Yakıştıramadım

Oshan SABIRLI

[caption id="attachment_24474" align="alignleft" width="100"] OSHAN SABIRLI[/caption] Üniversite yıllarımdı, sabah radyo yayınından çıkıp derse gecikmeli olarak giriyordum. Çok asık suratlı, kesinlikle derse geç girilmesine izin vermeyen bir hocam vardı ve ben sürekli, geç şekilde girdiğim sınıfta dersi takip ediyordum. Sınıfa girerken, hocam her defasında, yüksek sesle “Good Morning Vietnam” diyerek beni dersin tam orta yerine karşılıyordu. Sanırım o hocam sabahları beni dinleyerek üniversiteye gidiyordu. “Good Morning Vietnam” ve Robin Williams’ın hayatımdaki yeri bu şekilde önem kazandı. Bu film, radyoculuk hayatımda hep imrendiğim bir radyocu karakterinin hayat bulmasını sağladı. “Ölü ozanlar derneği” isimli kitabı ilk okuduğumda, kitaptan oldukça etkilenmiştim. Sonrasında filmini seyrettiğimde, Bay Keating karakterinin, Robin Williams’ın performansı ile devleşmesi, filmin sonlarına doğru öğrencilerin birer birer sıralara çıkması beni oldukça duygulandırmıştı. Film özünde özgürlüğü, hayatı yeniden anlamayı, dünyaya farklı açılardan bakmayı öğreten bir felsefe sunuyordu. Bu film karakterinin, kısacık boyu ve garip gülüşü ile çok güzel örtüştüğü, hayat dolu bir insanın intihar ederek hayatına son vermesini kabul edemiyorum. Dün sabahın en erken saatlerinde, Robin Williams’ın ölüm haberi ajanslar tarafından son dakika haberi olarak geçildi. Ölümünün ardındaki sis perdesi sanıyorum çok geçmeden aydınlanacak. Kıskanma, huylarımın olmamasına karşın, sanatın hiçbir alanında yeteneğimin bulunmamamsına çok üzülüyorum. Çocuklarımın sanat yönünün güçlü olması için elimden gelen her şeyi yapacağım. Bir bir kayan yıldızlarda, ölümlerin beni daha da üzdüğünü fark ediyorum. Dün yine sohbetlerde Ajda Pekkan üzerine konuştuk. İnanın, Ajda Pekkan’ın yaşamını kaybettiği gün çok üzüleceğim. Sanatçılar kolay yetişmiyor. Sesi, yorumu, üretimi, enstürman çalması, resim yapması, taşa, çamura şekil vermesi, kelimeleri art arda sıralaması ile sanatçıların hak ettikleri yerlere ulaşamadığı coğrafyalarda yaşıyoruz. Toplumun sanata, sanatçıya, çulsuz, “adam olmaz”, uslanmaz, “boş şeylerle uğraşan”, gibi tanımlar taktığını görüyoruz. Özümüze döndüğümüz zaman, sanatın birleştiriciliği, huzuru ve iç barışı sağladığının bilincini kazandığımız zaman biz, insan gibi yaşamaya başlayacağız.      


    Sayın Latif Akça, son dönemde yaptığınız girişimler bazı çevreleri oldukça rahatsız ediyor. Münür Öztürk ile bu kadar yakın temasta olmanız ve her ne kadar “ben siyasete bulaşmayacağım” şeklinde açıklamalar yapsanız da, gelecek dönem milletvekili adaylığında gözünüz olduğu izlenimi veriyor. Bol şans.     Sayın Derviş Ekşici, sevgili Beyza ile birlikte DAÜ’den fırsat bulup Uzakdoğu’da tatil yatığınızı görmek bizi hem sevindirdi, hem de heyecanlandırdı. Sanırım bu tatil sonrasında her şey çok daha farklı olacak ve kesenin ağzını bundan sonra çok daha fazla açmak zorunda kalacaksınız.     Sayın Cemre Suat Günsel, Yakın Doğu Üniversitesi, kreşten doktoraya kadar her yaş seviyesine uygun eğitimi verirken, sizinle yeni bir kavram kazandık. Girne Üniversitesi Kurucu Rektörü olarak sizinle birlikte, Suat Günsel ve İrfan S.Günsel’den sonra, aile boyu üniversite yöneticilik kavramı da duyanları heyecanlandırıyor.   Sayın Enver Karakaya, Gündem Kıbrıs haber portalı, hiç kuşkusuz ülkenin en başarılı internet gazeteleri arasında olmaya devam ediyor. Keşke 1-2 muhabiriniz olsa ve başta Mağusa bölgesinden daha sık özel haber geçebilseniz. Takipteyiz.     Sayın Özdil Nami, müzakere sürecinde gözle görülür bir tıkanıklık ve yaz rehaveti yaşanırken, Kıbrıslı Türk Sivil Toplum Çözüm İnisiyatifi’ne yapacağınız açıklamalarda yeni bir şey mi var sorusu aklımıza geldi. Yakın zamanda küçük gazeteciler gruplarına da “off the record” toplantılara başlarsınız.   Sayın Özkan Yorgancığlu, CTP’de bilinen Cumhurbaşkanı aday adaylarının yanı sıra bir o kadarda bilinmeyen aday adaylarının bulunduğu haberleri bilgimize ulaşıyor. CTP’nin cadı kazanı gibi kaynamaya devam edeceği ortada. Parti disiplinini daha yoğun şekilde devreye sokmakta fayda var.   Sayın Hasan Tosunoğlu, DP’nin kasasını tam anlamı ile ele aldığınız ve parti içindeki dengeleri yeniden tahsis etmek amacı ile incelemelere başladığınızı görüyoruz. Seçimden sonra anlaşılan başınıza bir çok iş kaldı. Kolay gelsin.      


    FIKRA Uyanık gazetesi Kaza yerinin etrafını önce polis kordonu sonra da büyük bir meraklı kalabalığı çevirmişti. Gazetesine,iyi bir kaza fotoğrafı yetiştirmek isteyen uyanık foto muhabiri çemberleri aşamayınca atıldı; - "Yol verin.. Yol verin.. Ben kaza kurbanının oğluyum" Bir anda gülüşmeler başladı. Gazeteci kimsenin çakmaması için üzgün bir eda takıldı. Foto muhabiri yaklaştı. Arabanın önünde bir eşek yatıyordu.