Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs Rum liderliğinin bölgedeki zenginliklerin geleceği konusunda dün itibariyle yapmaya kalkıştığı şeyin “yeni bir hukuksuzluk girişimi olduğunu ve Kıbrıs Türk halkının haklarını gasp etmeye çalışmak anlamını taşıdığını” belirtti.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıslı Türklere de ait olan bu kaynakların geleceği konusunda bu türden bir tasarrufta bulunma yetkisi olmadığı kaydedildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Dün itibariyle Kıbrıs Rum liderliğinin bölgedeki zenginliklerin geleceği konusunda yapmaya kalkıştıkları şey yeni bir hukuksuzluk girişimidir ve Kıbrıs Türk halkının haklarını gasp etmeye çalışmak anlamını taşımaktadır. Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıslı Türklere de ait olan bu kaynakların geleceği konusunda bu türden bir tasarrufta bulunma yetkisi yoktur.
Kıbrıs Türk halkının bu kaynaklar üzerindeki hakları herkes tarafından açıkça kabul edilmişken bu kaynakların ne zaman, ne şekilde ve hangi kanaldan dünya piyasasına aktarılacağı konusunda Rum tarafınca atılan tek yanlı adımlar hukuki zeminden yoksun olmakla birlikte, iki taraf arasındaki ilişkileri de zehirler niteliktedir. Kıbrıs Türk halkının temsilcileriyle görüşmeden ve Kıbrıs Türkünün rızası alınmadan atılan bu adımların tam da Kıbrıs sorununun yarım asırdan sonra bundan böyle nereye doğru evrileceğinin kritik kararının verileceği bir aşamada atılmış olması, Kıbrıs Rum liderliğinin kapsamlı bir çözüm konusundaki siyasi irade eksikliğini daha da net şekilde göstermektedir. Kıbrıs Türk tarafının defalarca ‘gelin birlikte yapalım’ çağrısına cevap dahi vermeyen Kıbrıs Rum liderliğinin sadece yönetimi değil aynı zamanda zenginliği de Kıbrıs Türk halkı ile paylaşmak istemediği bir kez daha teyit olmuştur.
Türkiye ile istişare ve iş birliği halinde kısa bir süre sonra atacağımız adımlarla, Kıbrıs Türk halkının haklarına halel getirmelerine izin vermeyeceğimizi bir kez daha kamuoyunun dikkatine getirir, Rum tarafının bu tek yanlı adımlarını tolere ve teşvik eden, göz yuman tüm ilgili aktörlere bu yanlış tutum ve davranışlarını bir an önce gözden geçirmelerini salık veririz.”