet ile hayır arasındaki kritik denge kurulurken o kritik dengenin hayır lehine bastırması için bu “yeni” vatandaşları kullanmaktır!
Üçüncü sebep, şu andaki Ankara iktidarına şirin görünmek ve sıkıntıda olan ilişkileri “bakın çatır çatır vatandaş yapıyoruz işte, istediğiniz bu değil mi, seçimlerde dengeler ortak çıkarlarımızın gerektirdiği gibi değiştirilebilecek” mesajını vererek kısmen de olsa düzeltmeye çalışmaktır...
Dünya yüzünde yaşadığı toprağı hiçbir şekilde haketmeyen halklar, insanlar vardır ve kendi elleriyle kendi ülkelerine, kendi insanlarına yaptıkları kötülüklerin cezasını da yine kendileri çekerler ve çektirirler, özellikle de geleceğini çaldıkları çocuklarımıza çektirirler, kimini doğduğu topraklardan göç ettirirler, kimini yarattıkları rant düzeni çarklarında esir, köle ederler ...
Çocuklarımızın günahı bu düzeni yaratanların boynundadır, inşallah bu dünyada o günahların bedelini çatır çatır ödedikleri, dünyanın kaç bucak olduğunu gördükleri günleri de görürüz...