Yara izi neden deriden farklıdır?

Vücuttaki yara izleri insanın başına gelenlerle ilgili ipuçları verir...

Herkesin vücudunda en az bir yara izi vardır. Bu izler, herhangi bir darbe alan vücudun yarayı iyileştirmek için başlattığı normal onarım sürecinin sonucudur.

Deride ya da başka bir organda meydana gelebilir bu onarım. Fakat bazı uzuvlarını ya da kuyruklarını yitirdiğinde yeniden oluşturabilen hayvanlarda bu izler görülmez.

Yaralanma anında vücudun ilk tepkisi kanamaktır. Daha sonra burada pıhtılaşma olur. Pıhtının üst tabakası kuruyarak kabuk haline gelir. Böylece yara dış etkenlerden korunur.

Pıhtının alt tabakası ise fibroblast adı verilen hücreleri barındırır; bu hücreler kabuk kalktığında ortaya çıkan yara izini oluşturacak dokunun yapı taşlarıdır.

Yara izini oluşturan doku normal deri ile aynı hücrelere sahip olsa da, kolajen adlı proteinin yapısı nedeniyle farklı bir görünüm ve his yaratır.

1998'de Matematiksel Biyoloji Bülteni adlı dergide yayımlanan bir makalede uzmanlar bunun nedenini şöyle açıklıyordu:

"İnsan gibi gergin derili hayvanlarda, normal dokudaki kolajen çaprazlama bir şekilde yer alırken yara izini oluşturan dokuda deri yüzeyine paralel bir yapıdadır."

Yani normal deri dokusu, rastgele birbiri arasından geçen liflerden oluşurken, yara izindeki dokuda tek yönde ve birbirine paralel bir şekildedir.

Evrim açısından baktığımızda bunun mantıklı bir açıklaması vardır. Açık yaralar, yoğun acı ve enfeksiyon tehlikesi nedeniyle vücut için sorunludur. Bu nedenle vücut, deriyi normal yollardan yavaş yavaş oluşturmak yerine acil onarıma geçerek yara izini oluşturur.

Bunu şöyle de izah edebiliriz: Düşünün ki çatıda bir delik var ve yağmur yağıyor. Mahallenin en iyi tamircisini beklemek yerine daha az iyi bir tamirciyle idare etmek durumundasınız. Bu kişinin işi daha kısa zamanda ve daha az maliyetle bitirmesi bir avantajdır. Aynı şekilde, vücudu en kısa zamanda dış etkenlerden korumak için, daha az mükemmel bir yönteme başvuruluyor.

Bazı yara izleri gurur kaynağı olabilirken bazıları da estetik bakımdan göze hoş görünmez. Yara izinden kurtulmanın kesin bir yolu olmasa da asgariye indirmek için bir şeyler yapılabilir.

Büyük yaralar büyük iz demektir. Doktorların bazı yaraları dikmesinin nedeni budur. İki ucu arasındaki mesafe kısaltıldığında yarada daha küçük kabuk oluşur ve buda daha küçük iz demektir.

Yara izi aşırı kötü görünümlüyse dermatologlar buna müdahale ederek o dokuyu tümüyle alıp deriyi yeniden dikebilir. Yeni izin oluşmasını önlemek mümkün değildir; ama doktorlar izin daha az belirgin olmasını sağlayabilir.

Yara izleri, kimyasal solüsyonlar uygulanarak ya da dermabrazyon adı verilen soyma yöntemiyle de tedavi edilebilir. Burada derinin üst tabakası soyularak yeni derinin daha pürüzsüz ve normal bir görünüm alması sağlanabilir.

Bu yöntemler bazılarında işe yarayıp daha az belirgin bir yara izi ile sonuçlansa da izi tümüyle yok edemez.

İzi tamamen gidermenin yolu o bölgeye deri nakli yapmaktır; fakat o durumda bile yamanın etrafında iz kalır. Tıp ilerleyip bu soruna daha iyi bir çözüm buluncaya dek yara izlerimizle yaşamaya alışmamız gerekecek.