1993 Yılına kadar ülkedeki sol seçmen TKP ile CTP içinde kümelenmişlerdir.1993 öncesi soldaki seçmen üstünlüğü TKP lehine idi.Bu nedenle her fırsatta CTP’liler sağ seçmenden oy çalmak yerine TKP’yi eleştirerek oy oranlarını artırmak için çalışırlardı.Bu dönemde CTP Naci Talat,Özker Özgür, Fadıl Çağda gibi isimlerin oluşturduğu sol düşünce dışında KÖGEF ve DGD birlikteliğinden oluşmaktaydı.Bu guruplar partideki HALK-DER gurubunu dışlamışlar onlar da TKP içinde kendilerine yer bulmuşlardı.
1981’de yapılan seçimler sonucunda 13 milletvekili çıkaran TKP,CTP’nin 6 ve DHP’den Nejat Konuk ve İsmet Kotak ile sağladıkları 21 milletvekili ile Hükümet olma şansını yakalayamamış ,sonrasında UBP ile yapılan Koalisyon görüşmeleri bir netice vermemiştir.Bunun sonucunda TKP bir dağılım sürecine girmiş TKP’li vekillerden bazıları TKP’den istifa ederek bağımsız kalmışlar ve UBP’nin kuracağı hükümette Bakan görevlerine getirilmişlerdir.Bu noktada TKP’nin oluşumunda ana unsurlardan olan Arif hoca’nın başını çektiği grup da TKP’den ayrılarak Çalışan Halkın Partisi’ni kurmuşlardır.Bu şekilde zayıflayan ve UBP’nin saldırısına maruz kalan TKP ayni zamanda da kendisine düşen payı almak için CTP’nin da kuşatmasına girmiştir.Sonuç olarak bu tarihinden itibaren TKP küçülürken CTP büyümüştür.
CTP bu yönde büyümeye devam ederken ve sivil toplum örgütleri ve sendikalarda egemen olmak için gayret içine girerken TKP yönetimi hiç buraları ile ilgilenmemiş ve bu örgütleri CTP’lilerin yönetimine terk etmiştir.
1993 seçimleri işte böylesi bir CTP’nin başarısıdır. Tüm sol seçmen CTP’nin bu başarısını ayakta alkışlamıştır. Ancak CTP 1993-1998 arası hükümet döneminde Devlette örgütlenme ile sivil toplum örgütleri ve sendikalardaki egemenliklerini perçinlemekten başka hiçbir başarı elde edememiştir.
Bu nedenle artık toplumda bir UBP ve DP egemenliği başlamıştır.
CTP’nin halkımıza söylediği hata yaptık kendi içimizde öz eleştirimizi yapıp yeniden yapılanacağız olmuştur.
CTP 1993-1998 arası hükümette olup oluşturduğu devlet örgütlenmesinin ve sendika egemenliğinin başarısını ANNAN planı döneminde görmüştür. Başlangıçta birlikte hareket edileceği yönündeki karara uymamış ve Oluşturduğu BG konsepti ile tek başına hareket edeceğini ilan etmiştir.
2003 yılında yapılan seçimlerde CTP-BG konsepti hem İktidar olmayı hem de 2005’deki seçimlerde Cumhurbaşkanlığını sağlasa bile maalesef bu ikinci CTP dönemi da halk adına hüsranla sonuçlanmış ve evine gönderiler Derviş Eroğlu UBP’sine 2009 seçimlerinde Tek başına iktidar ve 2010 seçimlerinde da Cumhurbaşkanlığını kazandırmıştır. Üstelik Derviş Eroğlu tek kelime etmeden ve hiçbir tartışmaya katılmadan.
2013 yılına gelirken CTP yine halkımızın kendi kendini sorgulayan ve artık geçmişten tüm dersleri alan parti olarak katılmış ve yeniden son kez güven istemiştir. Karşısında bu şüreçte yeterince oluşumunu sağlayamamış hatta isin olarak da TKP,BDH ve TDP sürecini yaşayan bir parti karşısında yine alternatif olmuştur.Bu nedenle de 2013 seçimlerinin da galibi olmuştur.
2003’den itibaren sürdürülen BG konsepti CTP’yı önce soldan merkeze daha sonra liberal çizgiye taşıdığından halka fayda sağlayamadığı gibi kendi içinde de bölünme parçalanma konumuna gelmiştir.2014 seçimleri bu parçalanmanın ayyuka çıktığı dönemdir. Toplumda bu gençler sakallılar kavgası olarak yansıtılmıştır. Bu noktada Eski Parti başkanı Emekli Cumhurbaşkanı Talat yeniden başkanlığa getirilerek parti toparlanmaya çalışılmış ancak ne kadar başarılı olmuş bunu zaman gösterecektir.
Talat ilk kurultayda başkan adayı olmayacağını açıklamış. Bir müddet önce PM’de alınan kararlar doğrultusunda bir evrilmeye başlangıç olarak parti içinde konsensus sağlanarak gerek parti içinde gerekse parti dışında bir saygınlığa sahip Tufan Erhürman başkan adaylığını açıklamıştır.
Devam edecek