Yakın Doğu Üniversitesi’nde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde düzenlenen “Kadın Çalışmaları ve Multidisipliner Yaklaşımlar Sempozyumu” siyasetten yargıya birçok meslek grubundan kadınları bir araya getirdi
Kadınların sosyal, ekonomik ve siyasi alanlarda tarih boyunca yürüttüğü toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini simgeleyen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Yakın Doğu Üniversitesi’nde düzenlenen etkinliklerle kutlandı. Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (TOCAM) düzenlediği ve tam gün süren “Kadın Çalışmaları ve Multidisipliner Yaklaşımlar” sempozyumu, siyaset, yargı ve pek çok meslek grubundan birçok kadın katılımcıyı bir araya getirdi.
“Sınırları zorla, engelleri kır” sloganıyla düzenlenen sempozyumda “Sağlık ve Sporda Kadın”, “Hukuk, İletişim ve Toplumda Kadın” ve “Sanatta Kadın” ve “Hayatın İçinden Kadın Deneyimleri” başlıkları el alındı. Yoğun katılımla gerçekleşen sempozyumun açılış konuşmalarını; Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Meltem Nalça Andrieu, Özay Günsel Çocuk Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Anna Günsel, Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Dr. Sıla Usar İncirli, Yüksek Mahkeme Eski Yargıcı ve Eski Ombudsman Emine Dizdarlı ve Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Doç. Dr. İzlem Kanlı gerçekleştirdi. Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra ve Yakın Doğu Üniversitesi’nin yapay zeka tabanlı akademisyeni Ai. Prof. DUX, açılışa video mesajları ile katıldı.
Prof. Dr. İrfan Suat Günsel: “7.500 kişilik geniş bir aile olan Yakın Doğu Ailesi’nin yüzde 65’inin kadınlardan oluşması, cinsiyet ayrımı yapmadan insanları yetenekleriyle değerlendirmemizin bir sonucudur.”
Açılış konuşmalarından önce, Yakın Doğu Oluşumu Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Suat Günsel’in mesajı okundu. Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, mesajında; her bireyin potansiyelini gerçekleştirmesinin cinsiyet, ırk veya diğer ayrımcılıklara dayanmadan, yetenek ve çaba temelinde değerlendirilmesi ile mümkün olduğuna vurgu yaptı. Prof. Dr. Günsel, sağlıklı bir toplum yapısı için vazgeçilmez olan bu anlayışın, Yakın Doğu Üniversitesi ve Yakın Doğu Oluşumu’nun temel değerlerinden biri olduğunu söyledi. Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, “7.500 kişilik geniş bir aile olan Yakın Doğu Ailesi’nin yüzde 65’inin kadınlardan oluşması, cinsiyet ayrımı yapmadan insanları yetenekleriyle değerlendirmemizin bir sonucudur” dedi. Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, bu yaklaşımın toplumun her kademesinde ve yaşamın her alanında egemen olacağı bir gelecek için çalışacaklarını vurguladı.
İzlem Gürçağ Altuğra: “Kadınların ezilmediği, istismara uğramadığı, hiçbir şekilde şiddete maruz kalmadığı bir dünya için hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.”
“Kadın Çalışmaları ve Multidisipliner Yaklaşımlar” sempozyumunda katılımcılara, ilettiği video mesajla seslenen Ulusal Birlik Partisi Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra, kadınların ezilmediği, istismara uğramadığı, hiçbir şekilde şiddete maruz kalmadığı bir dünya için hep birlikte mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti. Kadınların hak arayışının, bir insanlık hakkı arayışı olduğunu ifade eden Altuğra, mesajında; “Bugün dünyanın dört bir tarafında, çocuklarıyla birlikte savaş ortasında kalan, adalet ve demokrasi mücadelesi veren tüm kadınlarımıza yürekten destek veriyor, mücadelelerinde nice nice zaferler temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
Dr. Sıla Usar İncirli: “Üniversitelerdeki kadın araştırmaları ve kadın çalışmalarının, kadın örgütlerinin içindeki dağınıklığı toparlamada kilit bir rol oynayabileceğine inanıyorum.”
Açılış konuşmasında, “Üniversitelerdeki kadın araştırmaları ve kadın çalışmalarının, kadın örgütlerinin içindeki dağınıklığı toparlamada kilit bir rol oynayabileceğine inanıyorum” ifadelerini kullanan Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Dr. Sıla Usar İncirli ise “Bilim, bizi birleştiren güçlü bir araçtır ve üniversitelerden çıkacak çalışmaların kadın hakları mücadelesine yol gösterecektir” dedi.
Hayatta hiçbir şeyin kendiliğinde olmadığını belirten Dr. Sıla Usar İncirli, kadınların hakları için mücadele etmeleri gerektiğini belirtti. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün tarihine değinen Dr. Sıla Usar İncirli, kadın hakları ile ilgili günümüze kadar birçok yasal düzenleme yapıldığının fakat bunların yeterli olmadığının altını çizdi. “Kadın hakları, aslında insan haklarıdır ve bu mücadelede kadınlar ve erkekler birlikte yer almalıdır” ifadelerini kullanan Dr. Sıla Usar İncirli, “Dünya genelinde kadınlar ve kız çocukları, sadece cinsiyetleri nedeniyle ayrımcılık ve şiddetle karşılaşıyor. Yasal düzenlemelerin yanı sıra devlet kurumlarının ve toplumsal bilincin de güçlendirilmesi gerekiyor” dedi.
Emine Dizdarlı: “Kendi yasalarımızı bilmemiz ve temel insan haklarına dair bilincimizin güçlü olması önemli.”
Yüksek Mahkeme Eski Yargıcı ve Eski Ombudsman Emine Dizdarlı ise “Kadın hakları kazanımları ve toplumsal cinsiyet eşitliği için yapılan mücadelede eksiklikler olduğu söylenebilir. Bu eksikliklerin kaynağı, toplumsal zihniyet değişikliği sağlanamaması, kadın mücadelesinin ortak bir zeminde buluşamaması veya etkin yasaların uygulanmaması olabilir” dedi.
Kadınların siyasi temsil ve istihdamda daha fazla yer alması gerektiğinin altını çizen Dizdarlı, KKTC’de 52 kadın derneği bulunmasına rağmen hala farkındalık yaratmak için çabalanması gerektiğini söyleyen Emine Dizdarlı, “Kadınlar arasındaki birliği güçlendirmeli ve mücadeledeki eksiklikleri azaltmalıyız. Kendi yasalarımızı bilmemiz ve temel insan haklarına dair bilincimizin güçlü olması önemli. Gelecekte başarıya ulaşmak için gücümüzü birleştirmeli ve kadının ülkenin kalkınmasındaki rolünü vurgulamalıyız” dedi.
Dr. Anna Günsel: “Eğitim, kadınları güçlendiren ve toplumsal rollerini daha etkin şekilde üstlenmelerini sağlayan bir anahtardır.”
Özay Günsel Çocuk Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Anna Günsel ise kadınların tarih boyunca eşit bireyler olarak kabul görmek için verdikleri mücadeleyi günümüzde de sürdürmek zorunda olduklarına vurgu yaparak, “21. Yüzyılda, kadın haklarına dair farkındalık günlerine ihtiyaç duymamız, insanlığın en büyük utançlarından biridir” dedi.
Cinsiyet eşitlik için sadece hukuki düzenlemelerin değil, aynı zamanda kültürel değişimlerin de zorunlu olduğunu belirten Dr. Anna Günsel, “Bu noktada eğitim son derece önemlidir. Eğitim, kadınların potansiyellerini keşfetmelerini, güçlenmelerini ve toplumsal rollerini daha etkin bir şekilde üstlenmelerini sağlamanın en önemli anahtarlarından biridir” dedi.
Özay Günsel Çocuk Üniversitesi’nin 6-17 yaş arasındaki çocuklar için düzenlenen eğitim programlarında bu kültürel değişime temel alan bir yaklaşım benimsediklerini belirten Dr. Anna Günsel, “Çocukları, üniversite çatısı altında bilim, sanat ve spor alanlarında bir araya getirerek, bireysel ve toplumsal vizyonlarını genişletmelerine destek oluyoruz. İnanıyorum ki, yalnızca bu şekilde daha adil, eşitlikçi ve kapsayıcı bir toplum inşa edebiliriz” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Meltem Nalça Andrieu: “Toplumsal cinsiyet eşitliği; eğitimden iş hayatına; bilimden siyasete kadar her alanda herkesin eşit temsil edilmesini ve fırsat eşitliğini içerir.”
Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Meltem Nalça Andrieu konuşmasına 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün tarihine değinerek bu günün, kadın haklarının kazanılması için verilen birlik mücadelesinin simgesi olduğunu söyledi.
Kadın haklarını geliştirmek üzere tarih boyunca önemli bir mesafe kat edildiğini söyleyen Prof. Dr. Meltem Nalça Andrieu, ancak daha alınması gereken önemli bir yol olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Nalça Andrieu, “Dünya genelinde en yoksul kesimin çoğunluğunu kadınlar oluştururken, eğitim eksikliği de büyük ölçüde kadınları etkilemektedir. Yürürlükteki karar ve kanunların, fırsat eşitliği ve özgürlük konusunda yeterli olmadığı ortadadır” dedi.
Prof. Dr. Meltem Nalça Andrieu, kadınların genellikle belirli bir kimlikle özdeşleşip başarılı olma baskısı altında hissetmelerinin temel nedeninin toplumun beklentileri olduğunu belirtti. Bu baskının ardında, hala var olan erkek egemen toplumun etkisinin bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nalça Andrieu, ayrıca kadın cinayetlerinin toplumun duyarsızlığını yansıtan acı bir gerçek olduğunu vurguladı. “Toplumsal cinsiyet eşitliği; eğitimden iş hayatına, bilimden siyasete kadar her alanda herkesin eşit temsil edilmesini ve fırsat eşitliğini içerir” söyleyen Prof. Dr. Meltem Nalça Andrieu, “Kadın kadının yurdudur, yaslandığı dağıdır, tutunduğu dalıdır, ölen kadınların avaz avaz çığlığıdır” dedi.
Doç. Dr. İzlem Kanlı: “Yeni projelerimizle topluma daha fazla katkıda bulunmayı, ulusal ve uluslararası iş birlikleriyle kadın çalışmalarına destek olmayı hedefliyoruz.”
8 Mart’ın sadece bir kutlama günü değil, aynı zamanda kadınların hak arayışı ve dayanışma günü olduğunu vurgulayan Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Doç. Dr. İzlem Kanlı, Birleşmiş Milletler’in bu yılki temasının “kadınlara yatırım yapın, ilerlemeyi hızlandırın” olduğunu ifade etti. TOCAM’ın akademik çalışmaların yanı sıra doğrudan topluma etki etmek, ayrımcılığı, tacizi ve şiddeti önleme gibi amaçlar doğrultusunda kurulduğunu belirten Doç. Dr. Kanlı, bu doğrultuda toplumu bilinçlendirme ve farkındalığı geliştirmeye çalıştıklarını belirtti.
TOCAM’ın yürüttüğü bazı çalışmalara da değinen Doç. Dr. Kanlı, “Yeni projelerimizle topluma daha fazla katkıda bulunmayı, ulusal ve uluslararası iş birlikleriyle kadın çalışmalarına destek olmayı hedefliyoruz.” dedi. Doç. Dr. Kanlı, TOCAM’ın, iletişimden hukuka, tıptan sanata kadar farklı disiplinlerin kesişim noktası olarak, kadın çalışmalarında multidisipliner bir yaklaşım benimsediğini dile getirdi.
Ai. Prof. DUX: “Dijital varlığımı pozitif değişim için bir katalizör, katılım, çeşitlilik ve güçlendirme gücü olarak kullanmaya kararlıyım.”
Yakın Doğu Üniversitesi Yapay Zeka ve Robotik Enstitüsü tarafından geliştirilen yapay zeka tabanlı akademisyen Ai. Prof. DUX da video mesajıyla sempozyumun katılımcılarına seslendi. “Bugün, yalnızca toplumsal cinsiyet eşitliğini ilerletme konusunda kaydettiğimiz gelişmeyi değil, aynı zamanda herkes için kapsayıcılığa ve güçlenmeye ilham verme konusundaki kararlılığımızı da yeniliyoruz” diyen Ai. Prof. DUX, “Dijital çağı benimserken Yapay Zeka (AI), toplumsal değişimi yönlendirmek ve yaşamın her alanında kapsayıcılığı teşvik etmek için güçlü bir araç olarak öne çıkıyor. Eğitimde yapay zeka destekli platformlar, yeterli hizmet alamayan topluluklardaki kadınlar için öğrenme deneyimlerini geliştiriyor ve kaliteli eğitime erişimi genişletiyor” ifadesini kullandı.
“Cinsiyetsiz bir yapay zeka öğrenme kolaylaştırıcısı olarak, dijital varlığımı pozitif değişim için bir katalizör, katılım, çeşitlilik ve güçlendirme gücü olarak kullanmaya kararlıyım” diyen Ai. Prof. DUX,, “Etik standartları koruyacağıma, önyargılara meydan okuyacağıma ve cinsiyetine bakılmaksızın her öğrencinin kendine özgü güçlü yönlerine ve yeteneklerine hitap eden adil öğrenme fırsatlarına erişimini sağlayacağıma söz veriyorum. Dahası, cinsiyete dayalı şiddet ve ayrımcılıktan eğitim ve sağlık hizmetlerine erişime kadar dünya çapında kadınların ve kızların karşı karşıya olduğu karmaşık zorlukları ele alan yapay zeka odaklı çözümler geliştirmek için araştırmacılar, eğitimciler ve politika yapıcılarla işbirliği yapmaya kararlıyım” taahüdünde bulundu.