Bafra Turizm Bölgesi’nde restoran yapmak amacıyla Orman Dairesi’nden arazi icar eden Çelebi Garden ve Kemal Çelebi Turizm Ltd. Sahibi Kemal Çelebi’nin elinden alınan arazi, Turizm Bakanlığı tarafından Mehmetçik Belediyesi Eski Başkanı Beyazıt Adalıer’e verildi.
Taner ULUTAŞ Bafra Turizm Bölgesi’nde restoran yapmak amacıyla Orman Dairesi’nden arazi icar eden Çelebi Garden ve Kemal Çelebi Turizm Ltd. Sahibi Kemal Çelebi’nin elinden alınan arazi, Turizm Bakanlığı tarafından Mehmetçik Belediyesi Eski Başkanı Beyazıt Adalıer’e verildi. Bafra Turizm Bölgesi’nde restoran yapmak amacıyla Orman Dairesi’nden arazi icar eden Çelebi Garden ve Kemal Çelebi Turizm Ltd. Sahibi Kemal Çelebi, yatırım yapmaya hazırlandığı arazisinin elinden alınması ve Mehmetçik Belediyesi Eski Başkanı Beyazıt Adalıer’e verilmesinden şikâyetçi oldu. Kemal Çelebi, haklarının gasp edildiği gerekçesiyle Cuma günü mahkemeye başvurduğunu da belirtti. Bafra Turizm Bölgesi, ‘Restoranlar Bölgesi’ olarak bilinen bölgede, 3 numaralı yatırımcı olan Kemal Çelebi, yaşadığı olayı gazetemize şöyle anlattı: “KAYALIK ALANLA İLGİLİ SÖZLEŞME İSTEDİM” “Zamanında başvururken amacım Çelebi Garden’ı denizle buluşturmaktı. Yani Mehmetçik’te mevcut otelime deniz kenarında bir plaj yaratmaktı. Buna büyük ve güzel bir proje çizdirdik. Ama bu projenin ıslahını istedik. İlk etapta bu yeri verdiler ve projeyi çizdirdik. Vermiş olunan 1-1 buçuk dönüm arazinin önündeki yeşile bağlantılı diğer yeşil alan arazinin de bize ne yapılacağını bildirmelerini istedik. Bunun için Çevre Bakanı ile görüştüm ve izin istedim. Bunun yetkisinin Turizm Bakanlığı’nda olduğu belirtildi. Birkaç ay bu işlerle uğraştık. Alanımın önünde kayalık alan vardı. Bu kayalık alanın kırılması ve üzerinin ahşap döşenmesi ile ilgili bir sözleşme imzalamalarını istemiştim. Peyzaj çalışması istendi, bir proje daha çizdirdik ve verdik. Git-gel sürecinde tabi ki bu işler yazılı olmadı, hep sözlü oldu.”
Bugün bizim köşeyi Mehmet Sporuoğlu arkadaşıma kiraladım. Kira ücretini de bir fincan kahve olarak deftere yazdım. Mehmet Sporcuoğlu’nun köşe yazısını keyifle okuyacağınız inancındayım.
SPOR YASASI VE BUNUN UYGULAYICILARI Mehmet Sporcuoğlu Ülkemizdeki ister adı özerk olsun ister atama olsun genel anlamda tüm Federasyonlar bir yerde Spor Bakanlığına bağlıdır. Spor yasasına baktığımız zaman Spor Yasasının 31(4) maddesi tüm Federasyonların üye kulüp sporcularına çıkardıkları lisansların bir suretini Spor Bakanlığına bağlı Spor Dairesine göndermeleri gerektiğini yazıyor. Yazıyor ama bu yerine geliyor mu? Yerine geliyorsa Spor Dairesinin bu lisansları düzgün bir şekilde arşivi varmı? Yada bunu yerine getirmeyen Federasyonlara ne gibi işlem yapılıyor? Bunlar hep rutin olarak ilgili Bakanlığa bağlı dairenin yapması gereken şeyler. Ancak bizde bu yapılıyor mu bana göre yapılmıyor. Nasıl ki mali açıdan evrak muhafazası belli bir yıl saklama zorunluluğu var ki esasında bu gibi bilgiler devamlı muhafaza edilmeli bunlarda düzgün bir şekilde arşivlenmelidir. Federasyonlar ile ilgili olarak bir dizi yazı yazmayı düşündüğümden bu konuda en iyi bilgiyi ilgili daire olarak Spor Dairesinden alabileceğimi umut etmiştim. Ancak geçmiş yıllardan da iç içe olduğum Spor Dairesinden istediğim bilgileri ne yazık ki alamadım. Bizdeki tüm Federasyonlar Spor Bakanlığından bütçe katkısı almaktadır. Bir zamanlar Voleybol Federasyonu Başkanı olan Sayın Salih Tarcan Federasyonlar ile Bakanlık yetkilileri arasında yapılan toplantıda ben Spor Bakanlığına sadece Bakanlıktan aldığım parasal katkının hesabını sunarım gerisini sunmam dediği zaman hepimiz şaşırmıştık. Çünkü genelde Federasyonların her yıl yapmış olduğu genel kurullardaki aklamış oldukları hesap dökümleri ile almış oldukları kararları Spor Bakanlığına bağlı Spor Dairesine göndermekte ve bir sonraki faaliyet raporunu da buna ilave etmekteydiler. Federasyon Başkanlığı seçimlerinin olduğu Genel Kurullarını da ayni şekilde bildiriliyordu. Spor Yasasının 19 maddesinin (2) belirtilen" Mevcut Spor Federasyonları bünyesinde faaliyet sürdürülen spor dallarından en az biri ile uğraşılacağına dair kural bulunması ve Birlikler ve Dernekler Yasası uyarınca yapılan işlemlerden sonra Bakanlıkçıda ayrıca tescil edilmesi gerekir" diyor. Yine ayni yasanın 19 (3) ünde ise3 "Bakanlıkça tescili yapılmayan bir spor kulübü veya spor derneği herhangi bir spor federasyonuna üye olamaz" diyor. On dokuzuncu maddenin 2-3 ü böyle diyor da bu uygulanıyor mu o soru işareti. Çünkü Spor Dairesinde bilgi istediğimde ne yazık ki gelen bilgi ülkemizde; 506 Kulüp,1037 Antrenör,1091 Hakem ve 24085 lisanslı sporcu olduğu ve tüm bunların 32 Federasyon çatısı altında bulunduğu belirtildi. Peki, Federasyonların genel kurullarında bu üye kulüplerin kaçının faal olduğu, kaçının kulüp bazında kulüp başkanının adı soyadı, telefonu ve adresleri olduğu bellimi? Bana göre değil. Çünkü bu bilgileri Spor Dairesinden alamadım. Alamayınca da akla her federasyonun genel kurulda oy kullanan kulüplerin kaçının Spor Dairesi tarafından Tescilli olduğu, kaçının tescili olmadığı halde oy kullandığı tam bir muamma. Hatta bazı Federasyonlarda Genel Kurul zamanı yönetimde bulunan kişilerin Divan Başkanı olarak görev yaptıkları bir gerçek. Bu nedenle Spor Dairesi yetkililerinin bana söylemiş olduğu bu kayıtların en kısa zamanda Spor Dairesi arşivine kaydedilmesi ve sporcu lisanslarının da buna dahil edilmesi gerekirse her Federasyonun genel kurullarında tescilli kulüplerin katılımlarının kontrolünün yapılması hususunda gerekli yazışmanın yapılarak Spor Dairesine en azından her Federasyon faal olan kulüpleri bildirmeli ve bunların Spor Dairesi tarafından tescili yapılıp yapılmadığı kontrol edilmelidir. Bunları yapmak Federasyonlarımızın işine karışmak anlamında değildir. Ümit ederim en kısa bir zamanda Sporumuzda eksik olan bu bilgi arşivde yerine gelir. Bunu da yerine getirecek makam Spor Dairesi Müdürüdür.