Genetik, kalıtım bilimi olarak da kabul edilen, canlıların yapısının ve bu yapının dış görüntüye ve fonksiyona nasıl etki ettiğini, nesilden nesile nasıl aktarıldığını inceleyen bir biyoloji bilim dalıdır. 20. yüzyılın başlarında gelişmeye başlamış ve hızla ilerlemektedir.
Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, biyolojinin temelinde kesin prensiplerin olması, bunların cansız durumlara uyarlanamaması ve bunun sebeplerinin araştırılması gerekliliği biyolojiyi eşsiz kılarken, Genetik, Darvinizm ve moleküler biyoloji alanındaki olağanüstü gelişmeler, biyolojinin fiziksel bilimler alanında ilerlemesini de beraberinde getirdi. İşte tüm bu yeni bilim dallarına yönelik eğitim araştırma ve sağlık hizmetleri, Ocak 2011’den itibaren Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı ve aynı zamanda Centre of Excellence Genetik ve Kanser Tanı Araştırma Merkezi olarak Prof. Dr. Nedime Serakıncı yönetimindeki uzman kadrosuyla sürdürülmektedir.
Yakın Doğu Üniversitesi Tıbbi Genetik Polikliniği ve Tıbbi Genetik Laboratuvarı
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kalıtsal veya genetik bir hastalığa sahip kişilere olası risk ve tedavileri konusunda verilen bir yardım hizmeti olan Genetik Danışmanlık hizmetinin verildiği tek yer olan Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi, tam teşekküllü tıbbi genetik laboratuvarını da bünyesinde barındırmaktadır. Son teknolojiyle donatılan tıbbi genetik laboratuvarı başlıca beş alt üniteye ayrılmıştır. Bunlar; farklı dokulardan kromozom analizlerinin yapıldığı Sitogenetik Laboratuvarı; sitogenetik yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda kromozomal analizi ve tanı değerini yükselten Moleküler Sitogenetik Laboratuvarı; özellikle tek gen hastalıklarının tanısında kullanılan Moleküler Genetik Laboratuvarı; virüs ve bakterilerin moleküler biyolojik yöntemlerle tanı ve takibinin yapıldığı Moleküler Biyoloji Tanı Laboratuvarı ve hastalığa sebep olan geni veya kromozomal bozukluğu gebelik oluşmadan önce test ederek sağlıklı embriyoların tansfer edilmesi işleminin yürütüldüğü Preimplantasyon Genetik Tanı Laboratuvarları’dır.
Genetik Ve Kanser Araştırmalarının Yürütüldüğü Centre Of Excellence’a Bağlı Genetik Ve Kanser Tanı Araştırma Merkezi
Tanı, tedavi ve takip hizmetlerinin yanı sıra Prof. Dr. Nedime Serakıncı önderliğinde Kuzey Kıbrıs’ın ilk ve tek genetik ve kanser araştırma merkezi olan Centre of Excellence Genetik ve Kanser Tanı Araştırma Merkezi, Yakın Doğu Üniversitesi’nin uzun vadedeki vizyonu olan temel araştırmaların hasta tedavisine aktarılması yani “translational research – çevrimci araştırma” ilkesini temel almaktadır. Merkez, kanser ve tıbbi genetik, genetik tanı teknik ve teknolojilerinin geliştirilmesi ve kullanımı ile iyi bir akademik eğitimin yanı sıra halk eğitimini de desteklemektedir. Centre of Excellence Genetik ve Kanser Tanı Araştırma Merkezi’nde altı tane araştırmacı, dört yüksek lisans ve dört doktora öğrencisi bulunmaktadır. Merkezin ana amacı kanser ve kök hücre yenilenmesi ve farklılaşma sürecinin altında yatan mekanizmaları, yeni stratejik ve teknik yaklaşımlarla daha iyi anlamak ve yön vermektir.
Uzun yıllar bilimsel çalışmalarını Danimarka’da başarıyla sürdüren Prof. Dr. Nedime Serakıncı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde hizmet vermeye ve bilimsel alanda çalışmalarını sürdürmeye devam etmektedir. Çok sayıda araştırma ile dünya çapında kabul edilmiş yirmi beşin üzerinde başarılı yayına imza atmış ve 5 kitap bölümü yazmıştır. Ayrıca kanser kök hücre ve genetik alanındaki çalışmaları 2004, 2006, 2010 ve 2014 yıllarında dört kez dünya literatüründe ilk 10’a girmiş ve en son makalesi dünya literatüründe en çok okunan ilk on makele arasında beşinci sırayı almıştır. Prof. Dr. Serakıncı’nın kök hücre, kanser, yaşlanma ve telomeraz alanlarındaki başarısı, davetli olarak çağırıldığı birçok önemli uluslararası bilimsel konferansta ve seminerde kanıtlanmıştır.
Tıp literatürüne yepyeni bulgular kazandırmaya devam etmekte olan Prof. Serakıncı, diğer ülkelerde sürdürülen çalışmalara paralel olarak 2011’de “mezenkim kök hücreleri”nin kansere karşı güdümlü bir füze gibi kullanılabileceği tezini güçlendiren çalışmaları yayınlandı. Hücrelerin bağ dokularında bulunan ‘Mezenkimal’ olarak adlandırılan kök hücrenin özellikle dokuların destek bölümü için temel oluşturduğu ve vücut alanında hasar gören bir çok doku için yeniden yapım-onarım işlerini yürütebildiğini ispatlamıştır.
Prof. Dr. Serakıncı: “Bağışıklık sistemi bastırılmış laboratuvar farelerinin deri altına, insan yumurtalık kanseri hücreleri implante ettik. Laboratuvar faresinin sırtında insan yumurtalık kanseri oluştuktan sonra, fareye 2004 yılında dünya bilim araştırmalarının hizmetine sunduğum ve bilimsel araştırmalarımın bir ürünü olan mezenkim kök hücreleri verildi. Doğası gereği bu hücreler verildikleri yerden çıkıp tümör dokusunu bulmaktalar. Bu prensip doğrultusunda, tümör dokusu yanında konaklayan mezenkim kök hücrelerinin, tümörü 21 gün gibi kısa bır sürede 3’te 1 kadar küçültüğünü gördük.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Serakıncı, şu anda yürürlükte olan son çalışmasında da ilk kez mezankim kök hücrelerde gen transferi ile TRF2 genini kısmi olarak sesizleştirerek kök hücrelerin radyoterapiye olan direncinin kırılmasını sağladı. Ayrıca, Prof. Serakıncı ilk kez TRF2 baskılanmasının telomer destabilizasyonu yaratarak insan mezenkim kök hücrelerinin radyosensitivitesini 1.5-2 kat arttırılabileceğini gösterirken, bu çalışmanın radyoterapide yeni bir araç olabileceğini duyurdu.