Niğde’de Covid-19’a yakalanıp 18 günü yoğun bakımda geçen tedavi sürecinin ardından görevine dönen aile hekimi Ramazan Koçyiğit (53), hastalık sürecinin hayata bakış açısını değiştirdiğini söyledi: “Hayata daha pozitif bakıyorum. Önceden kızdığım hiçbir şeye kızmıyorum.“
Hidayet Okay Sağlık Ocağı’nda görev yapan 27 yıllık hekim Koçyiğit, kırgınlık, ilk iki gün halsizlik gibi şikayetlerini yorgunluğa bağladı ancak bunlara baş, boğaz ve çok şiddetli bel ağrısı eklenince test yaptırdı.
Sonuç pozitif çıkınca moralinin bozulduğunu belirten Koçyiğit süreci AA muhabirine anlattı: “Ruhsal olarak, ‘Ben bunu atlatırım’ diye kendime güven verdim. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde akciğer tomografisi çekildi, kan tahlillerim yapıldı. Tahlillerde enfeksiyona rastlandı. Evde tedavi olabileceğim söylendi. İlaçlarımı düzenli kullanmaya başladım.”
İki gün evde tedavisi süren Koçyiğit, ateşi 39.9’a çıkınca hastaneye giderek kan tahlili yaptırdı ve akciğer filmi çektirdi. Durumu kötüleştiği için hastaneye yatırılmasına karar verildi.
‘O an bütün derdiniz nefes almak’
Koçyiğit, şunları söyledi: “Nefes almakta zorlanıyordum. Tonlarca ağrılık üzerinize binmiş de nefes alamıyormuşsunuz gibi çok zor anlar yaşadım. Nefes alıp vermenin dışında hiçbir şey düşünemiyorsunuz. O an bütün derdiniz nefes alıp vermek. Durumum biraz daha ağırlaşınca yoğun bakıma aldılar. Yoğun bakıma giderken sadece eşimin, ‘Senin durumun o kadar kötü değil ama takibin daha iyi olacak diye yoğun bakıma alıyorlar, telaşlanma’ dediğini hatırlıyorum.
‘Stokin fırtınası başlamış; hafızam karışmış’
Yoğun bakıma yattıktan sonrasını hiç hatırlamıyorum. Sitokin fırtınası başlamış. Bu durumda vücudunuz aşırı reaksiyon veriyor. Sisteminiz, dostu düşmanı ayırt edemiyor. Her şeye saldırıyor. Hafızam karışmış, iki gün yüz üstü yatırmışlar. Bunları eşim anlatıyor. Eşim sürekli yoğun bakıma girip çıkıyor, benimle konuşuyormuş ama ben hatırlayamıyorum. Yoğun bakımda dört gün entübe oldum.”
18 günlük yoğun bakım sürecinden sonra servise çıktığında çok güçsüz olduğunu, yaşamanın ne kadar kıymetli olduğunu anladığını söyleyen Koçyiğit, tedavi olduktan sonra hayata bakışının değiştiğini anlattı:
“Deyim yerindeyse ölümün çizgisinden dönüp geldim. Yeni bir hayata başlamış gibiyim. Hayata daha pozitif bakıyorum. Önceden kızdığım hiçbir şeye kızmıyorum. Önceden daha eleştiriciydim şimdi daha olumlu bakıyorum. Önemli olan yaşamak, mutlu olmak. Sahip olduğum şeylerin değerini biraz daha anlar hale geldim.”
Koçyiğit önlemlere uyulmasının önemini ise şu sözlerle ifade etti: “Çok sayıda hastaya bakıyordum, içlerinde Covid-19’lular da vardı. Tedbirleri uyguladığımda hiç birinden hastalığı kapmamıştım. Bir noktada açık bir kapı bıraktık ki hastalığa yakalandım. Maskenin burnunuzdan inmemesi gerekiyor. Hasta yok diye maskeyi indirdiğim anlar olmuştur, belki o anlardan birinde hastalığa yakalandım. Mutlaka maskemizi takalım, mesafeye uyalım, el hijyenine dikkat edelim. Gereksiz yere kalabalık ortamlara girmeyelim. Bulunduğumuz ortamı mutlaka havalandıralım. Herkesin sırası gelince mutlaka aşı olmasını öneririm, isterim. “