Yeni doğan Bebeğinize İşitme Testi Yaptırmayı Unutmayın!

Çocukluk Dönemde Yaşanılan İşitme Kaybında Erken Tanı Önemli

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Eda Tuna Yalçınozan, İşitme Engelliler Haftası Dolayısıyla Yaptığı Açıklamada, Dünya  Genelinde 360 Milyon Kişinin İşitme Engeli ile Yaşadığını, Bu Oranın 32 Milyon Kadarını Çocukların Oluşturduğunu, İşitme Kaybının Genetik Kökenli Olabileceği gibi Doğum Sırasında Meydana Gelen Komplikasyonlar, Bazı Enfektif Hastalıklar, Yanlış İlaç Kullanımları, Yüksek Sese Maruziyet ve İlerleyen Yaş gibi Nedenlerden Dolayı da Gelişebileceğini, Çocukluk Çağı İşitme Kayıplarının %60’ının Önlenebilir Nedenlere Bağlı Olduğunu, Fark Edilmesi Güç Olan İşitme Kaybının Tanı ve Tedavisinde Geç Kalınmaması için Ebeveynlerin Bu Konudaki Farkındalık Düzeyinin Yüksek Olması Gerektiğini Belirtti.

Çocukluk Dönemde Yaşanılan İşitme Kaybında Erken Tanı Önemli

Çocukluk çağında yaşanılan işitme kaybı tanısının erken zamanda konulmasına dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Eda Tuna Yalçınozan, çocukların konuşma ve dil gelişimlerinin ilerlemesi  açısından da erken tanının önemini belirtti.  Erken tanı için her yeni doğan bebeğe hastaneden taburcu olmadan önce ya da en geç yaşamının ilk bir ayı içerisinde işitme taraması yapılması gerektiğini hatırlatan Uzm. Dr. Eda Tuna Yalçınozan, bu sayede işitme kaybı yaşayan herkesin işitme cihazları, implant ve diğer yardımcı cihazlar ile rehabilitasyon programlarından faydalanabileceğini, ayni zamanda alt yazılar ve işaret dili gibi her türlü eğitici ve toplumsal destek ile yaşam kalitelerini artırabileceğini ifade etti.

 

İşitme Kaybı Oranını Alınacak Önlemlerle En Aza İndirmek Mümkün  

İşitme engelini en aza indirebilmek ve önüne geçebilmek için toplumsal olarak alınabilecek pek çok önlem bulunduğunu söyleyen Uzm. Dr. Eda Tuna Yalçınozan, hamilelik öncesi iyi hijyen sağlanarak, sitomegalovirüs (CMV) gibi viral enfeksiyonların veya gebelik sırasında sfiliz (Frengi)  gibi enfeksiyonların önlenebildiğini, güvenli doğum listesi gibi doğum öncesi ve sonrası anne ve bebeği sorgulayan kayıtları da kapsayan anne ve çocuk sağlığı programlarının geliştirilmesi ve ailede işitme engeli olan, düşük doğum ağırlığı, doğumda havasız kalma, sarılık veya menenjit öyküsü olan yüksek riskli yeni doğanların erken tanı ve tedavi almasının sağlanması gerektiğini de ifade etti.

 

İşitme Kaybı Yaratabilecek Hastalıklar ve İlaçlar Konusunda Toplum Bilinci Sağlanmalı

Çocukluk çağı enfeksiyonlarına karşı özellikle kızamık, kızamıkçık ve kabakulak gibi hastalıkların aşılarının uygulanmasının toplum sağlığı açısından önemli olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Eda Tuna Yalçınozan, bu durumun toplum sağlığı merkezleri tarafından takipte olmasının toplum bilincine yerleştirilmesi gerektiğini belirtirken, hekimler tarafından reçete edilmiş ve düzenlenmiş tedaviler hariç işitme kaybı yaratabilecek ilaçların bilinçsiz şekilde kullanımının engellenmesi gerektiğini de ifade etti.

 

Uzm .Dr. Eda Tuna Yalçınozan: “İşitme Engelli Çocuklar Doğumdan İtibaren İşaret Dilini Öğrenmeli”

İşitme Engelliler Haftası’nın amacına da değinen Uzm. Dr. Eda Tuna Yalçınozan, bu haftanın aslında “İşaret dili ile toplumsal ve katılım” temasını benimseyerek toplumda duyarlılığı artırmayı amaçladığını belirtti.  Engelliler için tıpta ikili dil denilen işaret ve sözel dil eğitimine ihtiyaç olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Eda Tuna Yalçınozan, işitme engelli çocukların doğumdan itibaren işaret dilini öğrenmelerinin önemli olduğunu hatırlattı. Uzm. Dr. Eda Tuna Yalçınozan konu ile ilgili şunları söyledi: “İşitme engelliler için iki dil, yani işaret ve sözel dil eğitimine ihtiyaç olduğunu kabul ettirmek ve işaret dili kullanılan topluluklarda iki dilli eğitimi sağlanabilir hale getirmek, halk arasında işitme engelli insanların problemlerinin anlaşılabilirliğini artırmak, işitme engelli insanların işaret dili ve hakları konusunda bilinçlenmesini sağlamak, toplumdaki işitme engelliler için olan gerekli kaynakları ulaşılabilir hale getirmek, işitme engelli insanların da diğer insanlar gibi tüm işlerde çalışabileceğini vurgulamak, işitme engelli bireylerin eğitim ve modern teknolojilere ulaşabilmede diğer insanlarla eşit haklara sahip  olduğunu desteklemek bu haftanın amaçlarıdır.”